Amberin ZAMAN

Amberin ZAMAN
Amberin ZAMAN
DİKEN Tüm Yazıları
‘Bakara Makara’
21.03.2014
2454

 Tape madeninin son ürünlerinden eski AB Bakanı Egemen Bağış ile eski Hürriyet Ankara Temsilcisi Metehan Demir arasında geçtiği iddia edilen konuşma, neredeyse ayakkabı kutularındaki milyonca dolarlar ve sıfırlanması gereken milyonlarca euro kadar tepki ve infial yarattı.


Nedeni basit. Sözkonusu şahısların arasında geçen sohbette İslam dini ve Kur’an ile alay ettikleri iddia ediliyor. Konuşmanın özü şu: Bağış, inançlı olmadığı hâlde inançlı olduğu algısını yaratmak için dini içerikli twitler atıyor (Başbakanın gözüne girmek için herhalde). Demir de Bağış’ın bu becerisi karşısında duyduğu hayranlığı ifade ediyor.


Bağış’ın etik anlayışını kavrayabilmek için yaptığı özel konuşmaları dinlemeye gerek yok. Zaten aleni şekilde kendisini defalarca ifşa etti. Yaptıklarına “Gaf” deniyor ama değil. Eminim her bir lafı gayet hesaplı sarf ediyor. Hangi birini saysak. Süryani cemaatinin 1915’te katledilen binlerce dindaşlarının da Ermenilerle birlikte soykırıma maruz kaldıklarını tescilleme gayretlerine “mastürbasyon” demesini mi? Veya en son Berkin Elvan’ın cenazesine katılanları “nekrofil”, yani ölü sevicisine benzetmesini mi?


Bağış’la Demir arasındaki konuşmanın kamu tarafından bilinmesinin yararı nedir peki? İnançlı Müslümanlar rahatsız olmuştur mutlaka. Ama neticede özel bir konuşma esnasında iki insanın din konusunda ifade ettikleri sadece kendilerini alakadar eder. Başka hiç kimseyi değil. Her ne kadar AK Parti, İslami referanslara dayalı olsa da --pek de inandırıcı olmamakla birlikte-- makaracı Egemen dâhil her görüşteki insanlara kapılarının açık olduğunu savunuyor. Türkiye de şeriat devleti değil.


Günümüzde İslami hassasiyetleri devreye sokarak kişileri hedef hâline getirmenin ne denli tehlikeli boyutlara varabileceğini hepimiz biliyoruz. Hintli yazar Salman Rushdie’nin “Şeytan Ayetleri”ni yazdıktan sonra başına gelenleri hatırlamak kâfi. Bağışın ikiyüzlülüğüne gelince... İkiyüzlü olmayan kaç siyasetçi tanıyoruz ki.


Kamuyu ilgilendiren esas mesele Bağış’la ilgili öne sürülen yolsuzluk ve rüşvet iddiaları. Rıza Zarrab’dan gelen çikolata kutularında, takım elbise ceplerinde milyon dolarlar taşındı mı taşınmadı mı? Avrupa Birliği’nin eğitim projelerine ayırdığı fonlar iç edildi mi edilmedi mi?


Evet, 17 Aralık’tan beri Başbakan yolsuzluk soruşturmasının üstünü örtmek için hukuku çiğnedi. Her türlü mekanizmayı devreye soktu. Kısasa kısas; soruşturma esnasında yapılan dinleme kayıtlarının kamuyla paylaşılması bu durumda dibine kadar meşru. Ama sadece ve sadece yolsuzluk iddialarıyla bire bir ilintili oldukları sürece böyle. Olayı özel konuşmaları deşifre etmek suretiyle linç ve itibarsızlaştırma kampanyasını dönüştürdüğünüz ve kişileri kendi ahlak kavramlarınız üzerinden yargılamaya kalktığınız zaman olayın rengi değişiyor. Bağış “İslam’a hakaret ediyor” diye öfke saçanlar acaba Alevileri veya Musevileri “makaraya” alsaydı tepkileri ne olurdu acaba? Önemli olan evrensel hukuk ve değerlere saygı. Egemen Bağış’ın özel ortamlarda benzer düşüncedeki dostlarıyla İslam’la dalga geçme hakkına sonsuz saygım var.


Sonuçta tapelerin kamu açısından tek ilginç boyutu şu: Türkiye’nin en etkin gazetesi sıfatını taşıyan Hürriyet’in yakın zamana kadar Ankara temsilciliğini yürüten birinin Başbakan’la sıkı fıkı ilişkileriyle anılan bir (eski) bakanla bu denli samimi olması. Gerçi Türkiye’de medya patronlarının Ankara temsilcilerinden talep ettikleri tam da bu. Bunun adı gazetecilik değil.



[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar