Ayhan ONGUN
Siyasetin alabildiğine kirlendiği günümüzde sivil toplum hareketleri siyasetin önüne geçeceğe benziyor.
Genel anlamda ülke yönetiminde iktidar olmayı hedefleyen siyasi partiler demokrasiyi tüm kurum ve kurullarıyla işletemiyorlarsa, hele de parti içi iktidar mücadelesi daha öne geçmişse, halkta somut karşılık bulamıyorlar.
İçlerinde gerçek anlamda yurtseverlik, barış ve demokrasi mücadelesi anlamında siyaset yapmaya çalışanlar olsa da, daha etkin olan çoğunluk; siyasi partiyi kendi kişisel hırs ve beklentileri için bir rant kapısı olarak görmekteler.
Durum böyle olunca, mevcut siyasi partilerde kendilerine yaşam hakkı göremeyen, toplumsal mücadele anlayışına uygun bir siyaset tarzını bulamayanlar, ne kadar direnseler de bir süre sonra pes edip, reel siyasetten uzaklaşmak zorunda kalıyorlar.
Yaşamları boyunca örgütlü mücadelenin içinde yer almış bu ilerici, demokrat, yurtsever insanlar, aldıkları sorumluluk gereği kendilerine bir mücadele alanı ararken sivil toplum örgütlerine yöneliyorlar.
Birçok yerde adı var, kendi yok, tabela örgütlerini ayrı tutacak olursak; kimi sivil toplum hareketleri bu tür mücadele insanları için sığınılacak bir liman haline geliyor.
On yıldan fazla bir zamandır Türkiye’nin farklı bölgelerinde faaliyetlerini sürdüren Türkiye Küçük Millet Meclisleri de ezber bozan bu tür sivil toplum örgütlerinden biri durumuna geldi.
Değişik siyasi düşüncelere sahip kişilerin; ister birey olarak, isterse bir sivil toplumunu temsilen katılarak ortak akıl arayışında bulunduğu Küçük Millet Meclisleri, bulundukları illerde sosyal, siyasal ve kültürel yaşama her yönden katkı sunan en etkili, en güvenilir, en bağımsız sivil toplum hareketleri oldular.
Ekim ayında Ankara’da yapılacak bir resepsiyonla yeni meclisin vekilleri ve STK temsilcileriyle bir araya gelecek olan oluşum, gönüllü aktivistlerin kişisel çaba ve fedakarlıklarıyla aralıksız toplantılarını sürdürüyor.
Eş zamanlı olarak farklı bölgelerde yapılan toplantılarda ülke gündeminde en çok konuşulan konular masaya yatırılırken, bir diğer gündem de yerel konulardan oluşuyor.
Bu iki gündemle ilgili olarak görüşlerini özgürce ifade eden katılımcılar, birbirlerinin sözünü kesmeden, önyargısız, aykırı görüşlere saygılı, birbirlerine tahammül gösteren bireyler olarak belirlenen bir ortak konuda ortak fikirlerde buluşabildikleri gibi, ötekileştirmeden, nefret söylemlerine yönelmeden, hakaret etmeden ve hatta tartışma ve polemiklerden uzak konuşabiliyorlar.
Katılan vekil ve özel konuklar da diğer katılımcılarla eşit koşullarda görüşlerini açıklayıp, gerektiğinde toplantı sonunda soruları yanıtlıyorlar.
Böyle bir toplantı formatını başka yerlerde bulabilmek oldukça zordur.
Çünkü bizim toplantı dediğimiz bir araya gelmelerde kişiler; kendi gibi düşünmeyenleri alt etmek, onlara üstün gelmek, kendi fikirlerini zorla kabul ettirmek, yani toplantıyı bir kavgaya dönüştürmek ve mutlak oradan galip ayrılmak isterler.
Kimsenin bir başkasına üstün gelme iddiasının olmadığı, önyargıların kapıda bırakıldığı, siyasi beklentilerin olmadığı, gönüllü insanların kollektif çabalarıyla sürdürülen Küçük Millet Meclisi toplantı ve çalışmaları, ülkemizde yeni ve anlaşılır bir toplantı kültürünün yerleşmesine de yardımcı olmaktadır.
Küçük Millet Meclisi toplantıları yalnızca dinleyen değil, konuşan, söyleyecek sözü olan kişilerin katılımıyla yapılan, siyasi partilerin; kalabalık gövde gösterilerine dönüşen toplantılarında çok farklıdır.
Halk arasında sıkça kullanılan bir deyiş vardır. ”Eski köye yeni adet getirmek”
Evet, tam da böyle, eski köye yeni adet getiriyor Türkiye Küçük Millet Meclisleri.
Üstelik de her şey şeffaf, hiçbir şey saklı gizli değil.
Toplumsal aktörlerin her geçen gün daha fazla “sağlıklı diyalog zeminlerine “ ihtiyaç duyduğu gerçeğinden hareketle; barış ve demokrasi, hak ve hukuk mücadelesinin en temel ögesi olan insanı önceleyen bir zeminde çalışmalarını sürdüren Küçük Millet Meclisleri ve benzer sivil toplum hareketlerinin çoğalması ve güçlenmesiyle ancak; siyaset de kendine çeki düzen verecek, içinde bulunduğu kirlilikten kurtulacaktır.
Çok zor koşullarda, üstelik radyo ve TV yayınlarıyla ezberleri bozan Küçük Millet Meclisleri gerçek anlamda takdiri hak eden bir çalışma içerisindeler.
TBMM Ortak Çalışma Grupları, Sivil Anayasa Çalışmaları gibi ses getiren projeleriyle on yılı aşkın bir zamandır bu çalışmaları sürdüren Türkiye Küçük Millet Meclisi oluşumunun kurucusu Şanar Yurdatapan ve özverili çalışmalarıyla bölge çalışmalarının önünü açan mutfak görevlilerine de Türkiye Sivil Toplum Hareketinin bir teşekkür borcu olsa gerek.
17 Ekimde Ankara da gerçekleştirilecek Milletvekilleri, STK yöneticileri ve Bakanlık temsilcilerinin davetli olduğu resepsiyona katılım da bir ölçüde Türkiye Küçük Millet Meclislerinin ne denli önemsendiği ve dikkate alındığının bir göstergesi olacak.
Umarım ilgililer bu toplantıya hak ettiği önem ve ilgiyi gösterirler.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020