Burhanettin DURAN
AK Parti kuruluşunun 19. Yılını kutluyor. Bu sürenin on sekiz yılı tek başına iktidarla geçti. Çok partili hayatımızda hiçbir partiye nasip olmayan bir performans gösterdi. Bu performansın zamanla değişen mahiyeti tartışmaların odağında oldu. Batı medyasında 2010'ların başına kadar Müslüman dünyaya "model" olarak gösterildi. Arap isyanlarından sonra etrafımızdaki bölgenin iç savaşlara ve türbülanslara teslim olduğu son yedi yılda AK Parti'nin gösterdiği dayanıklılık destekçilerini ve muarızlarını şaşırttı. Birçok ülkede hükümetleri deviren krizleri başarıyla aştı.
Türkiye'nin "milli çıkarlarını ve iddialarını" savunmadaki kararlılığı netleştikçe AK Parti hakkındaki tartışma negatife döndü. Ülkemizin karşılaştığı krizlerde taraf değiştiren stratejik elit grupları bir türlü devrilmeyen AK Parti'yi "otoriter" olarak resmetmekten başka bir çare bulamadı. Bu tartışmaların "ideolojik ve muhalif" motivasyonları çoğu zaman, 15 seçimi açık ara önde bitiren AK Partinin bu "istisnai başarısını" anlamlandırmayı zorlaştırıyor. Her seçimde gideceğini söyledikleri AK Parti lideri Erdoğan'ın siyasi maharetlerini etiketleyerek sınırlandırdıklarını zannediyorlar.Halbuki Erdoğan esnekliği, realizmi, dinamizmi, konjonktür okumasındaki öngörüsü ve icraatları ile muhaliflerini hep şaşırtmayı bildi.
***
Erdoğan, reform yaparken de gerilimleri yönetirken de risk almayı tercih etti. Yürümeyen açılımlar ülkenin aleyhine dönünce durdurmayı bildi. İç vesayet odakları ile mücadelede yılmaz bir kararlılık sergiledi. İster Kemalistlerle olsun ister FETÖcülerle olsun. Dış politikada özgüven ve iddiasının gerektirdiği hamleleri yapmaktan çekinmedi. Suriye, Irak, Libya ve Doğu Akdeniz inisiyatifleri buna örnekler. Çalışmayan müttefiklik formlarını revize etmek için gerekirse rest çekti. Sert gücü gösterse de iş birliği ve diplomasiyi önceledi. ABD, AB, Rusya ve diğer aktörler ile ilişkilerin kısa özeti bu. İlişkilerde hep en son gerilimi seçen taraf oldu. Gerilim dönemlerinin ideolojik kampanyalarına ise boyun eğmedi.
AK Parti, siyasetinin merkezine milletin refahını ve ülkenin selametini koydu. "Muhafazakâr demokrasi," "bizim medeniyetimiz" ve "yerli-milli duruş" söylemleri ürettiği politikaların, yazdığı hikâyenin adı oldu. Erdoğan'ın kelimeleriyle hikâyenin tanımı şu şekilde: "AK Parti Türk milletinin hayallerini gerçekleştiren, ümmetin umutlarını canlandıran, insanlığın önünde yeni kapılar açan bir parti kimliğine sahiptir." Erdoğan siyasetinin sentezi ise şöyle: "bu dava Selçuklu'nun kalbi, Osmanlı'nın vicdanı, Cumhuriyet'in aklıdır." Elbette bu hikâye statik değil, dinamik politikaları gerektiriyor. Reform da mücadele de iş birliği de hesaplaşma da bu hikâyeye dahil. Hikayenizi tek taraflı ya da tek başına yazamazsınız. Hayalleriniz yol gösterir ancak realiteyi yönetmek asıldır. Sizin birliktelik talepleriniz değerlidir ancak sonucu başkalarının tercihleri de belirler.
***
2007'den itibaren bazı Avrupa ülkeleri Türkiye'nin AB ile entegrasyon hedefini engellediğinde, PKK ile FETÖ'ye destek verdiğinde, Doğu Akdeniz'de Yunanistan'ın maksimalist taleplerinin yanında yer aldığında ve Washington PKK-YPG'yi silahlandırdığında Batı ile gerilmeyi göze alırsınız. Terörü terk etmeyen aktörleri çözüm sürecinde tutamazsınız. Kabul görmeyen birliktelik önerinizi aleyhinize olacak şekilde kendinize dayatamazsınız. AK Partinin hikayesinin ana motifi hiç değişmedi: "Türkiye'yi büyük ve güçlü yapmak." Dünyanın gerçekleri ile yüzleşmeden yazılan hikâye temennilerden ibaret kalmaz sadece. Yaşamınızı zehir edebilir hatta sona erdirebilir.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020