Cengiz AKTAR

Cengiz AKTAR
Cengiz AKTAR
Tüm Yazıları
Allah tabiatı bu kanundan korusun
15.03.2013
2772

 Kâbus kanun Genel Kurul gündeminde 10. sırada. Çarşamba Ankara’da Tabiat Kanunu’nu İzleme Girişimi’ni (http://tabiatkanunu.wordpress.com) oluşturan 113 stk Meclis’te gurubu olan partilere seslendi. AKP ve BDP yoktu, diğer ikisinden basiretli sözler işittik.

MHP’li Şandır “Bugün dünyada artık büyümenin ve kalkınmanın tanımı değişti. Doğanızı korumadan büyük ve güçlü devlet olamazsınız. (...) Hukukla doğayı koruyamayız, bu bir bilinç ve kültür meselsidir ve sivil toplumun halkı bu yönde uyandırması çok önemlidir” dedi. CHP’li Hamzaçebi ise“Ülkemizin doğal alanlarının, Milli Parklarının pervasızca yatırımlara açılacak olmasını kabul etmiyoruz. (...) Geçtiği takdirde Anayasa Mahkemesine taşıyacağız” dedi. Bakalım ekolojik BDP ne diyecek?

Bu arada tasarıyla ilgili basında çıkan yazılara Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan bir açıklama geldi! Tasarının sahibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı şehircilikle uğraşıyor mâlum.


Kurutulan Anadolu

Gelen haberler ürkütücü. İklim değişikliği ve “akan her suya baraj” çılgınlığıyla su havzaları kuruyup gidiyor. Büyüme saplantısı gereği enerji açlığı geleceğimizi kurutuyor. Tabiat Kanunu İzleme Girişimi’nden bir haber: 4610’uncu HES de Rize’de faaliyete geçti, denize ulaşan akarsuyumuz kalmadı!”

Elektrik Piyasası Kanunu’na gelmekte olan “Kamu yararı ve faaliyet durdurma” başlıklı geçici 14. madde ile artık HES lisanslarında, mahkemeler reddetse de iptal durumu oluşmayacak. Çevre avukatıYakup Okumuşoğlu’na göre “Yatırımcı, sahada yürütmeyi durdurma kararı çıkana kadar yapabileceği azamî çalışmayı yapmaya gayret edecek. Sonra da bu yaptığı çalışmaların artık geri dönülemez bir noktaya geldiğini iddia edecek ve lisansı iptal edilmiş olsa bile kendisine yeniden üretim lisansı alabilecek”.


NASA
’nın çalışmasına göre 2004-2010 arasında yaşanan kurak dönem ve iklim değişikliği sonucundaFırat ve Dicle havzalarında 2003 yılından itibaren 144 milyar metreküp su kaybıgerçekleşmiş. Tatlı su kaybı sadece yüzey sularında değil yeraltı sularını da kapsıyor. Zira çok kurak olan 2007’de tarımsal ihtiyaç için yeraltı suyu kullanımı çok artmış. Yeraltı sularının yoğun kullanımı, bu kaynağın sürdürülebilirliğini olumsuz etkiliyor, kıyılarda tuzlu su girişini tetikliyor, kirleticilerin yeraltı suyuna karışmasına neden oluyor. 

Şubat başında Dünya Sulak Alanlar Günü vesilesiyle verilen bilgiye göre son 50 yılda 36 göl tamamenkurudu, 14 göl de can çekişiyor.

Fütursuz kalkınmaya devam...


Organik Ürün Rehberi

Memlekette doğa dostu bir hayat tarzının sürdürülebilmesi için senelerdir uğraşan Buğday DerneğiNational Geographic Türkiye’nin bu ayki sayısında “101 Soruda Organik Ürün Rehberi”yayımladı.

Organik şimdilik, çevreci bir farkındalıktan ziyade iyi beslenme ve sağlıklı gıdayı çağrıştırıyor. Bunu en iyi anlatan, organik pazara 4X4 ile alışverişe giden tüketici tipi. Buğday’ın rehberinde işlenen konular organiğin bir hayat tarzı olduğunu dolaylı olarak anlatıyor. O yüzden çok değerli. 

Buğday’dan Batur Şehirlioğlu ve Neslihan Şimşek’in hazırladığı çalışmada işlenen konular organiğin ardındaki öğretiye giriş mahiyetinde. “Ne organik, Neden organik?”, “Nasıl denetleniyor, nasıl sertifikalandırılıyor?”, “Dünyada ve Türkiye’de durum ne?”, “Organik, doğal, iyi, topraksız ve toplum destekli tarım”, “Nasıl analiz ediliyor?”, “Her şey tohumla başlar”, “Bitkisel üretim”, “Hayvansal üretim”, “İşleme ve katkı maddeleri”, “Etiketleme, paketleme, pazarlama”, “Tekstil, kozmetik, temizlik”... 


İstanbul yap-boz

İnternette belediye logosu taşıyan bir video dolaşıyor. Karadeniz kıyısındaki İkinci İstanbul’un temsiliymiş. Adı, telaffuzu kabil olmayan plazalara uyacak şekilde “New Stanbl” filan olur artık. İlk bakışta korsan bir kolaj olduğu hissine kapılıyorsunuz. Oysa ciddî ciddî Amerikalı öğrencilere yaptırılmış. “İstanbul” dedirtecek bir şey yok. Bayrak ve ezan okunan cami olmasa Türkiye’yi çağrıştıracak bir şey olmayacak.

(http://videonuz.ensonhaber.com/izle/iste-erdogan-in-hayalindeki-istanbul)

İktidarın inatla uğraştığı şehir resmen can çekişiyor. Belki bu yüzden yenileri planlanıyor! Kuzey ormanlarını yok edecek olan 3. Köprü, 3. Havaalanı ve 2. İstanbul, şehri tamamen bitirme potansiyeline sahip. Zaten olanı mahveden bazen da yok eden, olmayanı da var eden (Taksim Kışlası) şehircilik anlayışı, şehri yanlış projeler mezarlığına (Sütlüce, Kongre Merkezi, Taksim Tüneli, Haliç Metro Köprüsü, vs...) döndürmüş, hayatı da otomobile teslim etmiş durumda. Bizler, kapana sıkışmış fareler içinde yaşamaya çalışıyoruz.


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar