Ceren KENAR
Suriye’de yaşanan krizin bir mezhep çatışması olduğunu söylemek elbette 18 aydır demokrasi ve özgürlük için sokaklara dökülen Suriyelilerin sesini bastırmaya çalışan Esed rejiminin işine gelir. Durumu kimlikten azade bir ezen-ezilen dikatomisi içinde değerlendirmek bu rejimi savunan unsurların en son isteyeceği şeydir herhalde.
Ancak Suriye krizini mezhepsel anlamda okuyanlar sadece Esed yanlıları değil. Ceberut bir “Nusayri rejim” tarafından katledilen Sünniler anlatısı, devrime sempati ile yaklaşan cenahlar arasında da teveccüh buluyor. Ne yazık ki bu tavır Suriye devriminin meşruiyetine halel getirmektedir.
Öncelikle herhangi bir rejimin belli etnik ve dini sıfatla anılması, bu rejimlerden daha çeşitli ve çoğul olan bu sıfatları belli grupların davranışlarına indirgediğinden, genel olarak sağlıklı bir davranış biçimi olmasa gerek. Suudi Arabistan’ı, örneğin, “Sünni dikta” olarak tanımlamak dünya üzerinde birçok farklı siyasi eğilime mensup Sünnilere haksızlık olmuyor mu?
Bunun da ötesinde Suriye rejimini anlamak için böylesi basit bir şablondan daha fazlasına ihtiyacımız olduğu kesin. Suriye’yi 40 yıldır Nusayri bir aile yönetiyor, bu doğru. Ancak bu aile bu kadar yıl iktidarda kalmasını son derece akıllıca tasarlanmış stratejik ittifaklara borçlu.
Tarihsel olarak ezilmiş, toplumun en fakir kesimine itilmiş, çoğu köylü olan Nusayri azınlığın, Hafız Esed’in iktidara gelmesi ile statü değiştirdiği kolaylıkla söylenebilir. Hatta Suriye’de 1950’lerde çoğu Sünni ve Hıristiyan orta sınıf ailelerin yatılı Nusayri hizmetçisi olduğu göz önünde bulundurulsa (Lübnan’da bu gelenek 1970’lerin ortasına –yani Suriye’nin Lübnan’ı işgal etmesine- kadar devam etti) Nusayrilerin sınıfsal dönüşümü net şekilde ortaya çıkacaktır. Nusayri bir ailenin iktidarı ele geçirmesinden önce eğitimsizliğe ve fakirliğe mahkûm olan Nusayriler için Esed ailesi bir dönüm noktasıdır.
Esed iktidarı ile Nusayrilere özellikle ordu ve güvenlik güçlerinde kariyer imkânlarının önü açıldı. Suriye ordusunun şu anda %70’nin Nusayri olması buna delalettir. Bununla beraber Esed rejimini belli bir Nusayri siyasi elit yaratma girişimi olduğu ve bürokraside ve Baas partisi içinde –ki bu ikisi aynı şey zaten- bu eliti istihdam etme eğilimi gösterdiği de bilinmektedir. Nusayrilerin devlet yönetiminde istihdam edilme oranları, nüfusa oranları ile kıyaslandığında Sünni çoğunluktan epey fazladır.
Ancak Suriye’de devletin Nusayri ve Sünniler ile kurduğu ilişki örneğin bir Güney Afrika’da yaşanan apartheid rejimine benzer bir keskin ayrımcılık üzerinde gelişmemektedir. Aksine eşi Sünni olan Beşşar Esed’in Sünni gruplarla ilişkisi babası Hafız Esed’den miras aldığı şekilde ilerlemektedir. Esed rejiminde belirleyici olan şey mezhepten ziyade rejime bağlılık gösteren elitlerin tavrıdır. Nusayri ve Sünniler mezhepleri kadar sınıfsal pozisyonları üzerinden de değerlendirilmektedir. Rejimin belkemiğini elit Nusayriler – bunun içinde sonradan eğitim yoluyla “elitleşmiş” Nusayriler de var- oluşturmakla beraber Nusayri çoğunluk arasında fakirlik ve eğitimsizlik hâlâ yaygındır.
Bunun en büyük göstergesi 18 aydır Esed rejiminin katil çetesi olan “Şebiha” fenomenidir. Şebiha çeteleri yevmiye ile çalışan ve rejim tarafından gösterileri bastırmak için görevlendirilen fakir ve eğitimsiz Nusayri gençlerden oluşmaktadır. Suriye’de gösteriler başladığından itibaren işlenen korkunç insanlık suçlarının önemli bir kısmı bu çeteler tarafından işlenmektedir.
Bununla beraber rejimin ittifak yaptığı Sünni burjuvazi hâlâ Suriye ekonomisinin belkemiğini oluşturmaktadır. Halep ve Şam’da epey etkin olan bu burjuvazinin rejim yanlısı tavrı bu şehirlerde devrim rüzgârının neden görece geç esmeye başladığını açıklamaktadır.
Suriye içinde Sünnilere uygulanan ayrımcılık bu anlamda bölgelere göre farklılık göstermektedir. Örneğin Humus gibi Nusayri azınlığın yaşadığı ve devlet aygıtlarında istihdam edildiği bölgelerde Sünni çoğunluğa yönelik ciddi bir ayrımcılık varken, durum Halep gibi Nusayri nüfusun olmadığı şehirlerde farklıdır. Rejim bu bölgelerde Sünnilere yönetimde ve ekonomide görece daha fazla alan açmaktadır.
Suriyeli bir Süryani muhalifin ifadesiyle: “Rejimi destekleyen Sünniler de var, Hıristiyanlar da, Nusayriler de. Aynı şekilde muhalifler arasında da bu unsurlar var. Suriye devrimini anlatan örnek Şebihalardan kaçarken bir kiliseye sığınan Sünnilere sahip çıkan Hıristiyanları bombalayan “azınlık dostu” Esed rejimi olmalıdır.”
Nusayrilik faktörü Esed rejiminin niteliklerinden biri olabilir. Ancak rejimin niteliklerinden sadece bir tanesidir, en belirleyici ve etkin olan da değildir. Rejimin davranış biçimini belirleyen diğer niteliklerden gerektiği kadar söz edilmezken, Esed rejiminin Nusayri kimliğinin her analizde ısrarla altının çizilmesi indirgemeci bir okumaya sebebiyet vermenin yanı sıra, siyaseten Esed sonrası dönemde oluşacak atmosfere zarar verme ihtimali taşımaktadır. Kendi iktidarlarını tarihi bir ezilmişlik bagajı ile meşrulaştıran Nusayri elitin yıkılması akabinde, Suriye’nin en son ihtiyacı olacak şey yeni bir “ zalim mağdur” yönetimdir.Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017