Cihan AKTAŞ
AK Parti kongresi üzerine her türlü yorum yapıldı geçen hafta medyada. Israrlı bir vurguyla partililerce benimsenen ve medyada da öne sürülen “muhafazakârlık” niteliği düşündürtücü kiHasan Bülent Kahraman da çok yakıştırıyor dönemin ruhuna bu niteliği. Kimine göre kısmen, kimine göre da aşırı muhafazakâr bir hükümetimiz var. Bana göre ise bazen çok dar bazen de çok geniş bir elbise muhafazakârlık ve her şekilde AK Parti’ye kendisi olma izni vermeyecek bir geçiştirilme hâliyle malul.
Bu arada zihnimi kurcalayan sorulardan biri, AK Parti’nin ne zamandan bu yana “muhafazakâr” olduğu... İslamcılığın söylem ve enerjilerini kullandığı 2011’e kadar olan döneme mi özgü bu muhafazakârlık, yoksa İslamcılığın ideolojik kabuğuna tutunduğu izlenimi uyandırmaya başladığı 2012’den itibaren mi muhafazakârlığa daha yakınlaştığı söylenebilir... Misal, yeni kurulduğu günlerde AK Parti işkence karşısında bir tür devlet aklıyla hareket eden memuruna aynı devlet aklıyla sahip çıkmayı olağan sayar mıydı? İslamcılığın içerdiği devrimci ve kültürel üretkenlik aşkıyla yapılaşırken, özgürlükçü söylemlerle de istikametini belirleyen hükümet, muhafazakârlığı siyasi ve zihnî bir konformistlik için elverişli bir kisve olarak mı görüyor hâlâ...
Hükümetin hizmetler alanında gösterdiği başarıyı kültür-sanat alanında göstermekte zorlanması, bu konformizm eğiliminin bir göstergesi olarak okunabilir.
Hastanelere adım attığınızda, devlet hastanelerinin eski ağır aksak işleyişini tanımış biriyseniz hele, yaşanan gelişmeyi takdir etmeden yapamazsınız, siyasal çizginiz ne olursa olsun. Kanser hastası ev işçisi Bitlisli kadının Erdoğan’a dua ettiğini kendi kulaklarımla duydum.
İslami kesimin siyasette gösterdiği başarıyı kültür-sanat alanında niye gösteremediğine dair bir soruşturmaya cevap verdim geçen haftalarda.
Ben diyelim ki roman alanında beklenebilecek ölçüde üretken olunamamasını siyasetin zamanının romanın zamanını çalmasına bağlıyorum. AK Parti temsilinde İslamcı yazar ve sanatçıların siyasette üstlendiği rolün bir sonucu olarak çok geniş bir sanat ve edebiyat enerjisi siyasette ve medyada sönümleniyor ve romana yoğunlaşma dönemi bundan zarar görüyor. Misal, yetenekli roman yazarı gergin, sivri dilli köşe yazarına veya albenili tv programcısına dönüşüyor.
Roman korkusu diye bir şeyden de söz edemez miyiz? Roman, ötekisini de kendi nesnel koşulları içinde hesaba katmayı gerektiren bir tür; öykü kilimse, roman halı. Ötekisinin dünyasına, onun kendindeki ham karşılığıyla sınırlı kalmayan bir ciddiyetle eğilmek, bir bakıma karşılaşmanın şoklarını göze aldırtan “halı” hazırlığı, bir emek ve yoğunlaşma talep ediyor.
Sanatçının teşvik edildiği bir ülke sayılmaz Türkiye zaten, sanat siyaset gündeminin gölgesinde kısıtlı imkânlarla var olabiliyor ancak. İslami duyarlığa sahip kesimlerin kültür ve sanat alanlarındaki çalışmaları ise, muhafazakârlık çatısı altındaki kaybolmuşlukları gibi nedenlerle de hak ettiği ölçüde ve şekilde bilinmiyor.
Bir de kuramsal alanda fukaralık tehdidi... AK Parti kongresinde MKYK’ya seçilen Yasin Aktay, metinlerini hakikate duyduğu sadakatle beslemeyi başarmış, halktan kopuk olmayan bir sosyolog. AK Parti hükümetine yakıştırılan muhafazakârlık tanımını Aktay’ın nasıl değerlendirdiği sır değil.
Numan Kurtulmuş, Yasin Aktay... AK Parti artık kervan yolda mantığından kurtulmaya mı çalışıyor...
Hafta sonunda katıldığım TYB tarafından Konya’da düzenlenen Şehir Tarihi Yazarları Kongresi’nde, Yasin Aktay’la kafama takılan kimi konularda sohbet etme fırsatı buldum. Cevaplarını şöyle özetleyebilirim: Yeni konumunun bilimsel çalışmalarına zarar vereceğini düşünmüyor, tersine teori ile pratik dengesi açısından MKYK üyeliğini bir fırsat olarak görüyor. Akademik dünyada fildişi kulelerde yapılan teorik çalışmaların hayattan kopukluğuna işaret ediyor; bu kopukluğun sözkonusu teorik ürünleri daha güçlü kılmadığı muhakkak.
Yine de aktif siyasi çalışmaların kuram alanını her zaman olumlu etkilemediğini düşünüyor olmalı ki, gelecek günlere ilişkin öngörülerini dile getirirken, “Bundan sonrası için kişisel hedeflerimden ziyade yüklenmek zorunda kalacağım sorumluluklarımın belirleyici olacağını hissediyorum” dedi.
Peki, bilim adamı ve yazar olarak AK Parti karşısında sahip olduğu eleştiri yapmasına izin veren bağımsız konumu aramayacak mı siyasette üstlendiği bu rolle... Medyada sürdürdüğü dostane eleştirilerin AK Parti’de her zaman karşılık bulduğu kanaatiyle bir özgüvene sahip Aktay bu konuda. “Parti içinde gördüğüm yanlışa doğru diyecek değilim. Ama eleştirilerimi artık parti içinde zaten açık olan eleştiri kanallarında ve ortak akla bir katkı olarak sunmaya devam edeceğim” diye anlattı, düşüncelerini.
Kendi adıma Yasin Aktay isminin AK Parti için başlangıç söylemlerini hatırlama bağlamında, muhasebe ve toparlanma açısından bir şans olduğunu düşünüyorum.
Şehir Tarihi Yazarları Kongresi’nde neler konuşuldu, gelecek yazımda anlatmayı umuyorum.
twitter.com/chn_aktas
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016