Elif ÇAKIR
Önceki gün Taksim Meydanını “katılanların güvenliği açısından kapattıklarını” duyuran ve meydanın yasaklı olduğunu açıklayan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve İstanbul Valiliği nitekim dün 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün kutlanmasına izin vermedi.
“İzin vermedi” diye yazınca bir hayli naif ve bir hayli medenice bir tavır gibi duruyor.
Ama gerçek öyle değil. Devletimiz ‘valisi’ aracılığı ile 40 bin polisini dün Taksim Meydanı’nda kutlama yapılmasını engellemek için görevlendirdi. Polisler Taksim meydanına yürümek isteyen sendika, sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerden oluşan ülkemiz vatandaşlarının üzerine biber gazı, plastik mermi Allah ne verdiyse sıktı. Devletin muazzam gücüyle toplanan halk dağıldı.
Yaralananlar oldu.
Ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya operasyonun başarıyla tamamlandığını, İstanbul’da 2010 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.
Dün İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından ortaya çıkan fotoğraflar sanki ülkemizde iç savaş çıkmış gibi gösteriyor gibiydi.
Sanki ülkede isyan çıkmış, bu ülkenin insanları devlete karşı bir isyan başlatmış, anayasal düzeni bozmak için ayaklanmışlar da devlet de polisleri aracılığı ile çıkan isyanı bastırmaya çalışıyordu…
Sanki ülkede halk ve devlet arasında iç savaş çıkmışta devlet kendini korumaya almış, devletin gücünü göstermeye çalışıyordu.
Ortaya çıkan görüntüler böyleydi.
Oysa tam tersi de olabilirdi, mümkündü.
***
Büyük bir coşkuyla kutlanan, kimsenin burnunun kanamadığı, devletin polisinin de yüzünün güldüğü herkesin evine mutlulukla döndüğü bir 1 Mayıs’ta yaşanabilirdi dün.
Mesele ne İçişleri Bakanı ne de başta İstanbul Valisi olmak üzere 1 Mayıs kutlamalarına izin vermeyen 81 ilimizin valisi.
Mesele Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İşçiler bayramlarını nerede istiyorlarsa değil, ben nereyi gösteriyorsam orada kutlayacaklar” tavrı. Bütün Erdoğan’ın kendisiyle özdeşleştirdiği devletin gücü meselesi.
Dolayısıyla mesele ne İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın meydanı “katılanların güvenliği açısından” kapatmaları ne de öne sürdüğü “sosyal medya hesaplarından çağrı yapan 54 terör örgüt” gerekçesi.
O halde hemen şunu sormak hakkımız: Sayın İçişleri Bakanı bu ülkede 54 terör örgütü hem de sosyal medya hesaplarından çağrı mı yapabiliyor?
Peki devlet ne yapıyor bu arada?
Ülkenin güvenliğini sağlamakla görevli İçişleri Bakanlığı “katılanların güvenliğini sağlamak” için Taksim meydanını kapatmaz, bilakis iktidarın resmi bayram ilan ettiği 1 Mayıs kutlamaları bayram havasında geçmesi için çaba sarf eder.
Önceden önlemini alır, güvenliğini sağlar.
***
Gelelim madalyonun öteki yüzüne…
Yerel seçimlerden büyük bir yenilgiyle çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkede yeni bir rüzgar estirmek için geçmişte yaptığı gibi yasağı kaldırsaydı, kitleler Taksim’e çıksaydı daha güzel olmaz mıydı?
Erdoğan 2010 yılında Taksim yasağını kaldırmıştı. Dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler 14 Nisan 2010 günü bütün sendika üyeleriyle bir toplantı gerçekleştirmiş, toplantının ardından “Kanuna göre Taksim meydanı gösteri ve yürüyüş alanı değildir. Fakat kanunun öngördüğü istisna çerçevesinde, işçi ve emek bayramı kutlamalarına tahsis edilecektir” diyerek müjdeyi vermişti.
33 yıl aradan sonra ilk kez tansiyon düşmüş, bayram havası doğdu, 2010 1 Mayısından itibaren üç yıl arka arkaya yapılan 1 Mayıs kutlamalarında kimsenin burnu kanamadı. Tam bir bayram havası yaşandı.
Erdoğan’ın bu tavrı o dönem toplumun bütün kesimlerinden takdir gördü, muhalefet medyası övgüyle bahsetti.
Dün AK Parti için toplumun gönlünü alma, uzaklaştığı halkla yeniden barışmak, bir araya gelmek için büyük bir fırsattı aslında.
Taksim Meydanını hiçbir tartışmaya fırsat vermeden günler öncesinden 1 Mayıs kutlamalarına açtığını duyurabilir, Taksim Meydanını toplum ve devlet arasında bir gerilim olmaktan çıkarabilir, 1 Mayıs’ı çatışma yerine bayrama dönüştürebilirdi.
Tamam Taksim “kanunen gösteri ve yürüyüş alanı değildir”, fakat Erdoğan “istisna” yapabilir, işçiler ve emekçiler için sembolik değeri olan Taksim’i 1 Mayıs kutlamalarına açabilirdi.
1 Mayıs yasağını kaldırmakla, resmi bayram ilan etmekle haklı olarak övünen AK Parti’nin tekrar bu yasaklara dönmesi gerçekten üzücü.
Kaldı ki Anayasa Mahkemesi, 2014 ve 2015 yılında Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmemesiyle ilgili yapılan başvurularla ilgili verdiği kararda, yasağın “hak ihlali” olduğunu belirtmişti.
Ama maalesef uyulmadı.
Dün Taksim’e gitmek isteyen vatandaşların üzerine polis biber gazı, plastik mermi Allah ne verdiyse sıkarken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eş zamanlı olarak “Sevgilerimi iletiyorum” diyerek 1 Mayıs mesajı paylaşması ise bir hayli tuhaftı.
Bu vesile ile bütün işçi ve emekçilerin bayramını kutluyorum.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.11.2025
19.11.2025
11.11.2025
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025