Ergun BABAHAN
Anayasa Mahkemesi ve yancıları 367 saçmalığını ortaya atıp Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığını engelleme tezgahına girişmeseydi, AKP’nin oyu hiç bir zaman yüzde 50’lileri zorlayamazdı. Bugün hukukun işlemesinden şikayet edenler, 367 kararıyla hukuku maymun etmişlerdi zaten.
Seçimden AKP büyük bir zaferle çıkınca, Abdullah Gül hemen bir basın toplantısı düzenleyip seçim öncesi engellenen adaylığını ilan etti. Dolmabahçe’de mutabakat vardı ama kamuoyu gerçeği, Bülent Arınç baskısı falan da vardı.
O zaman medyadan yardım istenildi. Bir taşla iki kuş vurulacaktı, hem ‘kardeşim’ Abdullah Gül’ün önü kesilecek, hem de mutabakata uyulacaktı. Rüzgar Sancak’tan esmiş, şimdi rahmetli olan bir başka Doğan, Er-Doğan’ın talimatıyla Doğan’ın kapısını çalmış.
Uzlaşma kültürü, çoğulculuk falan denilmiş ve “Gül’ün önünü kesseniz” ricası iletilmiş. Patronun iç sesi de manşetten “Olma Abdullah bey” demiş. Belki sonradan teşekkür için de Trump Towers’ın açılışına falan gidilmiş, maden ruhsatı verilmiş falan… O kadarı sızmadı.
SİYASETE MÜDAHELENİN BEDELİ...
Aslında bu bilinmeyen bir durum değil. Abdullah Gül’ün Erdoğan ile bir basın toplantısı öncesi kameralar önünde Hürriyet gazetesinde aleyhine çıkan haberleri kastederek “Nereden çıkıyor bu haberler Akif” diye yüksek sesle yönelttiği sorusunu hatırlayın.
Ben 367 kuralına da, 27 Nisan muhtırasına da bayrak açmış Sabah’ın genel yayın yönetmeniydim. Arkadaşlarla beraber “Darbeye Hayır” manşeti atmıştık. Meslek hayatımızın gururla taşıyacağımız sayfalarından biridir o sayfa.
O yüzden bana Gül’ün önünü kesmek için gelen ricalar Hürriyet’inki kadar keskin ve açık olamadı. Çoklu adayları sıralasanız, anket yapsanız tadında şeyler.
Hiç birine kulak asmadık, çünkü kişisel kanım, o seçimin aslında Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı için bir referandum olduğu yolundaydı ve kazanmıştı. Bir de gazetelerin siyasete müdahale etmesini, yönlendirmeye çalışmasının ağır bedellerini yaşayarak görmüştüm.
Bazıları görmemiş, hala görmüyor.
MEDYA DA SINIRLARINA DÖNMELİ...
Patron sesi kalemleri, gazete sayfalarını açar açmaz fark ediyoruz hala…
Kılıçdaroğlu’nun önerdiği modelin en büyük tehlikesi de budur aslında, zayıf bir koalisyona karşı yeniden güçlenen bir medya. Ayakta kalmak için medyanın desteğine ihtiyaç duyan bir iktidar, elektrik dağıtım ihalelerini, petrol şirketlerini verip duracaktır medya patronlarına. Elbette büyüklüğüne göre…
Türkiye gerçek bir demokrasi olacak, cumhurbaşkanı görev sınırları içine çekilecekse, medyanın da aynı sınırlar içinde tutulması gerekir. Kılıçdaroğlu, medya özgürlüğü kadar medya-kamu ilişkisi üzerine de kafa yorsa iyi olur.
Bu ülkede medya ya iktidarın sesi ya da hortumun ana kaynağı olmak durumunda değil. Medya-kamu ilişkisini düzene oturtmadan bu düzen böyle gider. Son 20 yıl medyanın bir şekilde yağmanın göbeğinde olduğu kısa bir Türkiye tarihidir. Korkarım ki böyle de devam edecektir. Çünkü kimse de karşı çıkma niyet ve cesareti yok.
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021