Erol KATIRCIOĞLU
Referandumu ucu ucuna kazanan AKP’nin, referandum sonrasındaki siyasetinde bir yenilenme çabası olduğu görülüyor. Çünkü onlar da farkındalar ki ellerindeki devlet imkanları, çekinmeden yaptıkları din istismarı ve son andaki YSK numaraları ancak yüzde 40-45 gibi bir oy almalarını sağladı ki bu oranın başkanlık için yetmeyeceği de ortada.
O nedenle de Erdoğan, metal yorgunluğu vs diyerek partisini konsolide etmek üzere bildik numarasını, yani “kutuplaştırma”yı bu kez de partisinde denemeye başladı. Duyduğumuz kadarıyla da parti içinde bu yönde bir ortam daha şimdiden oluşmuş durumda. Memleket sathında muhalefet için yakıştırılan “teröristler” terimi, bu kez parti içinde “metal yorgunluğu olanlar” olarak kullanılmakta ve bunu yaparak millet nasıl ikiye bölündüyse, şimdi de partileri ikiye bölünmekte.
İktidara geldikten sonra AKP’deki değişiklikleri analiz etmek kuşkusuz önemlidir. Ne oldu da “Bütün milliyetçilikleri ayaklarımın altına alıyorum”dan “Herkes bizi kıskanıyor” milliyetçiliğine gelindi? Nasıl oldu da AB’ci, reformist Erdoğan, “Siz kimsiniz yaa!” diyerek AB’ye kafa tutan bir lidere dönüştü? Nasıl oldu da “vesayet rejimi” diyerek orduyla itişen Erdoğan, bugün orduyla neredeyse içi içe geçebildi? Bütün bu türden soruları artırmamız mümkün ve bu sorulara verilebilecek cevapların toplamı da açıktır ki Erdoğan (ya da AKP)’nin başlangıçtan bu yana neredeyse radikal bir biçimde değişmiş ve değişmekte olduğudur.
Tabii ki değişimin konjonktürel olduğunu düşünenler vardır. Zaman içinde özellikle dış politikadaki değişimler ve içerde FETÖ’cü meydan okumalar Erdoğan’ın da AKP’nin de böyle bir noktaya gelmiş olmasında payı vardır. Ama yalnızca bunlar bu değişimi açıklayabilirler mi?
Doğrusu bu sorunun cevabına evet demek zor. Çünkü, bu değişimin ontolojik bir yanı var ki bu yan İslami sıfatlı bütün siyasetlerin de ortak yanıdır. O da bir dönem sıklıkla kullanılan “takiye” kelimesinin özetlediği davranış biçimidir. Yani ,“Korunmak, gizlenmek, saklamak, ihtiyat tedbiri almak” (Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi). Bir başka kaynağa göre de takiye, Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde çok açık ifadelerle izin verilen ve bütün mezhepler tarafından helal kabul edilmiş, zorluk karşısında imanın (ya da amacın) gizlenebileceğini öneren ilkedir.
Bir an için 15 Temmuz’dan sonraki şaşkınlığımızı düşünün. Hemen hemen herkesin “ Nasıl oldu da Gülen cemaati devletin içine bu kadar girmiş, bu nasıl bir gizli örgüt” diye konuştuğunu hatırlayın. Böyle bir örgütlenme “takiye” olmaksızın mümkün olabilir miydi? Bırakın bunu, Erdoğan’a “kandırıldım” dedirten, onun en yakınına girdiği halde kendini hiç fark ettirmeyen bir örgüt “takiye” yapmadan bu noktaya gelebilir miydi?
Aslında AKP’deki değişimi konuşacaksak, bu değişimin de benzer bir “takiye” ile ilgili olduğunu görmemiz gerekiyor. Bir İslamcı siyaset olarak AKP de FETÖ’nünküne benzer biçimde “takiye” yaparak iktidara gelmiş, toplumun çeşitli kesimlerinin tepkisini çekmemek üzere amacını tam olarak ortaya koymamış ve uzun yıllar demokrasi adına yapılan soytarılıktan bıkmış bir toplumda umut olarak algılanmıştı.
Şimdi ise AKP’de değişim olarak tartışılan, Erdoğan ve arkadaşlarının bu takiyeden vazgeçip gerçek amaçlarını ortaya koymalarından başka bir şey değildir. Son zamanlarda laiklik ilkesinin açık açık çiğnendiği olayların artışına bakarsak AKP’deiki değişimin İslamcı bir toplum inşası olduğu iddia edilebilir. Bu durumda, Avrupa Birliği’ne “Mertçe konuşun” diye seslenen Erdoğan’a biz de “Sayın Cumhurbaşkanı siz de mertçe konuşun, ülkeyi nasıl bir ülke yapmak istiyorsanız bunu açıkça söyleyin diye sorabiliriz.
Çünkü, her ne kadar “takiye” İslam dinince benimsenmiş bir ilke olsa da Diyanet’in kaynağı şunu da ekliyor: “Bununla birlikte cebirle karşılaşan bir müminin takiyeye başvurmayıp ölümü tercih etmesi hemen bütün İslâm fırkalarınca daha üstün bir davranış olarak değerlendirilmiştir (Şerîf er-Radî, V, 195-196)”.
Yani İslamiyete göre de “mertçe” konuşmak “takiye” yapmaktan daha üstündür.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025