Erol KATIRCIOĞLU
Başbakan’ın “herkesin başbakanı” olmakta zorlanması yalnızca kendi seçmenlerinin olduğunu düşündüğü değerler üzerinden siyaset yapması ve giderek “tek adam” görüntüsü vermesi bugünlerde ülkede bir muhalefet sorununu gündeme getiriyor. Bir “muhalefet”e olan ihtiyaç yalnızca Başbakan’ın siyasi alanı daraltan tavırlarından kaynaklanmıyor kuşkusuz. Bu eksikliğin asıl kaynağı muhalefet partilerinin başta CHP olmak üzere liderliklerinin ve siyasi söylemlerinin silik ve etkisiz olması. BDP’nin de bu ihtiyacı tek başına karşılayacak bir büyüklükte olmaması.
İşte tam bu noktada Yunanistan’da Syriza’nın önümüzdeki seçimlerde “birinci parti” çıkma olasılığı,Fransa’da sosyalistlerin işbaşına gelmesi, Almanya’da yeşiller ve sosyal demokratların yerel seçimlerde güç kazanmaya başlaması acaba bizde de benzer bir sol siyaset oluşur ve eksik olan muhalefet alanını doldurur mu diye bir soruyu da anlamlı kılıyor.
Her ne kadar 1 Mayıs vesilesiyle sol siyaset üzerine yazılanlar bizde böyle bir gelişmenin oluşamayacağı yönünde bir kanaati destekler gibi olsa da, yine de muhalefet alanındaki hissedilen eksikliğin daha çok solun sahip çıktığı değerler üzerinden giderilebileceği düşüncesini engellemiyor. Sağda solda toplantılar yapılıp bu konu yeniden yeniden değerlendiriliyor.
Tabii sola yönelik eleştirilerin haklılık paylarının olmadığını söylemek zor. Ama bu eleştirilerin çoğunun “sonuçtan giderek” yapılmış olması solu anlamamızı da engelliyor bence. Özellikle solun içindeki bölünmüşlükler ve “solda birlik” tartışmaları, liderlerin kırılamayan güçleri, efsaneler vs. gibi yığınla meseleden giderek bizde solun iflah olmaz bir siyaset alanı olduğu ve bu nedenle de marjinal kaldığı eleştirileri özünde çok da yanlış eleştiriler değil.
Oysa bugün sol siyaset içinde bulunan onlarca siyasi örgütün birer “gençlik örgütü” niteliğinde örgütler olduğunu düşünürsek yaptığımız gözlemlerin gücünden de kuşku duyabiliriz. Gerçekten de bugün adları “parti” olsa da, içinde görev alan insanların yaşları altmışları geçmiş olsa da Türkiye solunun hâlâ “gençlik hareketleri” gibi davrandığını söyleyebiliriz. Bir başka ifadeyle Türkiye solu eski TKP ve bir ölçüde de olsa eski TİP dışında “gençlik hareketi” özelliği taşımıştır ve taşımaya da devam etmektedir.
Bütün gençlik hareketlerinin en azından bu topraklarda “muhalif” hareketler olduğunu biliyoruz. Yine bu topraklarda gençliğin heyecanlı, tavizkâr olmayan, ele avuca sığmaz, kendi bildiği doğruya sıkı sıkıya sarılan, okuyup öğrenmekten çok “davranmayı” seven bir zihniyet dünyası içinde yetiştiğini de biliyoruz. Böyle bir insan malzemesinden ve böyle bir zihniyet yapısından modern toplumların siyasi kadrolarının çıkması çok zor.
Nitekim bugün solda böyle bir siyasi partinin yeniden oluşmasının önündeki en büyük engel de budur. Batı’nın siyasi partileri Batı’nın sınıflı toplumlarının ilişki ve çelişkileri üzerinden yükselir. Bizde ise siyasi partiler sınıfların da içine bulanmış olduğu “cemaatler” üzerinden... Hele hele bu cemaat yapısı bu türden “gençlik hareketi” özelliklerine sahipse birden fazla olması, asla birleşmeye yanaşmaması, ve modern toplumun ihtiyacı olan bir siyasi yapıya evrilememesi neredeyse bir kaçınılmazlıktır.
O nedenle de bence soldaki ayrılıklar “fikirsel” olmaktan çok “sosyolojiktir”. Bu nedenle de fikirlerin üzerinden giderek birleşme, etkin olma, karşı hegemonya kurma gibi adımlardan eksik olan muhalefet alanını dolduracak bir girişimi gerçekleştirmek pek mümkün değildir. Yapılması gereken solun değerleri üzerinden solun “cemaat” yapısını kıracak bir “ilk adım” üretmektir. Konuya devam edeceğim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025