Etyen MAHÇUPYAN
İlk anda kulağa basmakalıp gelen, epeyce yıpranmış bir terimin siyasi slogan haline gelebilmesi açıklanmaya muhtaç. Söz konusu terimin ‘yeni’ olduğu düşünüldüğünde bu tercih daha da anakronik bir tını taşıyor, çünkü kullanıcısı on üç yıldır iktidarda olan, yani Türkiye şartlarında fazlasıyla ‘eskimiş’ bir parti. Aslında bu neden bile belki ‘yeni’ kelimesinin cazibesini bize hatırlatabilir. Çok partili düzende on yılı devirmiş hiçbir iktidar bulunmazken, siz on üç yıl art arda bütün seçimleri kazanmış ve önümüzdeki on yılın seçimlerini de kazanmayı hedeflemişseniz, kendinizi de ‘yeniden yaratmanın’ zamanı gelmiş demektir. Dolayısıyla AKP’nin kendisini sanki yeni kurulmuş bir parti gibi sunması akla epeyce uygun. Öte yandan bu değişimin inandırıcı olması için işlevinizin de yenilenmesi lazım. ‘Ben yeniyim’ demeniz yeterli olmayabilir. Yapacaklarınızın ‘yeni’ olması lazım... Bu da bize ‘Yeni Türkiye’ sloganının niçin anlamlı bir mesaja dönüşebildiğini söylüyor.
Ancak bu sloganın ardındaki gerçeklik bu denli basit değil. Ortada bir halkla ilişkiler çabasından ziyade gerçek bir sorun var: Bütün kurumlarıyla iflas etmiş olan bir eski sistemi veri alarak demokratik ve çoğulcu bir sosyopolitik yapı kurabilir misiniz? Önce eski sistemi ve üzerine oturduğu yapıyı ‘yeniden’ kurmak zorundasınız. Diğer bir deyişle ‘yeni’ bir tercihten öte AKP için bir zorunluluk… Bu değişim giderek genişleyen bir taban tarafından da destekleniyor, çünkü insanlar ‘yeni’ olanın kaçınılmaz gerekliliğini görüyorlar. Durum malum fıkraya benziyor: Bektaşi’nin önüne iki kadeh şarap konmuş ve hangisinin daha iyi olduğunu söylemesi istenmiş. Bektaşi birini içtikten sonra diğer kadehtekinin daha iyi olduğunu söylemiş. ‘İyi de’ demişler, ‘sen henüz diğer kadehi içmedin ki…’ Bektaşi ‘gerek yok’ demiş, ‘bu içtiğimden daha kötü olamaz…’
Türkiye toplumunun özellikle çeperinden merkeze doğru akan kesim için vesayet dönemi o denli olumsuz bir nitelik taşımakta ki, gelecek olan ‘yeniye’ daha kötü olma ihtimali atfedilmiyor. Bunun denetim açısından olumsuz bir etkisinin olduğu açık. Eskiden kurtulmaya bu denli istekliyseniz, yeni olanın ‘doğru’ yapılması için yeterli titizliğe sahip olmayabilirsiniz. Dahası ‘yeni’ diye oluşturduğunuz düzenin eski ile ne denli iç içe geçtiğini de fark edemeyebilirsiniz. Ne var ki bugün böyle bir hassasiyeti üretebilmek de hiç kolay değil, çünkü sert bir siyasi kavga yaşanıyor ve AKP üzerindeki tehdit azalmadan devam ediyor. Bunun sonucu olarak AKP seçmeni gözünü AKP’nin muhtemel yanlışlarından ziyade, AKP karşıtlığının apaçık zararlarına dikmiş durumda.
Söz konusu ruh hali ‘yeniyi’ de belirgin bir nitelikle tanımlıyor: Bu öyle bir ‘yeni’ olmalı ki eskiye dönüşü olanaksız kılsın… Böylece AKP iktidarının zımni ihtilalci niteliğini bir kez daha hatırlıyoruz. İhtilal hükümetlerin yaptıklarıyla değil, altta yatan bu son derece güçlü irade ile hayata yansıyor. Sonuç, AKP’nin ‘yeni Türkiye’ arayışının bir kırılmayı ifade edeceği veya farklı bir ifadeyle, ancak bir kırılma yaratabilecekse ‘yeni’ olmayı hak edeceğidir. Bu ise doğal olarak eskisinden tümüyle bağımsız yeni bir anayasa üzerinden üretilen bir meşruiyet arayışı demektir.
Öte yandan aynı kırılmanın toplumsal zemin üzerinde de yansıması var ve işin bu yönü AKP’nin sorumluluğunu daha da artırıyor. ‘Yeni’ üzerine inşa edilecek bir siyasi değişim stratejisi muhafazakâr veya melezleşmiş kesime özgüven kazandırıyor olabilir. Ama aynı anda laik kesim için de tehdit oluşturma niteliğine sahip. Çünkü bu kesim söz konusu ‘yeni’ içinde kendilerine ne kadar yer bulabileceklerinden emin olmamak bir yana, gelmekte olan sistemin kendilerini dışlayacağını düşünebiliyorlar. Bu durum iki kesim arasındaki mesafeyi açarak, şu an için siyaset ve medyada görülen kutuplaşmanın sosyal alana nüfuz etmesine neden olabilir ki bu da yönetim tıkanıklıkları olarak AKP’ye geri döner.
Paralel olarak bürokrasi nezdinde de ikili bir etkinin yaratılacağını öngörmekte fayda var: Bir yandan yeni olana uyum sağlama isteği ve hevesi duyan bir bürokrasi ortaya çıkacak ama aynı anda da bürokrasi içinde yeni direnç dalgaları üreyebilecektir. Eğer siyaset AKP karşıtı hassasiyetle bürokratik direnci organik bir bütünlüğe taşırsa, Türkiye ‘yeni’ bir kavga ortamına doğru hızla kayabilir. Böyle bir siyasi atmosferde sağlıklı bir yenileşmenin yaratılması ise son derece güç olacaktır. Dolayısıyla ‘yeni Türkiye’ aynı zamanda AKP açısından yeni bir dil, üslup ve yaklaşımı da ima ediyor ve hatta bunu gerekli koşul haline getiriyor…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024