Fehmi KORU
Bu akşam İstanbul belediye başkanlığına talip iki adayın, tekrarlanan seçim öncesinde televizyon ekranında buluşması var. Bir gazeteci moderatörün kendilerine yönelteceği sorulara cevap verecek iki aday. 150 dakika sürecek ve isteyen her kanalın yayınlayabileceği programda taraflara her bir soruya cevap için üç dakika mühlet tanınacak.
Adaylar İstanbul’u yönetmeye talip olduklarına göre sadece bizim kentin sakinlerinin merak etmeleri beklenecek türden sınırlı ilgiye muhatap sıradan bir olay işte.
Öyle mi? Değil elbette. Günlerdir bu olay üzerinde yoğunlaşan ilgi yüzünden, ikili tartışma bu güne kadar televizyon programlarının hiçbirine nasip olmamış bir izleyici sayısı yakalayıp rekora ulaşabilir.
Herkes ilgili
Yaşı ileri olanlar, iki ülke arasındaki saat farkı sebebiyle Türkiye’de gece yarısından sonra izlenebilen ABD’deki Muhammed Ali’li boks maçlarını hatırlayabilirler. Gösterim saatinde kalkılır, televizyon karşısına oturulur ve artık kaç raund sürecekse, o maç başından sonuna dikkatle izlenirdi.
Bu siyasi karşılaşma da işte öylesine bir ilgiye muhatap.
En son Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da ilgiyi biraz daha artırmaya yarayacak sözler sarf etti karşılaşma için.
Tacikistan’da yapılan bir toplantı sonrasında, dönüş yolunda, gezisini izleyen partisi tarafından itibar edilen gazeteci grubuna karşı şunları söyledi Cumhurbaşkanı:
“Yıldırım-İmamoğlu televizyon buluşması: Adayların yapacağı ortak yayının sonuca ciddi etkileri olabilir. Zira vatandaş kimin kim olduğunu tam manasıyla bilmiyor. Kampanyasını yalan üzerine bina edenler var, bir de gerçekler üzerine bina edenler var. Şimdi vatandaşın da bunu görmesi lazım. Halkımız yalan üzerine kampanya inşa edenlere haddini 23 Haziran’da bildirecek. Bunun için de aydınlatılması gerekir.”
Kimin kim olduğunu izleyerek öğreneceğiz.
Yalanlardan haberdar olacağız.
Aydınlatılacağız.
Eğer şimdiye kadar AK Parti’ye oy verme kararına varmamış olanlar varsa, TV buluşmasında gerçeklerle tanışacakları için, onlar da 23 Haziran’da had bildirenler arasına katılacaklar.
Cumhurbaşkanının beklentisi bu.
Ne yalan söyleyeyim, kendimi AK Parti adayının yerine koyduğum zaman, hani bu aslında sanal bir yerine koyma olayı olduğu halde, tüylerimin diken diken olmasının önüne geçemiyorum.
Bu denli büyük bir beklentiye Roma İmparatorluğu’nun büyük hatibi Cicero olsa cevap veremez çünkü.
Cicero Roma’nın söz ustasıydı. Fazla uzun sürmeyen, sonu da hayırlı gelmeyen hayatında, konuşmaları ve yazdıkları ile sonraki asırları bile etkilemiş bir tarihi figürdü. Latin kökenli bütün diller ve Batı uygarlığının başlangıcı sayılan Rönesans ona çok şey borçludur.
Bu akşam görücüye çıkar gibi televizyon ekranından hepimizi etkilemeye çalışacak AK Parti adayının yerinde o bile olsaydı, partisinin ve liderinin kendisinden beklentilerini karşılamakta gerçekten zorlanırdı.
Oysa AK Parti adayı, biliyoruz ki, bir Cicero değil. Söz ustalığı konusunda iddiası bulunduğu bile bilinmeyen biri. Tane tane konuşur, çoğu kez, ne dediği ilk cümlesinden anlaşılmadığı için söylediklerini açmak üzere bir daha bir daha aynı şeyleri söylemek zorunda kalır.
Profesyonel bir ekibin bu akşamki karşılaşmaya kendisini hazırladığını biliyorum.
Devletin bütün imkanları da, özellikle rakibini gözden düşürmeye yarayacak belge ve bilgiler, program içerisinde yerini düşürüp kullanması için, kendisinin emrine verilmiş olmalı.
Dövüşecekler mi dersiniz
Cicero ve Muhammed Ali örneklerim biraz da bu yüzden aklıma geldi. Akşamki atışmanın, Cicero’nun yaşadığı dönemin gladyatörlerinin biri diğerini öldürene kadar süren Collessium’daki karşılaşmalarına veya Muhammed Ali’nin rakiplerini nakavt ettiği boks maçlarına dönmesi ihtimali büyük.
Ancak televizyon özellikle böyle bir amaçla kullanılmaya kalkışıldığında, buna teşebbüs eden için çok tehlikeli bir mecra. Karşı tarafı zora düşürmeyi amaçlayan saldırıların izleyecilerdeki algısı yüzünden ters tepme ihtimali de büyük.
Gördüğüm kadarıyla, bu akşamki karşılaşmada AK Parti adayından daha fazla merak edilen CHP adayının neler söyleyeceği ve nasıl söyleyeceği… O da, kendi çevresinin dolduruşuna gelir ve aşırı itham edici bir üslup benimser mi? Muhatabının yaralayıcı ifadelerine karşı o da benzer çıkışlar yapar mı? Akşam izleyeceğimiz tartışma ikili atışmalar sebebiyle bir kördövüşüne dönecek mi?
İyi de, biz adayların hangisi daha iyi dövüşüyor, buna bakarak oyumuz hakkında karar vermeyeceğiz ki…
Umarım, beklentilerin aksine seviyeli bir program olur ve bundan sonraki seçimler öncesinde de bu tür karşılaşmaların tekrarını isteriz.
Taraflara tecrübeye dayalı tavsiyem basit: Televizyon ekranında nezih görüntü veren kazanır.
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025