Fehmi KORU

Ayasofya uzun yıllar boyu ‘müze’ olarak varlığını sürdürdükten sonra dün alınan bir mahkeme kararı ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile beş yüzyıla yakın ifa ettiği eski kimliğine yeniden kavuştu.
Danıştay 1934 tarihli bakanlar kurulu kararını dün iptal etti, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da o kararın hemen ardından Diyanet İşleri Başkanlığı’na “Ayasofya cami olacak” talimatını verdi.
Olanı ve meydana getirdiği sevinç halini anlamakta zorlananlar olabilir; bilinmesinde yarar olan gerçek şudur: Benim de içinde yer aldığım bir kitle için Ayasofya bir tür ‘kızıl elma’ idi.
Milli-manevi değerler sisteminin ülkeye yeniden hakim olduğunu gösterecek en önemli simge…
İstiklal Marşı’nda ifadesini bulan ülke ve ülke insanı kimliklerinin ete kemiğe bürünmüş halidir Ayasofya…
Kararın öncesi ve sonrasında yapılan tartışmalara kulak vermişseniz fark etmişsinizdir: “Müze olarak kalsın” görüşünü savunanlar bile Ayasofya’nın cami olmaktan çıkarılmasının sebeb-i hikmetini anlatmakta zorlanıyorlar.
“Yeniden cami olsun” diyenlerin ve bu amaçla TBMM’de veya dışında çaba gösterenlerin bazıları ise, ‘müze’ oluşu sağlayan Kasım 1934 kararının aslında hükümsüz olduğunu ileri sürüyorlar. Atatürk’ün karardaki imzasının sahte olduğu, kararın hiçbir zaman Resmi Gazete’de yayınlanmadığı bu çevrelerin iddialarının gerekçesi.
Kafa karıştırıcı bir durum bu.
Oysa bugünden geriye bakarak değerlendirdiğimizde, Ayasofya’nın o zaman (1934’te) neden müzeye dönüştürüldüğünü ve bugün (2020’de) neden sürecin tersine çevrilebildiğini kolayca anlayabiliriz.
O günlerin şartları
Türkiye Cumhuriyeti Anadolu’yu kurtarmak amacıyla yürütülen ve yedi düvele karşı verilen bir savaş (İstiklal Savaşı) sonrasında kurulmuştu. Öncesinde, Osmanlı’nın başkenti bile yabancı askerlerin işgali altındaydı.
Savaştan sonra yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı’dan farklı temel esaslara sahip olduğunu dosta-düşmana göstermeyi hedefleyen bir dizi önemli adım atıldı. ‘Osmanlı kimliği’ yerini alacak yeni bir ‘kimlik’ inşası söz konusuydu.
İstanbul yerine Ankara’nın başkent yapılması da o adımlardan biriydi.
Ayasofya eski başkentin ‘Osmanlı kimliği’ ile özdeşleşmiş en önemli simgesiydi. Onu cami olmaktan çıkarmanın, ‘yeni Türkiye’nin kimliğini açıklamak için o günlere kadar başvurulan faaliyetlerin hepsinden daha büyük etki yapacağı kesindi.
Nitekim ‘müze’ye dönüştürülen Ayasofya ile o etki sağlandı.
Herhalde o karara varmak kolay olmamıştır, ama sonunda Ayasofya o günlerin şartlarının gerektirdiğine inanıldığı için cami olmaktan çıkarıldı.
Uzun yıllar milli eğitim bakanlığı da yapmış Hasan Âli Yücel’e ait o günlerin ruh halini çok iyi ifade eden bir şiirden bir dörtlüğü bu gözle okuyalım:
“Eskiyi unut / Yeni yolu tut / Türklüğe umut / Sen ol çocuğum.”
Tutulanın yeni bir yol olduğunu en çarpıcı biçimde anlatmak için müze yapıldı Ayasofya.
Dışarıdan da bu yolda telkinler olduğunu biliyoruz.
Olayın arka-planı bilinince bugün gelinen noktayı, Ayasofya’nın yeniden eski görevine döndürülmesinin zeminini de daha kolay anlayabiliriz.
Bugünün ‘yeni Türkiye’si
Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin dayandırıldığı yeni kararı veren Danıştay’ın, hem de aynı dairesinin, birkaç yıl önce, tam tersi bir görüşten yana olduğu biliniyor. Yapılan başvuruyu o zaman reddetmişti Danıştay.
Şimdi görüş değiştirmesini, bugünün şartlarının ‘müze’ye dönüştürüldüğü dönemin şartlarından farklı olduğu tespitiyle ilgili sayabiliriz.
‘Kimlik’ yenilenmesi söz konusu. İktidarda bulunanların gözünde daha kendine güvenen bir ülke bugün Türkiye. Bunun içeride ve dışarıda da bilinmesi arzusu var.
Ve Ayasofya bu zemin üzerinde yeniden cami hüviyetine kavuşturuldu.
Muhtemelen zamanlamanın doğru oluşundan kuşku duyanlar vardır; ancak kararı verenlerin zamanlama konusunda onlardan farklı düşündüğü aşikar.
“Neden Ayasofya?” Ve “Neden şimdi?” sorularına benim cevabım bu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025