Figen Çalıkuşu
Bundan otuz kırk yıl önce, Türkiye ile dünyayı kıyaslamak için sıkça söylenen bir söz vardı: “Başka ülkelerde durum ciddi ama vahim değildir, bizde durum vahim ama ciddi değildir.”
Grok’la kavga eden, Grok hakkında mahkeme kararları çıkartan bu ülkenin gündeminde iki büyük, önemli mesele var; Terörsüz Türkiye süreci ve CHP’li belediyelere yönelik kuşatma.
Önce Terörsüz Türkiye üzerinde duralım. Zira bugün Süleymaniye kırsalında tarihi bir adım olarak kabul edilen PKK’nın silah bırakma töreni yapılacak.
Ama bu “tarihi” denilen adım öncesinde karışık sinyaller gelmeye başladı.
PKK tarafında, bu silah bırakma töreninin demokratik siyasete iyi niyetli bir başlangıç olacağı konuşuluyor. Ama asıl beklentinin, silah bırakma ve teslim olma süreci için yasal düzenlemeler olduğu da ısrarla ifade ediliyor.
Siyasi iktidar yanlısı medyada ise silah bırakmanın sonbahara kadar devam edeceği, bu sürecin toplumsal rıza için önemli olduğu, bu arada TBMM’de komisyon kurulacağı, sonbahar gibi yasal düzenlemelerin yapılacağı haberleri var.
Nitekim çarşamba günü TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile MİT Başkanı İbrahim Kalın konuyu görüştü.
Bugünkü silah bırakma törenine Türkiye’den geniş bir katılım olacağı bildirilmişti.
Ancak daha sonra 12 şehidimiz olduğunu öğrendik. Hastane mağarası denilen bir mağaraya girilmişti. Burada “metan gazı” zehirlenmesi olduğu söylendi.
Bu hastane mağarası ve şehitler hakkında da pek çok cevapsız soru bulunuyor.
7 Haziran Pazartesi akşamı Özgür Özel bir canlı yayında idi. “CHP’nin bu silah bırakma törenine katılmayacağını, davetin DEM’den geldiğini ama devletin bu organizasyona dahil olduğuna dair bir bilgi olmadığını, bu törenin sonrasında neye gebe olduğunun bilinmediğini” söyledi.
Siyasal iktidara göre “devlet projesi”, CHP Liderine göre tanımsız bir süreç mi?
Hemen sonra PKK’nın açıklaması düştü; “güvenlik gerekçeleri” öne sürülerek törenden canlı yayın yapılmayacağı ve bağımsız medya temsilcilerinin törene alınmayacağı belirtildi.
PKK açıklamasının “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile DEM Parti İmralı heyeti arasında gerçekleşen görüşmelerin ardından gündeme geldiği ve bu görüşmelerin bu son kararda etkili olduğu” öne sürüldü.
Ancak “güvenlik gerekçesi” vurgusu dikkat çekti.
12 askerimizin şehit olması da “güvenlik” gerekçesini bir yerde haklı çıkarmıyor mu?
Sürekli birbiriyle çelişen gelişmeler.
Devlet içinde “terörsüz Türkiye” meselesinde bir ayrışma mı var?
İç cephe tahkimi derken, devletin kendi iç cephesinde tahkimde sıkıntı mı bulunuyor?
Devlet Bahçeli’nin bu sürecin bir an evvel sona erdirilmesini istemesi, provokasyon uyarısı hep aklımızda.
Keza Öcalan’ın barış sürecinin devlet içinde iki farklı cephe arasında paylaşıldığını, biri siyasi ve demokratik zemini inşa etmeye çalışırken, diğeri ise askeri operasyonlarda ısrarcı olduğuna dair konuşmaları…
Ve bu endişelere taze su taşıyan iki çarpıcı hukuki süreci de listeye eklemek gerek.
İlki, Türkiye’nin, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne sunduğu Eylem Planı'nda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan mahpuslar için “umut hakkı”nı tanımayacağına dair haber.
Dikkatinizi çekerim, “tanımayacağına” dair haber.
Halbuki “Umut Hakkı” bir AİHM kararı. Sadece Öcalan’ın hukuki durumunu ilgilendirmiyor. AİHM kararında İnfaz yasasında değişiklik yapılması, anayasal düzene karşı işlenen suçlarda da koşullu salıverilmenin şartlarına dair düzenleme bulunması gerektiği bildiriliyor.
Çok önemli bir ikinci gelişme ise Selahattin Demirtaş hakkında yeni verilen 8 Temmuz tarihli AİHM kararı.
Selahattin Demirtaş’ı zorla cezaevinde tutma ısrarı bir hak ihlali kararı daha getirdi.
Ve bu yeni kararla Türkiye bir kez daha 18. madde ihlalinden mahkûm edildi. Devletler tarihinde çok sık rastlanmayan 18. madde ihlalini böylece üçüncü defa almış olduk. İkisi Demirtaş, bir tanesi Osman Kavala yargılamaları nedeniyle.
Üç kararla da tescil edildi ki tutuklamalar hukuki değil, siyasi…
Demirtaş hala cezaevinde…. Kavala hala cezaevinde.
Hukuk devleti ise sizlere ömür…
Ve onca karışık, zıt gelişmeler arasından yolunu bulmaya çalışan milyonlarca çileli insan…
Bir de “yakalarsak” tutuklayacağımız Grok.
Merak etmeyin, durum vahim ama ciddi değil.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.08.2025
8.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
11.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
20.06.2025
2.06.2025