Gülay GÖKTÜRK
PKK'yla görüşme
4.01.2013
3647
Bu kez hiçbir şeyin Oslo gibi olmayacağı belli. Hükümet Oslo'dan çok önemli dersler çıkarmış görünüyor.
Bu defa görüşmenin hedefi daha belirgin, çerçeve çok daha net çizilmiş ve daha açık bir politika izlenecek gibi görünüyor. Başbakan Erdoğan geçen defaki gibi "Biz değil, devlet görüşüyor" gibi yararsız bulanıklıklar yaratmıyor. Artık önemli bir tabunun yıkıldığı, kamuoyunun görüşme yapılmasına soğuk bakmadığı iyice anlaşıldığından olacak, daha güvenli bir tutumla daha açık bir politika yürütüyor.
Ama tabii en önemlisi, görüşmenin hedefinin ve çerçevesinin net bir biçimde çizilmiş olması...
Hatırlayacağınız gibi, Oslo görüşmelerine en büyük tepki konuşulan konular arasında, PKK'nın deyişiyle"Kürtler'in statüsüne" ya da birtakım demokratik haklara ilişkin konuların da dahil edilmesiydi.
Bu yanlışların en büyüğü idi. Doğrusu, görüşen tarafların daha baştan Kürt sorunu ile terör sorununu birbirinden ayırması; "statü"nün belirleneceği yerin devletle yapılan gizli görüşmeler değil meşru zeminlerde cereyan eden açık tartışmalar olduğunu bilerek bu konuların hiçbir şekilde müzakere masasına getirilmemesiydi. PKK'yla görüşen hiçbir devlet görevlisi, esas olarak anayasal bir konu olan statü konusunda terör örgütü ile tartışmaya girmek, pazarlık etmek ya da söz vermek yetkisine sahip olamazdı.
Hükümet kanadından yapılan açıklamalar bu kez aynı yanlışın tekrarlanmayacağını; görüşmelerin doğrudan doğruya şiddetin son bulması için atılacak adımlar noktasında yoğunlaşacağını ortaya koyuyor. Daha somutlarsak, PKK'nın silahlı bir örgüt olarak tasfiye edilirken meşru siyaset yapma imkânlarına kavuşturulması için neler yapılabileceği, dağdakilerin nasıl indirilebileceği, topluma nasıl kazandırılabileceği, Öcalan ve lider kadronun ne olacağı, gündeme gelebilecek bir affın kapsamı ve niteliği gibi konular...
Evet, kapsamlı bir af... Telaffuzu bile zor gelse de, bu bir gerçek...
PKK'nın silah bırakmasıyla devletin kapsamlı bir affı gündeme getirmesinin bir arada ele alınması gerektiğini; bu iki süreç eşzamanlı bir biçimde planlanmadan şiddeti durdurmanın mümkün olmadığını artık kabul etmeliyiz. Dolayısıyla, savaşın bitmesini isteyen herkesin, kendi kamuoyunu atılacak bu adımlara psikolojik olarak hazırlamaya gayret etmesi gerekir.
Kürtler PKK'nın tasfiyesini içine sindirmek zorunda, Türkler de affı...
Biliyorum, şu anda bu sütunun okurlarının birçoğu da dahil milyonlarca insan suç varsa cezasının da olması gerektiğini, PKK'lıların affının adil olmadığını düşünüyor.
Daha önce de yazdığım gibi;
Terörü halka karşı işlenen bir suç olarak gören biri olarak ben de kendi payıma devletin bireylere karşı işlenen bir suçu affetmesine karşıyım. Ayrıca afların hukuk devletini zedelediğine ve adaletsizlik yarattığına da inanırım.
Ama bazen, barışın adaletten daha önemli olduğu tarihi anlar vardır. Eğer savaş ancak bu yolla bitirilebilecekse; daha fazla insan ölmemesi ancak böyle mümkünse adaletsizliği bir ölçüde sineye çekebileceğimiz anlar...
Sanırım şu anda öyle bir andayız.
Bunca ölümün katılaştırdığı yüreklerimizi yumuşatmanın zamanıdır. Karşılıklı hınçlarımızı, öfkelerimizi, intikam duygularımızı, zihnimize yer eden kırmızı çizgilerimizi, "asla"larımızı, "ilelebet"lerimizi bir tarafa bırakıp hayata bir şans versek diyorum
.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015