Gülay GÖKTÜRK
Testi kırılmadan
9.02.2013
2884
AK Parti bundan bir süre önce Anayasa Komisyonu'na verdiği önergeyle kafasındaki başkanlık sisteminin nasıl bir şey olduğunu bir ölçüde somutlaştırmıştı:
Kanun hükmünde kararname çıkarma ve Meclis'i fesih yetkisi olan bir başkan...
Şimdi, anayasa için önerdiği yeni yargı düzenlemesiyle, Erdoğan'ın arzuladığı başkanlık sisteminin nasıl bir şey olduğu biraz daha belirgin hale geldi.
Önerilen sisteme göre, Yargıtay, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi birleştirilip tek bir Temyiz Mahkemesi haline getirilecek. Böylece, bir hukuk garabeti olan AYİM yok edilecek ki, bu işin olumlu yanı.
Problem, Temyiz Mahkemesi'nin üyelerinin seçiminde.
Yapılan öneride bu mahkemenin üyelerinin dörtte üçü HSYK tarafından seçiliyor. HSYK'nın 20 üyesinin 14'ü de Meclis çoğunluğu ve başkan tarafından... Başkanı çıkaran partinin Meclis çoğunluğunu da elinde tuttuğunu düşünürsek, karşımızdaki tablo yüksek yargıyı başkanın mutlak denetimine aldığı bir tablodur.
Özetle, Anayasa Komisyonu'na verilen son iki önergeyi bir arada değerlendirirsek (kanun gücünde kararname çıkarma, Meclis'i feshetme yetkisine sahip ve yüksek yargıyı avucunun içine almış bir başkan) görülür ki, şu anda soyut bir başkanlık sistemi tartışmasıyla değil, somut bir başkanlık modeli önerisiyle karşı karşıyayız. Adına "Türk Modeli" denen, neredeyse bütün gücün başkanda toplandığı; güçler ayrılığının çanına ot tıkandığı korkutucu bir model...
AK Parti referanduma giderse
Diyelim ki, AK Parti mart sonunda içinde başkanlık sisteminin de yer aldığı kendi anayasa tasarısını Meclis'e getirdi ve referanduma götürmek için gereken 330 oyu da BDP'den ya da CHP'den takviyeyle topladı.
Peki hazırladığı anayasanın referandumdan geçme şansı nedir?
Her şeyden önce, içinde başkanlık sisteminin yer aldığı bir anayasa halkoyuna sunulduğunda, oy vermede tek belirleyici unsurun başkanlık sistemi olacağını; yıllardır tartıştığımız bütün diğer konuların silinip gideceğini görmemiz gerekir. Böyle bir durumda, kamuoyu Erdoğan'ın başkan olmasını isteyenler ve istemeyenler olmak üzere ikiye ayrılacak, mücadele sadece ve sadece bu noktada cereyan edecektir.
Böyle bir saflaşma oluştuğunda AK Parti'nin daha önceki anayasa referandumunda aldığı yüzde 58'lik oya ulaşması pek mümkün görünmüyor. Erkler ayrılığını ortadan kaldıran, bütün gücü tek elde toplayan bir başkanlık sistemi projesiyle AK Parti, en başta liberal ve demokrat çevreler olmak üzere bütün ittifaklarını kaybedebilir; daha da ötesi, kendi doğal tabanından da beklediği oyu alamayabilir. Tabii böyle bir sonucun AK Parti için düşüşün başlangıcı olacağını söylemeye bile gerek yok...
Peki AK Parti bu kumara girer mi?
Bu karar önümüzdeki günlerde yapılacak kamuoyu yoklamaları sonuçlarına bağlı gibi görünüyor. Eğer sonuçlar istenildiği gibi çıkmazsa, başkanlık sistemini unutup kalınan yerden devam etme şansı her zaman var. Zira Erdoğan, komisyona yapılan somut önerilere rağmen manevra imkânını hâlâ koruyor. Gerek partisi içinden, gerekse kamuoyundan yeterli destek alamazsa "Ben sadece tartışılmasını istemiştim zaten" deyip bu defteri kapatması hiç de şaşırtıcı olmaz
.
Şimdi, anayasa için önerdiği yeni yargı düzenlemesiyle, Erdoğan'ın arzuladığı başkanlık sisteminin nasıl bir şey olduğu biraz daha belirgin hale geldi.
Önerilen sisteme göre, Yargıtay, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi birleştirilip tek bir Temyiz Mahkemesi haline getirilecek. Böylece, bir hukuk garabeti olan AYİM yok edilecek ki, bu işin olumlu yanı.
Problem, Temyiz Mahkemesi'nin üyelerinin seçiminde.
Yapılan öneride bu mahkemenin üyelerinin dörtte üçü HSYK tarafından seçiliyor. HSYK'nın 20 üyesinin 14'ü de Meclis çoğunluğu ve başkan tarafından... Başkanı çıkaran partinin Meclis çoğunluğunu da elinde tuttuğunu düşünürsek, karşımızdaki tablo yüksek yargıyı başkanın mutlak denetimine aldığı bir tablodur.
Özetle, Anayasa Komisyonu'na verilen son iki önergeyi bir arada değerlendirirsek (kanun gücünde kararname çıkarma, Meclis'i feshetme yetkisine sahip ve yüksek yargıyı avucunun içine almış bir başkan) görülür ki, şu anda soyut bir başkanlık sistemi tartışmasıyla değil, somut bir başkanlık modeli önerisiyle karşı karşıyayız. Adına "Türk Modeli" denen, neredeyse bütün gücün başkanda toplandığı; güçler ayrılığının çanına ot tıkandığı korkutucu bir model...
AK Parti referanduma giderse
Diyelim ki, AK Parti mart sonunda içinde başkanlık sisteminin de yer aldığı kendi anayasa tasarısını Meclis'e getirdi ve referanduma götürmek için gereken 330 oyu da BDP'den ya da CHP'den takviyeyle topladı.
Peki hazırladığı anayasanın referandumdan geçme şansı nedir?
Her şeyden önce, içinde başkanlık sisteminin yer aldığı bir anayasa halkoyuna sunulduğunda, oy vermede tek belirleyici unsurun başkanlık sistemi olacağını; yıllardır tartıştığımız bütün diğer konuların silinip gideceğini görmemiz gerekir. Böyle bir durumda, kamuoyu Erdoğan'ın başkan olmasını isteyenler ve istemeyenler olmak üzere ikiye ayrılacak, mücadele sadece ve sadece bu noktada cereyan edecektir.
Böyle bir saflaşma oluştuğunda AK Parti'nin daha önceki anayasa referandumunda aldığı yüzde 58'lik oya ulaşması pek mümkün görünmüyor. Erkler ayrılığını ortadan kaldıran, bütün gücü tek elde toplayan bir başkanlık sistemi projesiyle AK Parti, en başta liberal ve demokrat çevreler olmak üzere bütün ittifaklarını kaybedebilir; daha da ötesi, kendi doğal tabanından da beklediği oyu alamayabilir. Tabii böyle bir sonucun AK Parti için düşüşün başlangıcı olacağını söylemeye bile gerek yok...
Peki AK Parti bu kumara girer mi?
Bu karar önümüzdeki günlerde yapılacak kamuoyu yoklamaları sonuçlarına bağlı gibi görünüyor. Eğer sonuçlar istenildiği gibi çıkmazsa, başkanlık sistemini unutup kalınan yerden devam etme şansı her zaman var. Zira Erdoğan, komisyona yapılan somut önerilere rağmen manevra imkânını hâlâ koruyor. Gerek partisi içinden, gerekse kamuoyundan yeterli destek alamazsa "Ben sadece tartışılmasını istemiştim zaten" deyip bu defteri kapatması hiç de şaşırtıcı olmaz
.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015