Hadi ULUENGİN
POLİSİYE romanlarla aram yoktur. Ezelden beri de pek olmadı.
Belki meraklı kumkuma sabırsızlığımdan, belki de hayal dünyamın sığlığındandır...
Ama her halükârda Frenk ukalalar gibi gar edebiyatı diye burun kıvırdığımdan değil!
Bu tür kitap yazarlarının da kıymetini bilecek kadar mürekkep yalamışlığım var...
***
ARAM yoktur dedim ama tabii ki çocukluğumda herkes gibi ben de Arsen Lüpen ve Mayk Hammer’leri, ergenliğimde ise Agatha Christie’leri hatmetmiştim.
Ancak işte orada kaldı. Sonraki yıllarda böylesine kitaplar edindiğimi hatırlamıyorum.
Zaten de geceleri “kafa boşaltmak” (!) için polisiye okumak yerine hep karın ağrısı şeylerde ısrar ettiğim için yastık refakatçilerimden epey zılgıt yemişliğim vardır.
Fakat Manuel Montolban istisna oluşturuyor. Sanırım onun bütün ciltlerini devirdim.
Bu ayrıcalık hem kahramanı Pepe Carvalho’ya duyduğum derin sempatiden, hem de Katalan yazarın geri planda siyasi- toplumsal bir atmosfer kurgulamasından kaynaklandı.
Buna bir de Pepe’nin oburluğunu eklemek gerekiyor. Her ne kadar yüzüme gözüme bulaştırsam bile ona özenip tarifine uygun işkembeli nohut pişirmeye kalkıştığım dahi oldu.
***
NEYSE, geçen gün Beyoğlu’nda avarelik yapıyordum ki vitrinde duran ve siyah zemin üzerinde kırmızı renkle boylamasına “Tek” yazısı bulunan kapak dikkatimi çekti.
Daha önce de gazetelerin kitap eklerinde gözüme ilişmişti.
Yazarı Hakan Nordik’miş! Sarı çizmeli Mehmet Ağa... Belli ki müstear isim!
Arka kapaktaki “siyasete, cinayete ve adalete bakışınızı değiştirecek ‘TEK’roman”açıklamasını okuyunca da hemen yirmi dokuz papele kıyıverdim. Ne çıkarsa bahtıma...
Üstelik Karolin bu gece “yine hangi ciddiyet incilini okuyorsun” diye sorduğunda ben de ilk defa müstehzi edayla “kafamı boşaltmak için polisiye” cevabını verebileceğim.
***
YOK, kafam boşalmadı! Hiç mi hiç boşalmadı!
Tam tersine, sabahı etmek ne kelime, ertesi gün öğlene kadar hiç aralıksız okuduğum “Tek”in son sayfasını bitirdiğimde kafam geceden daha dolu, daha karışık ve daha ambaleydi.
Çünkü Hakan Nordik’in enfes bir kurguyla kaleme aldığı ve okuyucuya New York- İstanbul- Diyarbakır güzergâhında mekik dokutturduğu roman olayların nefes nefese akışına rağmen öyle dedektif- katil- maktul üçgeninin tembelliğinde ninni söylemiyor.
Ekseni polisiye senaryo oluşturuyor ama insani erdem ve zaaflarıyla sonsuz hümanist bir çehre çizen kitabın kahramanı DM aslında Türkiye’nin ve dünyanın son otuz yılına adil ve insani bir mercekten bakarak o okuyucuyu dürtüklüyor.
Burada sayarsam tadı kaçacağı için tabii ki sıralamıyorum, dâhili ve harici pek çok dokunulmaz tabuya dokunmak cesaretini göstererek insanı omuzlarından sarsıyor.
***
HEM sarsıyor, hem de bunu bilgisayar “hacker”inden Manhattan barına uzanan harika bir modernite atmosferinde ve küresel dünyadaki iç içelik ortamında kâğıda döküyor.
Yani bana sorarsanız “Tek”, polisiye roman kültürsüzlüğüme rağmen çok rahatça “mutlaka okunmalı” diyebileceğim bir kitap niteliğini taşıyor ki, bunu söylerken bir deDM’ye daha ilk sayfalarda itibaren duyduğum yakınlığı vurgulamalıyım.
Yetişme tarzlarımızdan insani zaaflarımıza; artı, havaalanı ve otel metafiziğine olan düşkünlüğümüzden kadınlarla ilişkilerimizin çetrefilliğine; bilhassa da benliğimize kazınmış isyan ve adalet dürtüsüne DM’yle olanortak yanlarımızın öylesine çok olduğunu keşfettim ki, sırf bunun için bile bir yirmi dokuz papele daha tekrar seve seve kıyabilirim.
Bari reklâmını yapayım, “Tek”e siz de kıyarsanız tek kalacağınızı sanmıyorum...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015