Hadi ULUENGİN
SEZAR’ın hakkı Sezar’a, zira Cumhurbaşkanı Erdoğan bu defa doğruyu söyledi.
Çünkü gerçekten de Osmanlıca diye bir dil yoktur. Etimolojik olarak mevcut değildir.
Ama tabii ki kabul, tamlamalar dâhil sayısız Arabî ve Farsî kelimeyle donanmıştır.
Üstelik de devirlere ve kalemlere göre ağdalı mı ağdalı bir içerik taşımıştır.
Fakat ne o kelimelerin varlığı, ne yazımın elifba niteliği, ne de ağdanın yapışkanlığı Osmanlıcanın aslında öz be öz Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmez.
***
DEĞİŞTİRMEZ, zira Saray ve periferisinde tedricen “bilgiç” (!) ve kitabi bir dilin oluşması doğal bir ihtiyaçtan kaynaklandı. Kimse züppelik olsun diye yeni lisan icat etmedi.
Dede Korkut veya Yunus Emre’nin çok sınırlı lügat dağarcığı emperyal ve kültürel bir sıçramaya imkân tanımadığı içindir ki, Arapça ve Farsça alıntılı bir Osmanlıca doğdu.
Ama Türkçenin hâkimiyeti hem gramatikal yapıda, hem de kelime hazinesinde sürdü.
Nitekim aynı şey aynı nedenlerden ötürü kâh Latinceye, kâh Grekçeye başvuran pek çok Batı lisanı için de geçerlidir. Bunlar saymakla bitmez.
Dolayısıyla laikperest ırkçıların yaptığı gibi aynı Osmanlıcayı “zaten Türk ve Türkçe değildi” diye aforoz etmenin hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur ve cahilliğin daniskasıdır.
***
ÖTE yandan, geri plandaki amacı ne olursa olsun, Cumhurbaşkanı sözkonusu aforozu “şah damarlarının kopartılması” olarak değerlendirirken de doğru bir tespit yaptı.
Çünkü hakikaten Cumhuriyet’in “dil ve harf devrimi” yeni oluşan ulusu en başta din aidiyeti olmak üzere bütün bir uygarlık kültürüne yabancılaştırmak girişimidir.
Atılım tabii ki yukarıdaki gaye güdülerek gerçekleştirildi ve ekmek bıçakla kesildi.
Yani “zaten halkın ezici çoğunluğu okuma yazma bilmiyordu ve Arabî alfabe de Türkçeye uymuyordu” diyerek o “dil ve harf devrimi”ni masumane bir sadeleştirme çabası olarak algılamak ve sunmak çocuk kandırmaktan öteye gitmez ve gitmiyor.
***
OYSA ben kendi hesabıma, aslında Fransız sömürgeciler tarafından dayatılan ama lehçe ve şiveleri birleştirdiği için Ho Şi Min dâhil Vietnam milliyetçilerin de desteğini alan 1918 “Quac Ngu” reformu hariç Türkiye’dekine benzer başka bir örnek bilmiyorum.
Buna belki bir de siyasi gerekçelerle Buğdan Rumencesinin 19. yüzyıl ortalarında Kiril harflerinden Latin harflerine geçişini ekleyebiliriz.
Her halükârda yukarıdaki “Quac Ngu” reformuyla birlikte Vietnam dili Han kökenli bazı kelimelerden arındırıldı. Yazıda da Çin karakterleri yerine Romen alfabesi benimsendi.
Hâlbuki bizzat sözkonusu Çin Mao devrinde bile böyle dönüşüme cevaz vermedi.
Büyük entelektüel Lu Sin’in daha önce Latinleşme yönünde yaptığı çağrılara rağmen Pekin buna yanaşmadı. En fazla “pin yin” denen kısmi sadeleştirmeyle atılımıyla yetindi.
Çünkü Çin asla ve asla “şah damarını kopartmak” ve aidiyetini taşıdığı büyük uygarlığa yabancılaşmak istemedi.
***
GÖRDÜĞÜNÜZ gibi, eğer iki gündür yazdıklarımdan hareket edilirse hem doğurmuş olduğu derin travmadan ötürü Cumhuriyet’in “dil ve harf devrimi”ni reddettiğim; hem de hükümetin Osmanlıcayı zorunlu eğitim dersi kılmak projesini desteklediğim sonucu çıkıyor.
Oysa hiç de öyle değil! Şeyler illâ ak ve kara olmadığı için grilere henüz değinmedim.
Başka bir deyişle, olumsuzlukları dobra dobra saptamak ne olumlulukları es geçmek; ne projenin gerçekleşmesiyle doğabilecek yeni olumsuzlukları öngörmemek; ne de iktidarın “başka hesaplarına” (!) karşı tetikte durmamak anlamına geliyor.
Dolayısıyla bunların hepsini ve sentez arayışını yarına bırakıyorum.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015