Hadi ULUENGİN
KOALİSYON pratiği çoğulculuk ve uzlaşma kültürünün en zirve noktasıdır.
Demokrasilerde bundan daha üst bir seviye yoktur. Himalayalar’ın Everest tepesidir.
Ancak doğru, ne bu kültürü edinmek, ne de bu pratiği uygulamak kolay iştir!
Şayet sözkonusu kültür hem toplumda, hem de partiler arasında hakikaten yerleşiklik kazanmışsa, tıkır tıkır işlemeseler bile koalisyon hükümetleri hayati bir sorun yaşamazlar.
Ama tam tersi de mümkündür. Farklı kurumların birlikteliği zıt kutuplara ayrışmış ülkelerde metazori bir yükümlülük olarak dayatırsa durumun sarpa sarması işten bile değildir.
Nitekim şimdi iki uçtan da birer örnek vereceğim. Olumsuzundan başlıyorum:
***
SEÇİM sistemi mecazî anlamda çok fazla “demokratik” (!) olduğu içindir ki Weimar Cumhuriyeti diye adlandırılan 1919- 1933 Almanya’sı hiç aralıksız koalisyonlarla yönetildi.
Oysa 1. Savaş nihayetine dek pederşahi Prusya gelenekleri altında yaşamış ve bunları da kanıksamış olan Cermen ahali ve partiler böylesine bir serbestiyi “hazmedemediler” (!)
Bir ciddi krizden diğerine, bir erken seçimden ötekine derken uç noktalara kaydılar.
Zaten Hitler’in şansölye koltuğuna oturması bile koalisyon sayesinde mümkün oldu.
Yani çoğulculuk ve uzlaşma kültürüne haydi haydi yabancı olan Alman halkı ve Alman siyaseti Nazi canavarını kendi elleriyle üretti ki, gerisini hepimiz biliyoruz.
***
ÖTE yandan, aynı Almanya’ya bitişik komşu olan ve üstelik Flamanlara ek olarak Walonları dahi Cermen kökenden inen Belçika da ezelden beri koalisyonlarla yönetiliyor.
Herhâlde en az seksen senedir tek parti iktidarının hüküm sürdüğü vaki olmamıştır.
Fakat buna rağmen, gül gibi geçinip gitmeseler bile yukarıdaki çoğulculuk ve uzlaşma kültürünü hakkıyla özümsemiş olan Belçika toplumu ve partileri “model” addedilecek bir uyumla bütünleşiyorlar. Hattâ sözkonusu devlet siyaset terminolojisine iki yeni deyim kattı.
Birincisi, her vartanın atlatıldığı durumlara “Brüksel usulü uzlaşma” deniyor.
İkincisini ise, devlet başkanı kralın seçim ertesi ilk nabız yoklamasıyla görevlendirdiği ama başbakanlığı tevdi etmediği bir şahsiyeti sıfatlandıran “enformatör” terimi oluşturuyor.
Yani Benelüks ülkesi diğer emsaller arasında bile koalisyon cenneti olarak sivriliyor.
O Belçika’ya bir de, yarı-başkanlık sisteminden dolayı cumhurbaşkanının başka, başbakan ve meclisin ise başka siyasi eğilimler taşıyabildiği Fransa örneğini ekleyebiliriz.
Kaldı ki koalisyonların, yani aslında çoğulculuk ve uzlaşma kültürünün illâ farklı siyasi kurumlar arasında hayata geçeceğine dair bir kural da yok…
***
NİTEKİM burada aklıma Karl Popper’in ölmeden hemen önce La Repubblica gazetesinde kaleme almış olduğu son makale geliyor.
Büyük bilim felsefecisi o yazıda esas itibariyle iki partiyi öne çıkartan Anglo-Sakson seçim sistemlerinin tahlilini, daha doğrusu methiyesini yapıyordu.
Bunu da sözkonusu sistemlerin doğası icabı, hem fraksiyonlar ve dengeler vasıtasıyla o çoğulculuk kültürünün bizzat parti içinde yerleşiklik kazanması; hem de yine aynı sistem sayesinde istikrarlı hükümetlerin işbaşına gelmesi olgularıyla açıklıyordu.
Başka bir deyişle, Popper koalisyonu daha da üst seviyeye çıkartarak uzlaşmayı yürütmenin bile öncesine, yasama dâhilindeki unsurların iç bünyesine temayüz ettiriyordu.
***
ŞÖYLE veya böyle… Görüldüğü gibi şimdi Türkiye için de mukadder olan koalisyon, sistem hangi mekanizma üzerine oturtulursa oturtulsun, çoğulculuk ve uzlaşma kültürünün en azından asgari ölçüde özümsenmesini mutlak bir zorunluluk kılıyor. Bundan kaçış yok!
Umalım ki ülkemiz toplumu ve partileri de artık bu olgunluğa erişmiş olsun…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015