Hakan Albayrak
Bolivya Anayasasına göre devlet başkanlığına üst üste iki kerden fazla seçilmek mümkün değil.
Öyleyse Evo Morales nasıl oldu da üst üste üç kere seçildi (2005, 2009, 2014) ve geçen ay dördüncü dönem için seçime girebildi?
Şöyle:
Morales’in ilk döneminde yapılan geniş kapsamlı anayasa değişikliğinde ‘kilometre sıfırlandı’ ve -normalde beş sene olması gerekirken sadece dört sene süren- o dönem yok sayıldı.
Yeni dönemde üst üste iki kere seçilen Morales, bir kere daha seçilebilmek için anayasanın ilgili maddesini değiştirmek istedi; fakat bu konudaki halkoylamasını (2016) kıl payıyla kaybedince, Anayasa Mahkemesi’nden ‘Devlet başkanlığında süre tahdidi insan hakları ihlalidir’ diye bir karar çıkarttırarak söz konusu anayasa maddesini ‘baypas’ etti ve geçen ayki seçime öyle girdi; işin tadını iyice kaçırarak.
***
Halk oylamasına gitmişseniz çoğunluğun tercihine uyarsınız. Nokta.
Kıl payı mıl payı; devlet başkanının görev süresiyle ilgili halkoylamasını kaybedince, orada durmalıydı Morales.
Anayasa Mahkemesi’nin ve mensubu olduğu Sosyalizme Doğru Hareket’in (MAS) prestijiyle oynamamalıydı.
MAS saflarından münasip bir yoldaşını öne çıkarıp, başkanlık seçimine onu hazırlamalıydı.
Ne yazık ki öyle yapmadı ve bu yüzden geçen ayki seçime fena halde gergin bir ortamda girildi.
Seçim sonuçları açıklanırken ikinci tura işaret eden bir tablo ortaya çıktığı anda veri akışının kesilmesi ve saatler sonra yapılan açıklamada Morales’in zaferinin ilan edilmesi üzerine bu gerginlik patlamaya dönüştü; Morales muhalifleri ortalığı yangın yerine çevirdi, güvenlik güçleri muhalefetten yana tavır kordu, ordu Morales’i istifaya çağırdı (Düpedüz darbe), Morales istifa edip Meksika’ya sığındı, Senatör Jeanine Anez geçici devlet başkanı ilan edildi ve seçimlerin Morales olmadan yenileneceği açıklandı.
***
Bu sefer Morales taraftarları ayaklandı.
Ve Morales muhaliflerinin en şiddetli eylemlerine bile seyirci kalmış olan ordu bu sefer protestocuları ‘yola getirmeye’ pek hevesli.
Başkanlık iddiasındaki Anez’in çıkardığı şu kararname sayesinde askerlerin hevesleri kursaklarında kalmayacak:
“Kamu düzeni ve istikrarının tesis edilmesi için düzenlenen operasyonlara katılan silahlı kuvvetler mensupları, görevlerini yerine getirdikleri sırada meşru müdafaa ve zorunluluk halinde bulundukları müdahaleler nedeniyle cezai sorumluluktan muaf tutulurlar.”
Meşru müdafaa, adı üstünde, meşru müdafaadır… Zorunluluk halinde müdahale, adı üstünde, zorunluluk halinde müdahaledir… Bunlar zaten ceza konusu olmasa gerek… Demek ki bu kararnamenin ‘ifadesini aşan bir maksadı’ var: Morales taraftarı protestoculara yönelik şiddetin önünü açmak.
Seçime hile karıştırıldığı iddiasını paylaşarak Morales’e karşı tavır alan Amerikan Devletleri Örgütü’ne (OAS) bağlı Amerikalılar Arası İnsan Hakları Komisyonu (IACHR) da bunu böyle görüyor.
Komisyonun konuyla ilgili açıklaması:
“Bolivya’da çıkarılan vahim kararname, uluslararası insan hakları standartlarını görmezden geliyor ve şiddetli baskıya teşvik ediyor. Bu tür kararnamelerin kapsamı, devletlerin insan hakları ihlallerini soruşturma, kovuşturma ve ceza verme yükümlülüğü ile çelişmektedir. IACHR, Bolivya hükümetinin, özellikle sosyal protestolarda silahlı kuvvetlerin adalet ve uluslararası insan hakları ihlallerine yol açan her türlü idari kararını kınamaktadır.”
***
Evet; Evo Morales, hukuku zorladı.
Morales’e güya bundan ötürü isyan edenler de hukuku zorladı ve zorlamaya devam ediyor; hem de kör şiddetin önünü açacak kadar.
Şimdi ne olacak?
Seçimlerin yenilenmesi gündemde; ama kargaşa devam ederse, MAS’ın iktidara dönme şansını (da) ifade eden bu gündem murdar olabilir ve Bolivya uzun müddet “geçici hükümet” (darbe hükümeti) ile idare edilebilir.
Geçen Cuma günü Reuters’e verdiği demeçte “Demokrasini hatırı var; benim katılmamı istemiyorlarsa yeni seçimlere katılmayıveririm, sorun değil” dediğine göre, Morales bu tehlikeyi bertaraf etmek için üzerine düşeni yapmaya hazır.
Bakalım “geçici hükümet” Morales’in aday olmamasıyla yetinecek mi, yoksa MAS’ın gücünü kırmaya yönelik başka hamlelerde de bulunacak mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021