Halil BERKTAY
[18 Temmuz 2017] Stephen Jay Gould diye ünlü bir Amerikalı bilim adamı vardı. Tam bir polymath, bir Rönesans insanıydı, on parmağında on marifet: biyolog, zoolog, paleontolog, evrim uzmanı, bilim tarihçisi. Harvard’da profesördü. 2002’de kanserden ölmeden önce, topu topu altmış yıllık yaşamına hem en seçkin profesyonel, hem popüler düzeyde tonla kitap ve makale sığdırdı.
Bir de solcuydu, sosyalistti üstelik. Tabii barışçı, çoğulcu, demokratik bir solcu ve sosyalist. Nitekim 1997’de New York’ta yapılan bir sosyalistler konferansında çok kısa bir karşılaşmamız olmuştu. Ben aydınların değişen konumu ve zayıflayan sesine ilişkin, Boris Kagarlitsky’nin The Weak Reed (Cılız Flüt?) kitabıyla aynı başlığı taşıyan küçük bir paneldeydim. Gould ise (hatırladığım kadarıyla) Alan Sokal ve Ellen Meiksins Wood’la birlikte büyük bir genel oturumda. Post-modernist epistemolojinin gerçeği rastgeleleştirmesi (Perry Anderson’ın deyimi: the randomization of truth) olarak gördükleri eğilimlere karşı, Marksistler ve sair realist-materyalistler de dahil bütün modernistlerin tam saha pres yaptığı bir dönemdi. Sokal kasten anlaşılmaz bir jargon ve başı sonu belirsiz cümlelerle örülmüş bir makale yazıp yollamıştı, ultra post-modernist bir dergiye. Ve aslında hiçbir anlama gelmeyen bu deli saçması ciddiye alınıp kabul edilmişti söz konusu dergi tarafından! İyi espriydi aslında; aşırı şişirilmiş bir balona tam zamanında batırılmış bir toplu iğneydi. Gelgelelim, savaş davullarının sesi belki biraz fazla yükseliyordu karşı cephede. Gerçeği aramaya angajman sona ererse herşeyin çökeceği, dolayısıyla post-modernist taarruz kaarşısında pozitif bilimlerin muazzam bir tehditle yüzyüze bulunduğu öne sürülmekteydi.
Stephen Jay Gould işte böyle bir ortamda kürsüye gelmiş ve çok değişik bir konuşma yapmıştı, büyük bir amfideki o plenum oturumunda. Post-modernizmin arzettiği tehlikeyi abartmayın, demeye getirmişti. Siz bilimsel faaliyeti ne zannediyorsunuz? (Ben ekleyip genişletiyorum: Sürekli dahiyane uçuşlar, hamamdan Eureka! diye bağırarak fırlamalar (Arşimet), yere düşen elmalardan ânında ilham alarak (Newton), ya da koltuğunda otururken kurguladığın zihinsel deneylerle (Einstein) ulaşılan teoremler mi?) Bilimsel faaliyetin (doğa bilimlerinden bahsediyordu, ama sosyal bilimler için de aynen geçerlidir) yüzde 70’i son derece sıkıcı, kuru, pedantik işlerden oluşur: bir deneyin dizayn edilmesi, ekipmanın kontrolü, saatlerce süren santrfüjler, temizlemeler, toz almalar, mikroskopun altına konacak doku kesitlerinin hazırlanması (herhalde tarihçilikte bunlara kılı kırk yaran belge okuma ve transkripsiyonları denk düşer). Ne sanıyorsunuz -- doğruyu bulmak veya gerçeğe varmak (en azından, görece daha fazla ve daha fazla yaklaşmak) dışında herhangi bir amaçla; bunların hepsi sübjektif masallardan ibarettir diyen bir meslek ahlâkının (daha doğrusu, ahlâk dışılığının) “hiç farketmez”ciliği çerçevesinde, katlanılır mı bu zahmete?
O gün, bu kadar basit, rahat, lakonik bir argümanla tavsiye etmişti Gould, o kadar feveran etmeyip olaya biraz daha geniş bakmamızı (ki bana sorarsanız bu, post-modernizmin pozitivizme, ampirisizme ve düz çizgiselliğe getirdiği eleştirilerden de yararlanmaya açık olmak demekti). Belki hepsinden önemlisi, lâfa nasıl başladığıydı. İnsan kafası “ya biri ya diğeri” ikilemlerine çok yatkındır, demişti yanılmıyorsam (“the human mind has a propensity to dichotomize” mı demişti, ya da “is inclined to dichotomize” mı; ona benzer bir şey. Ardından, tarihte böyle yanlış ikilemlerle çok zaman ve enerji kaybedildiğini vurgulamıştı.
Ne kadarı onun söyledikleri, ne kadarı benim kendi açımlama ve eklentilerim; yirmi yıl sonra çok emin değilim doğrusu. Ama sonuçta, bende kalan algı ve tortu bu işte. Bu dersi çıkarmış, içselleştirmişim. Belki içimden, keşke bunları 1960’larda duyup anlasaydım diye de geçirmişimdir; kimbilir. Bugün de, “millî ve yerli” ile “evrensel arasında; 9 Temmuz ile 15 Temmuz arasında; Maltepe ile Şehitler Köprüsü arasında, gene bu dersi hatırlıyorum.
* * *
İyi de, 1-0 veya ak-kara metafiziklerini -- ve dolayısıyla “iki Türkiye” arasında yaşadığımız siyasal kutuplaşmayı -- aşmayı özlemek başka; nasıl aşılabileceğini bulmak gene başka. Sırf istemekle ya da iyi niyetle olmuyor bu işler. 1970’lerin sonlarında Ankara SBF’de bir arkadaşım vardı, erken yaşta rahmetli olan. Bazen büyük bir ciddiyetle “bak ne diyeceğim” derdi. Beklerdim; evet? “Biz birbirimizi sevmiyoruz, her şey bundan oluyor.” Bana bir tür ucuz Erich Fromm felsefesi gibi gelirdi. Böyle ne idüğü belirsiz tavsiyeler (ya da zıddında, öfkeyle bağırıp çağırmak ve ötekini ezmeye çalışmak) yerine, ciddî emek lâzım, düşünmek lâzım, spesifik dikotomileri sabırla eleştirmek ve “taraf”ları durdukları “uç”lardan merkeze cezbedebilecek kazan-kazan ara zeminleri oluşturmak lâzım. Ülkenin, toplumun, düşünce hayatının hangi üç beş temel noktada alt-konsensüslere muhtaç olduğunu saptamak ve bu konularda taş üstüne taş koyan bir ikna çabasına girmek lâzım.
Bence bunlardan biri 15 Temmuz’un kendisi; dolayısıyla bir diğeri de ister istemez Fethullahçılık ve Fethullahçılar konusu. Bugün (18 Temmuz Salı günü) Serbestiyet’te Vahap Coşkun’un bana göre biraz fazla iyimser bir yazısı var bu açıdan (15 Temmuz’un ardından (1)). Neden fazla iyimser diyorum? Çünkü hem 15 Temmuz darbesini, hem FETÖ’yü artık bütün toplumun üzerinde anlaştığı konular gibi sunuyor.
Ben pek o kanıda değilim maalesef. Kamuoyu baskısıyla ve siyasî imkânsızlıklar karşısında oluşan konformizm görüntülerini, gerçekten içselleştirilmiş bir kavrayış ve samimî bir kabullenme ile birbirine karıştırmamakta yarar var. İlki gerekli, ama yeterli değil. Ya da politik açıdan gerekli, ama entellektüel açıdan yeterli değil. Şahsen etrafa baktığımda, faraza bir kısım sol aydınlarda veya CHP’nin üst düzey kadrolarında, “elbette karşıyız”ı görüyor ve duyuyorum da, kendi insiyatifleri ve sözcükleriyle, tam olarak ne olduğuna dair özerk bir anlatıyı, kendi bağımsız darbe ve FETÖ tahlillerini bulamıyorum. Dahası, henüz çok yakın geçmişteki “kontrollü darbe” söylemi, sanki bu noktaya da hayli sıkıntılı bir şekilde ve içlerine sindirmeksizin geldiklerini yansıtıyor. Ne zaman inanırım? Ne zaman ki Kılıçdaroğlu ve/ya diğer önemli CHP sözcüleri çıkıp, kendi insiyatifleriyle, sırf kendilerinin yer aldığı platformlarda ve özellikle dış dünyaya, ciddi bir darbe ve ciddi bir FETÖ analizi sunarlar; o zaman ikna olabilirim, artık gerçekten iyi bir yerde durduklarına.
Gelelim AK Parti’ye. Orada da, bir samimiyet sorunu değilse bile bir düşünme, ifade ve iletişim sorunu olduğu kanısındayım. Gelin, şöyle bir deney yapalım hep birlikte. Temsilî bir grup oluşturalım, AKP’li bakanlar, milletvekilleri, hattâ diplomatlar, hükümet yanlısı genel yayın yönetmenleri ve en ateşli köşe yazarlarından. Birer yazı veya konuşma hazırlamalarını isteyelim, 15 Temmuz’u tane tane anlatan, açıklayan. Ama, diyelim, ama... Bir şartımız var. 15-20 ibareden oluşan bir liste hazırlayıp verelim ellerine: “FETÖ’cüler, hainler, alçaklar, namussuzlar, asker kılığındaki çeteler, milletin parasıyla alınan silâhları millete doğrultanlar, Pennsylvania’daki elebaşı, yabancı istihbarat servisleri vb” ve karşılarında “kahraman halkımız, şanlı direnişimiz, sokaklara dökülenler, şehitlerimiz, 15 Temmuz destanımız.” Çoğaltabiliriz bu klişe örneklerini. Bir frekans analizi yapılsın; iddia ediyorum ki şu anda yazılıp çizilenler çok büyük ölçüde bu basmakalıplıkların tekrarından oluşuyor. Biz kendi deneklerimize diyelim ki: Bu ve benzeri sözcükler, terimler, tamlamalar yasak. Oturun, düşünün, esaslı bir sıfat ayıklaması yapın, değişik ve taze ifadeler bulun. Daha geniş bir sözcük hazinesiyle, daha ikna edici(sadece bizi değil, dünyayı ikna edici) bir 15 Temmuz anlatımı tutturun... Kolaydır, doğru-yanlış, çoktan seçmeli veya boşluk doldurmaca tarzı test sınavlarını geçmek. Ya böyle (her bir yıpranmış sözcük için diyelim 5 puan kırılan) sıkı bir kompozisyon sınavını kaçının geçeceğini zannediyorsunuz?
Yok. Böyle ağırbaşlı “güncel tarih” örnekleri ortaya çıkmamışsa; 2013 yaz başından sonraki birkaç ay içinde hemen (ne kadar uyduruk ve partizanca olursa olsun, birkaç yüksek lisans tezi dahil) kalabalık bir Gezi literatürünün türemesine karşılık, bir yıl sonra bugün, mukayese edilemiyecek derecede daha vahim ve dramatik bir tarihsel dönüm noktası (resmî yıldönümü yayınları dışında) akademiden ve sair sivil toplumdan fışkıran incelemelere konu olmamışsa... ne derseniz deyin; sathın altında mutlaka vardır hâlâ anlaşılmayan ve üzerinde anlaşılmayan sorunlar. Kendi payıma, son haftalarda çok düşünüyorum, öncelikle akla hitap eden, analitik, soğukkanlı -- ve bu özellikleri sayesinde birleştirici bir 15 Temmuz anlatımının nasıl yazılabileceğini. İçerde ve dışarda, insanların kafası hangi noktalara takılıyor? Önümüzdeki günlerde, bu yaklaşımı “100 soruda” değilse bile (şimdiden tam kestiremesem de) yedi sekiz temel soruda somutlamaya çalışacağım.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024