Hasan CEMAL
Mısır’da demokrasiye açılan yol, öyle anlaşılıyor ki, ince ve uzun bir yol. Cumhurbaşkanı Mursi’ye karşı Tahrir Meydanı’nda yükselen muhalefeti bizim Cumhuriyet mitingleri ile mukayese etmek de, Mursi’yi sütten çıkmış kaşık gibi göstermek veya onu şeytanlaştırmak da işi basite indirgemektir. Mısır’ı fena halde zor günler bekliyor. Özgürlüklerle birlikte, özellikle ekonomik reformlar ve aşla iş meseleleri kapıyı çalınca, işte asıl o zaman zorlanacak Müslüman Kardeşler iktidarı.
Geçen yıl, 2011’in Şubat ayında Kahire’deydim. Mısır’ı otuz yıl boyunca demir yumrukla yönetmiş olan Cumhurbaşkanı Mübarek daha yeni devrilmişti.
Halk, Tahrir Meydanı’nda özgürlük nöbeti tutmaya başlıyor, devrim ruhu ise hemen her köşede kendini belli ediyordu.
Meydana nazır bir kahvede keyifle nargilesini fokurdatan 40 yaşında bir işçi şöyle demişti:
“Mısır halkı meydanlara inmeyi öğrendi. Bir daha başımıza gelenler bize zulmetmeye kalkarsa, yine meydanlara ineriz. Üstelik bizim için artık bütün Mısır bir meydan oldu.”
“Artık korku duvarı yıkılmış” diye yazmıştım bu köşede.
Gerçekten öyleydi.
Mısır’da bugüne kadar özgürlükleri boğmuş olan koca bir settin çöküşüyle birlikte, demokrasiye ilişkin umut çıtası, beklentiler müthiş yükselmişti.
İki soru çok günceldi:
Demokrasi, hukuk ve insan hakları diyerek tarih sahnesine çıkmış olan devrim, Müslüman Kardeşler tarafından çalınabilir miydi? Ya da Mısır ordusu devrimi çalıp Mübarek’siz Mübarek rejimi yapabilir miydi?
Bu soru işaretlerinin çengeline asılı kuşkuları ifade edenlerden biri de Muhammed el Baradey’di. Halen Mısır’da Cumhurbaşkanı Mursi’yle Müslüman Kardeşler’e karşı muhalefetin başını çekenlerden bir olan Nobel Fizik Ödülü sahibi El Baradey, bana Mısır’ı güç bir dönemin beklediğini söylemiş, bu açıdan Mısır ordusunun da dikkatle izlenmesi gerektiğini belirtmişti.
Müslüman Kardeşler’in Yürütme Kurulu üyesi Saad el Hüseyni ise sorum üzerine şöyle demişti:
“Demokrasinin temel ilkelerine sadığız, bağlı kalacağız. Halk isterse geliriz, istemezse gideriz.”
Yalnız otuz yıllık Mübarek rejiminin değil, Nasır ve Enver Sedat dönemlerinin de kalesi ve Arapdünyasının en büyüğü olan El Ahram gazetesindeki sohbetime şöyle başlamıştım:
“Buraya gelirken, emlakçılık yapan orta yaşlı bir kadınla tanıştım. Hıristiyan’mış. Müslüman Kardeşler’den rahatsız. ‘Siz bakmayın şimdi onların ılımlı laflarına, cumhurbaşkanı adayı falan koymayacağız sözlerine... Daha işin başında olduğumuz için taktik icabı böyle konuşuyorlar. Asıl yüzlerini şimdi saklıyorlar’ dedi. Siz ne düşünüyorsunuz?”
Böyle bir ihtimalin gündemde olduğuna ya da olabileceğine ihtimal vermemişlerdi.
Biri şöyle demişti:
“Müslüman Kardeşler’e ilişkin duygu ve düşünceler karışık, farklı farklı... Onlara ben de fazla güvenmiyorum. Hep iki söylemleri var. Biri demokratik, diğeri değil. Herkese farklı konuşuyorlar. Bu arada kendi hiyerarşileri var, kendi tepelerine bakıp daha çok oradan gelen sese itaat ediyorlar galiba...”
Geçen yılın şubat ayında Kahire günlerimi şu yorumla noktalamıştım:
“Müslüman Kardeşler’in Mısır’ı Ortadoğu’da yeni bir İran yapmak gibi bir ‘gizli gündem’e sahip olduklarına ihtimal veremiyorum. Devrim, öyle görünüyor ki, Mısır’da özgürlüklerin, siyasal çoğulculuğun kapısını açmış durumda. Bu suyu tersine akıtmak zor. Cin şişeden çıktı artık!”
Bugün de farklı düşünmüyorum.
Mısır’da demokrasiye açılan yol, öyle anlaşılıyor ki, ince ve uzun bir yol. Bu bir süreç. Siyah beyaz yorumlara pek müsait olduğunu sanmıyorum. İnişli çıkışlı ve sancılı bir süreç bu.
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Mursi’ye karşı Tahrir Meydanı’nda yükselen muhalefeti bizim Cumhuriyet mitingleri ile mukayese etmek de, demokrasiye geçiş konusunda Mursi’yi sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermek veya şeytanlaştırmak da işi epeyce basite indirgemektir.
Mısır’ı fena halde zor günler bekliyor. Özgürlük meselesiyle birlikte, özellikle ekonomik reformlar ve aşla iş meseleleri kapıyı çalınca, işte asıl o zaman zorlanacak Müslüman Kardeşler iktidarı...
Bunun bir örneği geçen Pazar günü yaşandı. Cumhurbaşkanı Mursi, cep telefonundan biraya, suni gübreye kadar her şeye zam yapan kararnamesini 12 saat sonra iptal etti, (Financial Times, 11 Aralık 2012, S.3)
Önemli olan diyalog ve uzlaşma yollarının açılması, siyasal ve toplumsal kutuplaşmanın en aza indirilmesi ve demokrasi oyununda temel kuralların benimsenmesidir.
Bunlar da hiç kuşkusuz zaman, sabır, birikim ve liderlik gerektiriyor.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024