Hasan CEMAL
Ankara, Ak Parti iktidarı vakit kaybediyor. Çünkü meselenin etrafında dolaşıyor, içine girmiyor. Ya da meselenin özüne girmiyor. Veyahut giremiyorlar. ‘Vizyon’ları yetmediği için ya da ‘eskiler’ gibi onlar da ‘devlet ezberleri’ne teslim olmaya başladıkları için meselenin etrafında dolaşmakla Türkiye’nin kıymetli zamanını heba ediyorlar.
Yıllar önceydi. Ankara’da, üst düzeyde bir istihbarat yetkilisiyle sohbet ediyorduk.
Bana bir harita gösterdi.
Kuzey Irak’tan, Kuzey Suriye’den, yanlış hatırlamıyorsam, Hatay üzerinden bir koridorla Akdeniz’e açılan bir Kürt devleti ya da Kürt federasyonuydu haritada işaretlenmiş olan...
İstihbarat yetkilisi eklemişti:
“Bu bir İngiliz planıdır.”
Daha sonra aynı haritayı Cumhurbaşkanı Demirel’in elinde görmüştüm.
Böyle bir ‘İngiliz planı’ var mıydı?
Bilemiyorum.
Ama olabilirdi de.
Daha sonraki yazılarımda ve Kürtler isimli kitabımda bu konuya değinirken, hep aynı noktayı vurgulamıştım:
İyi güzel de, Türkiye’nin oyun planı nedir? İngilizlerin, Amerikalıların ya da İsrail’in veya Kürtlerin bölgeye yönelik kendi senaryoları hiç eksik olmadı.
Senaryolar dün de vardı, bugün de.
Peki, bizimki neydi?
Türkiye’de barış, demokrasi ve istikrara kapıyı açacak kapsamlı bir oyun planımız var mıydı?
Yoksa öteden beri ‘kırmızı çizgiler’den oluşan istemezükçü bir siyaset anlayışıyla, negatif politikalarla olayların arkasından sürüklenip gidiyor muydu Türkiye?
Sanıyorum hep ikincisi ağır bastı.
Türkiye’nin oyun planı konusunda bugüne kadar olumlu bir şeyler yazdığımı pek anımsamıyorum.
Ak Parti iktidarıyla birlikte 2000’li yıllarda ara sıra iyimserliğe kapıldığım oldu.
Ama o kadar.
Kalıcı, uzun süreli bir iyimserlik değildi bunlar. Daha çok saman alevi gibi yanıp söndüler.
Bugün de bakınıyorum, Ankara’nın ‘oyun planı’ nedir, var mı diye?
Örneğin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun geçen gün medyanın Ankara temsilcilerine verdiği iftar yemeğinde yaptığı her zamanki gibi upuzun konuşmayı sabırla okudum.
Bazı satırların altını çizdim, satır aralarını da okumaya çalıştım. Bir ‘oyun planı’nın ipuçlarını aradımKürt sorunu konusunda, Irak ve Suriye Kürtleri bağlamında.
Bulduğumu söyleyemem.
Ama dikkatimi çekti.
Sayın Davutoğlu konuşmasının bir yerinde, sorunun adını Kürt meselesi diye koymuş:
“Türkiye kendi Kürt meselesini kendi içinde çözer ve rayına oturtur.”
Keşke...
Sorunun adını Kürt meselesi diye koymuş olması ilginçti Davutoğlu’nun.
İlginçti, çünkü Başbakan Erdoğan özellikle 2009’dan beri artık ‘Kürt sorunu’ demiyor.
Kürt sorununun bittiğini düşünüyor.
Bunun yerine diyor ki Erdoğan:
“Kürt sorunu yoktur, Kürt kökenli vatadaşlarımızın sorunları vardır.”
Davutoğlu farklı mı düşünüyor liderinden? Yoksa sürçü lisan mı eyledi?
Bilemiyorum.
Benim belirtmek istediğime gelince...
Birincisi:
Kürt sorunu diye meselenin adını dahi koymadan bir oyun planı kurulamaz.
İkincisi:
Sürekli olarak meselenin etrafında dolaştıkça, meselenin özüne parmak basmadıkça, doğru dürüst bir oyun planı ortaya çıkarılamaz.
Üçüncüsü:
Kürt meselesinin özünde yer alan PKK’ya doğru bir teşhis koymadan oyun planı olmaz.
Dördüncüsü:
PKK sadece bir terör örgütü olarak görüldüğü sürece oyun planı kurulamaz.
Beşincisi:
PKK ile Kürt sorununu birbirinden ayırt etmenin imkansızlığını görmeden de oyun planı yapılamaz.
Altıncısı:
KCK’dan 8 bin kişiyi hapse atarak da sorunu çözebilecek bir oyun planı oluşturulamaz.
Ankara, Ak Parti iktidarı meselenin etrafında dolaşıyor, içine, özüne girmiyor.
Veyahut giremiyorlar.
‘Vizyon’ları yetmediği için ya da eskiler gibi onlar da ‘devlet ezberleri’ne teslim olmaya başladıkları için meselenin etrafında dolaşmakla Türkiye’nin kıymetli zamanını heba ediyorlar.
Yazık!
Başbakan Erdoğan, Kürt sorunu konusunda kurmay çevresini genişletse belki hayırlara vesile olur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024