Hilâl KAPLAN
Yakın bir arkadaşımdan dinledim. İki yıl önce, akademik bir kadro için eleman arayan Gülenci bir dostu kendisini arar. 'Falancayı tanıyormuşsun, nasıl birisidir?' diye fikrini sorar. Arkadaşım da bildiği kadarıyla dürüst, çalışkan ve beyefendi birisi olduğunu söyler.
Bu sefer Gülenci 'Tamam ama bizden mi?' diye sorar. Arkadaşım 'Herhalde dindar biri mi diye soruyor' diye düşünerek, 'Evet' der; 'Namazında niyazında bir çocuktur'.
Gülenci ısrar eder: 'Anladım da bizden mi?' Arkadaşım esas sorunun 'Gülencilerden mi, değil mi?' olduğunu anlayınca, kendisini de cemaatten sanan kişiyi kibarca tersler ve telefonu kapatır.
Tahmin ediyorum ki bu örnek, geçtiğimiz seneler içinde belki binlerce benzer şekilde tezahür etmiş ve her seferinde 'sû-i misâl, emsâl olmaz' denilerek geçiştirilmiştir. Geçiştire geçiştire geldiğimiz nokta ortada. Bu noktadan çıkarılması gereken dersler, alınması gereken ibretler olduğu da.
Farklı cemaatlerden oluşan (laikler, dindarlar, Aleviler, Kürtler, vb.) bir topluluk olduğumuz ama toplum olamadığımız tezi bir tarafıyla doğru. Ancak diğer yanıyla, 'cemaat aidiyetinin belirleyici olmadığı bir 'toplum' gerçekten var mı?' sorusu da üzerinde düşünmeye değer. Bence esas sorunu cemaatler içinden birbirimize bakmamızdan çok, birbirimize nasıl baktığımız oluşturuyor.
Yeri gelmişken belirteyim, toplumun geçtiğimiz yıllara nisbetle daha fazla kutuplaştığı argümanına katılmıyorum. Zira geçtiğimiz yüzyıl boyunca konuşulmayan, üstü örtülen, yok sayılan farklılıklar son 20 yılda artan bir biçimde kamusal alanda görünür hale geliyor. Bastırılmış olan geri dönüyor ve bu alanda bir tür 'söyleme kışkırtma' yaşanıyor. Ki suyun mecrasında akmasını sağlayacak olan da sağlıklı olan da böylesi.
Kutuplaşma çerçevesinde pek de gündeme getirilmeyen bir örnek olarak Amerikan toplumunun Ferguson olayları çerçevesinde gösterdiği bazı reflekslere bakın mesela. Beyaz polis, siyahî bir genci öldürüyor. Öldürülen genç için protesto gösterileri doğal olarak yapılıyor. Ama aynı zamanda genci vuran polis memuruna destek için de yürüyüşler düzenleniyor ve hatta bağış toplanıyor! Memura destek verenlerin büyük çoğunluğunun beyaz olduğunu söylemeye gerek var mı, bilmem...
Ayrıca kutuplaşmadan en çok şikâyet edenlerin yıllarca topluma 'Şeriatçılar bizi kesecek', 'Kürtler bizi bölecek', 'Aleviler dini ifsad edecek' propagandasını yapan çevreler olması da bu şikâyetin haklı bir tesbitten çok bir temenni olduğunu düşündürtüyor.
Konumuza geri dönersek, 'yeni Türkiye'nin içini nasıl dolduracağımızın tartışıldığı bugünlerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da Başbakan Davutoğlu'nun da sıklıkla dillendirdiği 'emaneti ehline verme' çağrısına icabet etmek gerekiyor.
Tüm bunları bana düşündürten başat örneklerden birisi Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerinde yarışacak olan 'Yargıda Birlik Platformu' oldu. Bu platform, yargıda Gülencilerin kurduğu tekele karşı farklı kesimlerden (sosyal demokrat, Alevi, Sünni, milliyetçi, dindar, vb.) hukukçuların biraraya gelmesiyle oluştu.
Kuruluş bildirgeleri şöyle açılıyor: 'Türkiye'de yargı, son 150 yıldır ADALETİN MERCİİ değil, DEVLET İÇİNDEKİ etkin güçlerin itişme zemini olmuştur. Tabiri caizse; yargı üzerinden güç gösterisi ve bilek güreşi yapılmıştır. Bu kısır döngüyü bozmanın zamanı gelmiştir.'
İsim vermeden de Gülencilerin yargıdaki tahakkümünün feci sonuçlarından bahsedilen bildirgede platformun çıkış noktası da Mevlana'nın zulüm tanımı çerçevesinde 'Hak etmeyenlerin, hak etmedikleri yerde oturmaları'na karşı çıkmak olarak özetlenmiş.
Yargıda Birlik Platformu, 'yeni Türkiye'yi nasıl inşa edeceğimize ilişkin bize esaslı bir çağrı yapıyor. Hâkim ve savcılarımız kadar, bizlerin de kulak vereceğini umuyorum.
Bilgi için: http://www.yargidabirlik.org/
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019