Hilâl KAPLAN
Amerika'nın tam da İran'la ilişkileri normalleştirmeye başlayacağı dönem vizyona giren ve Oscar ödülleri tarihinde bir ilk olarak en iyi yönetmene aday bile gösterilmemesine rağmen en iyi film Oscar'ı verilerek parlatılan, ödülünü de yine Oscar tarihinde bir ilk olarak First Lady Michelle Obama'nın, arkasına ABD askerlerinin dizildiği bir dekor eşliğinde takdim ettiği Argo filminde bir sahne vardır. (Tabii zamanlama ve bu 'ilk'ler hep tesadüf...)
1979 devrimi sonrası, İranlı öğrencilerin işgal ettiği ABD Konsolosluğu'ndan kaçan altı konsolosluk çalışanı, İran'ın elinden -yönetmen ve başrol oyuncusu Ben Affleck'in canlandırdığı- CIA ajanı Tony Mendez'in kurguladığı ve yönettiği bir operasyonla kurtarılmıştır. Sıra bunu haberleştirmeye geldiğinde, filmdeki CIA yetkilileri "İyi adamlar kim diyelim?" diye tartışır ve sonunda kurtarıcının adını, altı ABD'liyi evinde saklayan Kanada büyükelçisi ve Kanada istihbaratı olarak koyarlar. Bir ABD istihbarat operasyonu, CIA tarafından, Kanada istihbarat operasyonu olarak yansıtılır. Hatta bu operasyon, CIA operasyonu esas yönetenin kendisi olduğunu 1997'de ilan edene dek, "Kanada tezgâhı" olarak anılmıştır.
IŞİD'e, İngiltere'den gelen üç genç kızı, Kanada istihbaratına çalışan bir Suriyelinin götürdüğü haberini duyunca, aklıma o sahne geldi. Bu sefer arka planda kim var bilinmez; ama bunun salt Kanada istihbaratıyla sınırlı olduğunu kimse düşünmüyordur sanırım.
En az bunun kadar önemli bir diğer nokta da, bu ajan üzerinden Kanada istihbaratına IŞİD'e geçiş yapacak ve yapmış olan yabancılar hakkında bilgi veriliyor olmasına rağmen, Kanada'nın bu bilgileri geçişleri engellemek amacıyla Türkiye'yle paylaşmamasıdır. Belki de bu, özellikle IŞİD mevzi kazandığından bu yana, Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinin 'içimizdeki radikaller Suriye'ye geçsin, biz de onlardan kurtulalım' anlayışı çerçevesinde yaptığı bilinçli bir ihmal politikasıdır. Her halükârda, mevcut durumda kendi ülke vatandaşları hakkında istihbarat paylaşmayan ülkeler varken, en son suçlanacak ülke Türkiye'dir.
Şu rakamlara bir bakın: Türkiye'nin Suriye ve Irak'la sınırı dediğimizde, 1.300 kilometrelik bir sınır hattından söz ediyoruz. Üstelik Türkiye, son iki yılda 1.200 kişiyi 'yabancı savaşçı' olabilir' ihtimaliyle sınır dışı etmiş, 13.000'e yakın kişiye ülkeye giriş yasağı koymuş, yine son iki yılda sınırdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışmış yaklaşık 125.000 kişiyi yakalamış olmasına rağmen... İngiltere, Türkiye'nin sınır geçişlerine neredeyse göz yumduğunu iddia ederken, ötesinde kanın gövdeyi götürdüğü savaşların yaşandığı böylesi büyük bir sınır hattından bahsedildiğini ve Türkiye'nin diğer ülke istihbaratlarından bilgi akışı sağlandığı sayede yukardaki rakamların gösterdiği üzere hemen harekete geçtiğini bilmiyor mu?
Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü'nün dikkat çektiği şu nokta da çarpıcı: "Dünyanın en fazla turist çeken 6. ülkesi konumunda bulunan Türkiye'ye her yıl 38 milyon turist giriş yapmaktadır. Ülkeye yasal yollardan giriş yapan her turistin takip edilmesi hem teknik anlamda mümkün değildir hem de demokrasi-özgürlük prensibine aykırıdır. Radikal gruplara mensup olduğu düşünülen şahısların Türkiye'ye girişte engellenmesi, Türkiye'nin Suriye sınırından çıkış yaparken engellenmesinden daha kolaydır. Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye isim ve veri aktarma sürecinde daha aktif olması gerekmektedir. Son dönemde azalmakla beraber, daha önce ciddi gecikmeler yaşanmıştır."
Geçmişinden bu yana silaha kategorik olarak karşı çıkmış, ülkesinde de bölgesinde de sandık meşruiyetini ve siyasî yollardan mücadeleyi savunmuş, darbeci vesayete itiraz ettiği için onları savunan Batı ülkeleriyle ters düşmüş bir iktidar ısrarla kirli örgütlerle ilişkilendirilmeye çalışılıyor.
Bu iddialar üzerinden Türkiye, söylemsel olarak kuşatılmak ve boyun eğdirilerek Suriye politikasından geri adım attırılmak isteniyor. O yüzden 'iyi adamlar' kim, iyi bilelim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019