Hilâl KAPLAN
Ak Parti, başında Erdoğan olmadan girdiği ilk seçimlerde tek başına iktidar olma şansını yitirmişti. Bu, bütün seçim kampanyalarını Ak Parti'yi devirmek üzerine kurgulayan CHP, MHP ve HDP için bulunmaz bir fırsattı. Ak Parti'siz bir koalisyon kurup ülkeyi yönetmeye talip olabilirlerdi.
İlk dalgalanmayı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, aynı zamanda eski CHP lideri olan CHP milletvekili Deniz Baykal'la görüşmesi yarattı. Muhalif cephe, aşırı tepki göstermekle birlikte bu görüşmenin mahiyetini tam olarak anlayamamıştı. Hâlbuki Erdoğan, Baykal ile en yaşlı vekil olması nedeniyle meclisi açacak kişi olduğu için, teamüllere uygun bir ilerleyiş olması noktasında görüşmüştü. Baykal'ın anlattığına göre, Erdoğan, gönlünden geçenin bir koalisyon hükümeti olduğunu da belirtmişti.
Bu görüşme üzerine, Meclis Başkanlığı seçimi için Ak Parti'nin Baykal'ı destekleyeceğinden, onu CHP'nin tekrar başında görmek istediğine kadar çeşitli rivayetler dolaşıma girdi.
Sonuçta ne Ak Parti Meclis Başkanlığı için Baykal'ı destekledi ne de Baykal'ın geri dönüşünü teşvik eden bir adım attı. Ak Parti, Meclis Başkanlığı için kendi adayını çıkardı. Son turda CHP, kendi adayı Baykal için MHP'nin desteğini alamadığından çoğunluk oya sahip Ak Parti kendi adayı İsmet Yılmaz'ı Meclis Başkanı seçtirdi. Bu, muhalefet bloğunun Ak Parti'ye karşı ilk kaybıydı ve herkes birbirini suçlamaya başlamıştı. Oysa Cumhurbaşkanlığında 'çatı aday' ve MHP'nin adayı olan İhsanoğlu desteklenseydi, Ak Parti adayının seçilme şansı yoktu. Memnuniyetsizler medeniyet kuramamak bir yana Meclis Başkanı bile seçtiremiyordu.
Sonra CHP lideri Kılıçdaroğlu, 7 Haziran seçimlerinde %41 oy alan Ak Parti'ye karşı, %60'lık bloğu oluşturma, dağılan muhalefeti tek cephede toplama çağrısı yaptı. MHP lideri Bahçeli'ye koalisyon teklif etti. Hatta kendi partisinden %9 az oy almış olmasına rağmen Bahçeli'ye CHP-MHP hükümetinin Başbakanı olmasını bile teklif etti. Bahçeli, şiddetle reddetti. %60'lık blok bir kez daha çöktü.
CHP, %16 az oy aldığı müstakbel koalisyon adayına, 13 yıllık emeğini silmek anlamına gelecek olan 'restorasyon hükümeti' ısrarını sürdürdüğü için Ak Parti-CHP koalisyonu da kurulamayınca erken seçim kararı alındı. Seçim hükümeti, anayasaya göre tüm partilerin oy oranına göre Bakan vermesiyle gerçekleşecekti. CHP ve MHP liderleri, anayasaya aykırı olmasına rağmen bakan vermeyeceklerini açıkladılar.
Hatta MHP aşırı tepki vermekte zirveyi buldu. Bakanlık teklifi alan MHP Genel Başkan Yardımcısı Kenan Tanrıkulu, bir siyasetçiye yapılan anayasal teklifi, 'ahlâksız teklif' kabilinden değerlendirip genel başkan yardımcılığından da istifa ettiğini açıkladı. Bu, muhalefetin ne kadar Ak Parti merkezli düşünüp hareket ettiğinin ve bunun yol açtığı acziyetin de bir göstergesiydi. Fakat MHP'nin koalisyona da erken seçime de karşı çıkan 'alayına hayır'cı tavrı sonunda patlak verdi.
Aynı zamanda MHP'nin efsanevi kurucu lideri Alparslan Türkeş'in oğlu olan MHP milletvekili Tuğrul Türkeş, Başbakan Davutoğlu'nun seçim hükümetinde yer almayı kabul ettiğini açıkladı. Böylelikle MHP'nin, seçim boyunca Türk milliyetçilerini etkilemek için Ak Parti'nin HDP ile aynı hükümette yer aldığı üzerinden hedef gösterme stratejisi başlamadan bitti. Türkeş'in, seçim sonrası, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde görüştüğü ise sır değil.
Bir yıldır özenle kurdukları muhalif blok, iki ayda dağıldı. Erdoğan'ın siyasî deha olduğu muhaliflerinin bile kabul ettiği bir gerçek ama geri kalan muhalefetin sadece karşı çıkmak, reddetmek ve yapıcı hiçbir çözüm sunmayan tavrının bu resimdeki payı daha büyük.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019