Hilâl KAPLAN

Mısır seçimleri: Ne şeriat, ne darbe
6.06.2012
3447

 Parlamento seçimlerinin ardından Mısır'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de ilk turu tamamlandı. İkinci turda yarışacak olan iki aday var: Müslüman Kardeşlerin kurduğu Adalet ve Özgürlük Partisi'nin adayı Muhammed Mursi ve Mübarek'in devrim sırasında halefi olarak atadığı Ahmed Şefik. Yani bir yanda özellikle Batı'nın 'Şeriat geliyor' naraları atarak karşıladığı akımın temsilcisi, diğer yanda yıkıldığı söylenen eski rejimin has adamlarından biri... Üstelik ilk turdaki oy oranları da nerdeyse birbirinin aynısı; Mursi oyların %25'ini, Şefik ise %24'ünü aldı.

Ancak seçimin tek sürprizi bu değil. Parlamento seçimlerine Müslüman Kardeşler'in öncülüğündeki 'Mısır için Demokratik Koalisyon'da yer alarak katılan ama cumhurbaşkanlığı için kendi kampanyasını yürüten Haysiyet Partisi'nin lideri Hamdin Sabahi oyların tam %20'sini almış. Sabahi'nin benimsediği politikaysa seküler ve sola yakın olarak tanımlanabilir. Ayrıca kendisinin Abdülnâsır'ın mirasına vurgu yapan bir 'Pan-Arap' vizyonuna sahip olduğu da sır değil.

Parlamento seçimlerindeki seçmen katılımı %54'ken cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki katılımın %46'ya gerilediği görülüyor. Halktaki bu heyecansızlığın çeşitli sebepleri olmakla beraber sonuçlar özellikle İslâmcılar için hayal kırıklığı oldu. Seküler cenahla koalisyon kurarak parlamento seçimlerinde toplam oylarını %70'ye yaklaştıran İslâmcı cenahtan isimlerin bu seçimlerde aldığı toplam oy %42'de kaldı. Kendisi öyle olduğunu reddetse de rejimle yakınlığı bilinen Amr Musa'nın da bağımsız aday olarak yarıştığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde %11 oy aldığı göz önünde bulundurulursa, rejim safları da toplamda %35 gibi önemli oranda oy almış görünüyor. Bunda askerlerin seçime hile karıştırdığı ve halkı güvenlik yokluğuyla tehdit ederek sandıklara yönelttiği gibi faktörler de söz konusu elbette ama sonuç itibariyle demokratik muhalefetin şu ana kadar devrime ikna edemediği kesimler de olduğu kesin.

Ve şimdi Mısır'ın önünde büyük bir sınav var. Türkiye'nin 28 Şubat sürecinde geçtiğine benzer bir seçimle karşı karşıyalar. Halkımızın bir kısmı 'Ne Şeriat ne darbe' dediğinden o sınavı geçememiştik; ta ki 27 Nisan sürecinde esas çözümün 'Ne darbe, ne darbe' olduğu anlaşılana kadar... Lâkin Mısır'da da 'Birisi silah, diğeri Allah'ı kullanan faşistler' deyip seçimleri boykot etmeye hazırlanan seküler devrimciler var. Başı kopsa da gövdesiyle ayakta kalmaya çalışan rejimse halkın korkularını devrim öncesinde olduğu gibi sonrasında da sömürmeye devam ediyor. Örneğin rejimin sağ kolu olan Şefik, özellikle seküler devrimci kanada yönelik 'Devriminizi çalmalarına izin vermeyin' çağrısında bulunuyor!

Salt bu çağrının kendisi bile seküler devrimcileri kendine getirmeye yetmeli ama her ihtimale karşı parlamento seçimlerindekine benzer bir ittifak arayışları devam ediyor. Mursi ve ekibi, Sabahi başta olmak üzere diğer başkan adaylarının da ikinci turda kendilerini destekleyeceklerini açıklamaları amacıyla görüşmeler yürütüyor. Fakat zaten aday olmak için Müslüman Kardeşler'den ayrılan eski emektârları Futuh dışında diğer adayların ne yapacağı belirsizliğini koruyor. Etkili bir ilim adamı olam Kardavi de geçtiğimiz günlerde TV programında Mursi'yi destekleyeceğini duyurdu. Ama Müslüman Kardeşler'in oluşturduğu ittifakla meclise giren Sabbahi, üçlü başkanlık konseyi fikrinde ısrar ettiğinden henüz ne yapacağını açıklamış değil.

Bu noktada, Mübarek'in idam değil müebbet hapis cezası alması ve çocuklarının yolsuzluk iddialarından beraat ettirilmesi de halktaki devrimci damara tekrar dinamizm kazandırmış görünüyor. Halkın kayda değer bir kısmı devrim kazanımlarının kaybedileceği korkusuyla Tahrir'i tekrar doldurdu. Ayrıca parlamento seçimleri sonrasındaki süreçte Yüksek Askerî Konsey'le fazlaca işbirliği içinde bulunmakla suçlanan Müslüman Kardeşler, konseyin parlamentodaki parti liderleriyle görüşme davetini geri çevirdiğini ilan etti bile. Bu satırları yazdığım sırada da Mısırlılar, devrimin sahipsiz, halkı soyan rejimin adamlarının da cezasız kalmaması için Tahrir'de buluşuyor.

Mısır, 16-7 Haziran'da cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyor ve sandıktan çıkacak sonuç sadece Arap Uyanışı için değil, ümmetin selâmeti için de büyük önemi haiz. Mursi'nin galip geleceğini temenni etmek ve öngörmekle beraber, çıkan sonuç ne olursa olsun devrimin kazanımlarının uzun vadede geri döndürülemeyeceğini düşünüyorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar