İbrahim Kahveci
Hazine önceki gün yetki verdiği üç yabancı kuruluşun 2 milyar dolarlık yurtdışı tahvil ihraç sonuçlarını açıkladı. İhracın bilgi notu şu şekilde:
“2019 yılı dış finansman programı çerçevesinde Dolar cinsinden Nisan 2029 vadeli bir tahvil ihracı için 9 Ocak 2019 tarihinde Citigroup, Deutsche Bank ve JP Morgan’a yetki verilmişti. Söz konusu ihraç aynı gün sonuçlanmış ve ihraç miktarı 2 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. Tahvilin %40’ı ABD, %27’si Türkiye, %20’si İngiltere, %8’i diğer Avrupa ülkeleri ve %5’i diğer ülkelerdeki yatırımcılara satılmıştır. 26 Nisan 2029 vadeli tahvilin kupon oranı %7,625, yatırımcıya getirisi ise %7,68 olmuştur.”
Şimdi bu bilgi notundan bir kaç bilgide biz verelim...
Hazine yurtdışından yüzde 7,68 faizle borçlandı. Oysa aynı Hazinemiz yerli vatandaşlardan yüzde 4,0 faizle dolar borçlanması istemektedir.
İkinci not ise şudur: Hazinenin yurtdışı ihracının yüzde 27’si Türkiye üzerinden karşılanmıştır. Yani yüzde 4,0 faizle içeride dolar borcu yerine, yatırımcı yabancı ile eşit şartta yüzde 7,68 dolar faizini tercih etmiştir.
Hazine bundan önce 14 Kasım günü avro dış borçlanmasına yüzde 5,25 faiz verirken, 23 Ekim tarihli dolar dış borçlanmasına da yüzde 7,50 faiz vermişti.
Sanırım dış borçlanma faiz oranlarında çok ciddi bir maliyet söz konusu.
Ve yurtiçi döviz borçlanmasına da beklenen ilgi gelmiyor.
***
Şimdi bir bilgi daha verelim mi?
1997-2000 arasında ABD 10 yıllık tahvil faiz oranı yüzde 5,0’in üzerinde seyretmiştir. Sonrasında ise faizler hızla gerilemiş ve küresel kriz sonrasında da yüzde 3,0’ün altında kalmıştır.
Bu nottan sonra ödemeler dengesine bakalım:
1990-2000 yıllarında 127 milyar dolar mal (ihracat-ithalat) dengesinde açık veriyoruz. Turizm ve müteahhitlik gibi hizmet gelirleri ile açığımız 38 milyar dolara düşüyor. Ve bu açığın yüzde 60’ı oranında (23,4 milyar dolar) cari açığımız oluyor.
Dış borç ve yabancı sermayenin kar transferinin düşük olması, buna karşılık dış yatırım ve kar transferinin yüksek olması bizi mal ve hizmet dengesinin yüzde 60’ı oranında cari açıkta bırakıyor.
Gelelim 2001-2017 yıllarına;
Mal dengesi -746,2 milyar dolar açık veriyor.
Hizmet dengesi sonrası açık 455,3 milyar dolara geriliyor. Ama cari açığımız 545,4 milyar dolara yükseliyor.
Tekrar edelim: Mal ve hizmet dengesi sonrası açığın yüzde 60’ı kadar cari açık veren ekonomimiz artık mal ve hizmet dengesi sonrası açıktan daha yüksek cari açık verir duruma gelmiştir.
Ya da şu şekilde izah edelim: Eğer mal ve hizmet dengesinin yüzde 60’ı kadar yine cari açık vermiş olsaydık, 2001-2017 arası cari açığımız 545,4 milyar dolar yerine 275 milyar dolar olacaktı.
Peki, neden cari açığımız görece mal ve hizmet dengesine oranla artmıştır?
Şu şekilde bir açıklama yapmama müsaade edin:
2003 yılında ülkemizde piyasa faiz oranları yüzde 30 seviyelerindedir. Ama kredilere ödenen faiz yükü GSYH’nın yüzde 2,14’üne gelmektedir.
2017 yılında piyasa faiz oranları yaklaşık yüzde 11-12 seviyesinde olmasına karşılık kredilere ödenen faiz maliyeti GSYH’nın yüzde 6,44’üne çıkmıştır.
Neden mi?
Çünkü ekonomimizin temel sistemi KREDİ-FAİZ eksenine hapsolmuştur. 2003 yılında kullanılan krediler sadece ve sadece 66 milyar TL ile GSYH’nın yüzde 14,1’ine karşılık gelmekteydi. Oysa 2017 yılında kullanılan krediler 2,1 trilyon liraya çıkarak GSYH’nın yüzde 67,5’ine ulaşmıştır. Böylece daha düşük faiz oranına rağmen çok daha yüksek bir faiz gideri oluşmuştur.
Bugün dış borçlanma politikasının aşırı kullanımı ile ülke bir çıkmaza sürüklenmiştir. Bu politika bugünün değil, AK Parti iktidarının bütününü kapsayan bir politikadır. Hatta şu noktayı da ifade edelim ki, AK Parti döneminde ilk kez dış borçlar azalmıştır. Gerçekten de 2018 yılının ortasında 467 milyar dolar olan dış borçlar artık 448 milyar dolara gerilemiştir. Yaklaşık 20 milyar dolar dış borç ödenmiştir.
Şimdi yeniden giriş bölümündeki konuya dönecek olursak;
Dış borçlanma maliyetleri de iç borçlanma maliyetleri gibi çok yüksektir. O nedenle her borç-kredi-faiz ikileminde daha ne kadar sorunları öteleriz bilmiyorum.
Umarım ertelediğimiz sorunlar büyüyerek bir süre sonra bizi yeniden boğmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025