İbrahim Karagül
Oldukça provokatif bir başlık attığımı biliyorum. Böyle bir şeye kimsenin teşebbüs dahi edemeyeceğini, ülkemin bir karış toprağını tartışmaya açmanın nasıl bir bedel ödeteceğini Anadolu’daki bin yıllık tarihimizin tanık olduğunu biliyorum.
Sadece bir şeylere dikkat çekmeye, gelecekte önümüze konacak harita taslaklarının neler olabileceği konusunda elimden geldiğince uyarılar yapmaya çalışıyorum. Aslında bugünü değil yarını tartışmaya açmak, bugünkü ihmallerin yarının Türkiye’sine nasıl yansıtılacağını ortaya koymak istiyorum.
Zamana oynama: İnce ince işlenmiş biR plan..
“Zamana oynama” son otuz yılda Türkiye’ye karşı hep en etkili politika oldu. Genelde sonuç alındı, kaybeden hep Türkiye oldu. Adım adım, ince ince işlenmiş bir strateji, Türkiye’nin gözlerinin içine baka baka bugüne kadar taşındı. Planın her safhası, savaşı, yıkımı Türkiye’ye daha da yakınlaştırdı. Ve genelde bu politika Türkiye’nin ihmalleri üzerinden, içerideki ihanet çevreleriüzerinden pazarlandı.
Bu ihanet çevreleri, Türkiye’ye kurulan tuzaklarda çok ciddi roller üslendi. Bu rolü bazen sol, bazen etnik çevreler, bazen muhafazakar çevreler üstlendi. Siyasi kimlik üstlenilen rol açısından hiçbir zaman belirleyici olmadı. Onlar, bu savaşı kapımıza getirenler, coğrafyayı yeniden dizayn edenler ve bizi savunmasız bırakmaya çalışanlar içeride her kesimle iş tutabilmeyibaşardı.
Ellerinde Türkiye için de yeni harita taslakları var
Oysa bizler, İstanbul’un savunmasının Bosna’dan başladığını, Anadolu’nun savunmasının Şam’dan başladığını, Bağdat’ın veya Şam’ın savunmasının Çanakkale’den başladığını bilen bir siyasi iklimden, birikimden geliyoruz. Bizler, Birinci Dünya Savaşı gibi büyük bir yıkımı yaşayan insanlar, o dönemin korkunç öğretici gücünü idrak etmiş bir siyasi genetiğe sahibiz.
Küçücük ihmallerin, hele de içinde bulunduğumuz coğrafyada, ne büyük yıkımlara yol açtığını bilen bir milletiz. 21. yüzyıl küresel güç haritası yeniden şekillenirken, coğrafyamızda statüko yeniden biçimlenirken, haritalar yeniden şekillenirken, öylesine durup yeni haritalara teslim olacak bir ülke değiliz. Çünkü beklemenin, olana teslim olmanın Türkiye’yi de dağıtmak olduğunu, Türkiye haritasının da yeniden biçimlenmesine teslim olmak olduğunu anlamalıyız.
Milli iradenin üstünde bir gizli el
Kısa bir hafıza tazelemesi yapalım: 1991 Körfez Savaşı’nda ABD ordusu Bağdat’a kadar geldi. Ama Saddam Hüseyin’i devirmediler. İsteseler bunu yaparlardı ama yapmadılar. Çünkü bölgesel denklem buna müsait değildi. Hesap sadece Irak değildi, coğrafyanın geneliydi. Bunu 2003’te yaptılar. Kuzey Irak’ta statükoyu oluşturdular. Ama onlara bağımsızlık vermediler. Neden? Çünkü bölgesel denklem müsait değildi.
Bu, ancak Suriye savaşı başladıktan sonra mümkün olacaktı. Onu beklediler. O zamanlar biz, Türkiye, her altı ayda bir Çekiç Güç’ü TBMM’de oyladık, onayladık. Hangi siyasi iktidar olursa olsun buna kimse itiraz bile etmedi. Milli iradenin üstünde bir el karar alıyor ve uyguluyordu.
Suriye’de kazanan PKK oldu, üst irade kim?
Suriye savaşı daha doğrusu Suriye’nin parçalanması başladı. Dikkat ederseniz bu savaşta PKK’dan başka kazanan olmadı. Ülkenin kuzeyi, Arap ve Türkmen bölgeleri tamamen PKK’ya (PYD) devredildi. Irak’ta olduğu gibi Suriye meselesinde de oyun Türkiye’nin oyalanması üzerine kurgulanmıştı. Harita yavaş yavaş şekilleniyordu.
ABD, İngiltere, İsrail eliyle bölgesel dizayn önlenemez bir şekilde devam etti. İran sınırından Akdeniz kıyısına uzanan haritanın tamamlanmasına çok az kaldı. İdlib de ABD tarafından denetim altına alındığı anda o harita tamamlanmış olacaktır.
O savaşı Anadolu’nun içlerine taşıyacaklar..
Peki biz bu haritadan neden rahatsız oluyoruz? Çünkü bu kuşak Türkiye’yi çevreleme, kuşatma kuşağıdır. Ülkemizin güneyi boyunca tamamen bize düşman bir hat inşa edilmektedir. Türkiye için en büyük tez onu yeniden Anadolu’ya hapsetme, bir adım sonrasında da savaşı Anadolu içlerine taşıma hesabıdır.
Şimdi bunu gözlerimize baka baka yapıyorlar ve bizler yerimizden kımıldamıyoruz bile. Bu ülkenin geleceğini rehin alıyorlar, imha etmeye çalışıyorlar, yüz yıl sonra yeniden yükselişimizi bu şekilde felakete dönüştürmeye çalışıyorlar, hala anlamadık mı?
“Savaşa girme” diyenler işte bu oyunun içindedir
Bu kuşağı yarmak Türkiye’nin yarınını kurtarmaktır. Bugün Türkiye’ye “savaşa girme” diyenlerin büyük bir kısmı söz konusu projenin içerideki pazarlamacılarıdır, savaşı Türkiye içlerine taşımada rol üslenenlerdir.
Derin bir irade, görünmeyen bir el, Türkiye’nin kaderiyle oyun oynuyor. Söz konusu irade PKK iradesi, aklî değil, bir emperyal projedir. 15 Temmuz’da nasıl bir ihanetle sonuca varmak istemişlerse buradan da aynı sonuca varmak istiyorlar.
Krizi, tehdidi, savaşı sınırlarında karşılayan bir devletin geleceği tehdit altındadır. Çünkü bir süre sonra o sınırlara ördüğümüz beton duvarlar bile bir güvence oluşturmayacak, savaş Anadolu içlerine taşınacaktır. Başlıkta “Hatay’ı da alacaklar mı” derken, 1991’den bu yana devam ettirilen “konjonktür oluşturma” taktiklerine dikkat çekmeye de çalıştım. Bize bunu bile tartıştıracak ortamı oluşturmaları muhtemeldir.
O gizli elin içerideki temsilcileri kimler?
O gizli el içeride nasıl bir operasyon yürütüyor, devlet aklını nasıl sabote ediyor, Türkiye’yi nasıl hareketsiz bırakıyor, hangi güvenlik konseptinden hareket ediyor, ne tür yeni oyalama taktikleri hazırlıyor?
O gizli el, FETÖ’den sonra, onun yerine ikame edilen el, çevre, içeride ne tür operasyon yürütüyor? ABD’nin söz konusu harita için Suriye topraklarında yürüttüğü operasyonun Türkiye içindeki ayakları kim? Böyle bir şey gerçekten var mı, varsa nasıl bir tehdit olduğunu kavrayabildik mi? Tehlikenin büyüklüğünü ve yakınlığınıgördük mü?
Yanılmayı çok istiyorum…
Afrin’e müdahale, söz konuşu kuşağın Akdeniz kapısını kapatmadışında hiçbir seçeneğimiz yok. Mesele artık Suriye meselesi değil, Türkiye meselesidir. O kuşak yarılamazsa çok yakında yüzlerce kilometrelik “Türkiye cephesi” ile yüzleşmeye hazır olalım.
Sadece endişelerimi paylaşıyorum, görebildiklerimi aktarmaya çalışıyorum. Bu tehdide karşı Türkiye’nin gözlerini kör edenlerin 2019’dan önce nasıl bir senaryonun içinde olacaklarını hep birlikte göreceğiz.
Dikkatleri çekmek için “Hatay’ı da alırlar mı” derken aslında savaşı Türkiye’ye taşımak için çok beklemeyecekleri konusunda kendimce bir uyarı yapmaya çalışıyorum.
Umarım yanılırım…
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021