İbrahim Karagül
Şii-Sünni ayrışmasından, cepheleşmesinden sonra coğrafyamızda yeni bir ayrışmanın, bölünmenin, cepheleşmenin temelleriatılıyor. Suudi Arabistan’ın “Ilımlı İslam’a geçiyoruz” açıklaması tehlikeli bir oyun içeriyor. ABD-İsrail ekseni bölgesel nitelikle yeni bir cephe hattı oluşturuyor.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, İsrail ve ABDarasındaki tuhaf gelişmeleri bir süredir izliyoruz. İran’a karşı olduğunu bildiğimiz ama son zamanlarda açıkça Türkiye karşıtı bir hal alan, Türkiye’nin bölgedeki etkisini sınırlamaya dönük seyir izleyen yeni bir durum söz konusu.
Bir garip ittifak, bir özürlü cephe
Bir garip ittifak, bir özürlü cephe şekillendiriliyor. Bu cephenin Sünni Arap dünyasını tek bir eksende tutmaya, onu da ABD-İsrail eksenine hapsetmeye dönük olduğu apaçık ortada.. Müslüman Arap coğrafyası BAE ve İsrail üzerinden rehin alınıyor, işin pazarlama tarafı da Suudi Arabistan üzerinden yürütülüyor.
Dünyayı şaşırtan açıklamayı önceki gün Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman açıkladı: “Ilımlı İslam’a dönüyoruz…” Veliaht Prense göre, 1979 İran devrimi bölgedeki bütün ülkelerin genetiğini bozdu. “Tehdit”le mücadele etmek için kendileri radikal düşüncelere kapıldı, o hareketlere destek verdi. Şimdi bunu düzeltme zamanı, bu düşüncelerden arınıp “Ilımlı İslam Projesi” uygulama, “normalleşme” zamanı.
Veliaht Prens’in haklı olduğu tek bir şey var; İran Devrimi’nin bitmiş olması.. Dolayısıyla rejim ihracı, devrim ihracı gibi tehlikelerin ortadan kalkmış olması.. Onlar için İran tehdidi hala ortada duruyor, Tahran’ın S. Arabistan’ı parçalama hayalleri ortada duruyor. Devrim bittiği için Suudiler de yeni bir güvenlik kalkanı, ABD ve İsrail’le iç içe yeni bir cephe inşa ediyor. Buraya kadar her şey normal.
Arap ve Arap olmayan Müslüman ayrışması, İslam’ı Arap dünyasına hapsetmek
Ama bundan sonrası herkes için büyük bir tehdit. Müslüman dünya için, coğrafyanın tamamı için, Türkiye ve İran için, Asya’daki Müslüman ülkeler için tehdit. Çünkü etnik ayrışma ve çatışmalardan sonra, mezhep eksenli ayrışma ve çatışmalardan sonra bütün coğrafyayı sarsacak yeni bir ayrışma ve çatışma cephesi projesi devreye alınıyor. Kimlik savaşlarına yatırım yapanlar şimdi de Arap ve Arap olmayan Müslümanlar şeklinde bir ayrıma yatırım yapıyor.
İslam’ı Arap dünyasına hapsetme girişimidir bu…
Göreceksiniz, “Ilımlı İslam” açıklamalarından hemen sonra bir tür “tepeden inme” Arap milliyetçiliği tazyiklenecek. Bu dalga Şii ya da Sünni Arap ayrımı gözetmeyecek ancak Müslüman Arap dünyasını İslam dünyasının tamamından yalıtacak. Bu ayrışma kendini en fazla Irak’taki Şii Araplar üzerinden hissettirecek. Irak, bu yeni blokla İran arasında müthiş bir güç hesaplaşmasına sahne olacak. Haydar İbadi’nin iktidar geleceği de muhtemelen bu hesaplaşmaya göre biçimlenecek.
Proje tamamen İsrail’in güvenliği için hazırlandı
Çünkü mesele sadece “Ilımlı İslam” açıklamasıyla sınırlı değil. S. Arabistan’ın “Ilımlı” olmasıyla, radikal selefiliği yumuşatmasıyla, bütün dünyada benzer örgütlere ve çevrelere verdiği desteği çekmesiyle, geçmişini inkar etmesiyle, özgürleşmesiyle, dünyaya açılmasıyla sınırlı bir durum değil.
Ortada ABD, İsrail ve BAE eliyle yürütülen bir proje var ve bu tamamen güvenlik eksenli bir projedir. İsrail’in bölgesel güvenlik çıkarlarına göre dizayn edilmiştir, ABD ekseninden uzaklaşan her ülkeyi tehdit etme önceliği üzerine kurgulanmıştır. Türkiye’den Çin sınırına kadar bölgenin ABD’nin elinden kayıp gitmesine karşı daha güneyde ve daha Batı’da yeni bir cephe hattı kurulmasıyla alakalıdır.
Ilımlı İslam, Amerikan İslam’ı.. Bunların hiçbir karşılığı yok artık
Biz bu kavramlara aşinayız. Neredeyse otuz beş yıldır bunları tartışıyoruz. Ilımlı İslam, Siyasal İslam, Radikal İslam, Amerikan İslam’ı ve Batı’nın bölgesel çıkarlarına göre hangi kavram servis edilmişse hepsini tartıştık. Bunların tamamı güvenlik eksenli projelerdi. Uzunca bir uyku döneminde birçoğuna inandık. Entelijansiyamız, hiçbir karşı tez üretemediği için, onların benzer projelerine göre pozisyon almak zorunda kaldık.
Artık bunların hükmü bitti. Artık bu söylemler tükendi ve coğrafyamızda hiçbir karşılığı kalmadı. Türkiye’de, Arap sokağında ABD ve İsrail eksenli hiçbir projenin karşılığı yoktur artık. Hangi devlet, rejim, lider bunlara bel bağlarsa kaybedeceği bir dönem yaşıyoruz.
28 Şubat ve FETÖ böyle bir projeydi
Ilımlı İslam Projesi en fazla Türkiye’de denendi. Biz buna hep “Amerikan İslam’ı dedik ve karşı durduk. 28 Şubat askeri müdahalesi böyle bir projenin ürünüdür. ABD/İsrail aşırı sağı ile içerideki ortakları tarafından uygulanmıştır. FETÖ böyle bir projenin ürünüdür ve 17/15 Aralık ile 15 Temmuz saldırıları bu amaçla yapılmıştır. Hepsi Türkiye’yi ABD-İsrail eksenine hapsetmeye dönüktü.
Ama Türkiye’nin yerli ve milli direnci bütün bunların üstesinden gelmiştir. Şimdi aynı misyonu S. Arabistan’a yüklüyorlar. Öyle gösteriyorlar. Bence S. Arabistan’ın böyle bir misyon üslenmesi mümkün değildir. Hem rejimin karakteri itibariyle hem toplumsal yapısı itibariyle hem de “İsrail/ABD sosu” nedeniyle bu mümkün değildir.
Bu proje S. Arabistan için intihardır, onu parçalar..
Ilımlı İslam’a geçme söylemi Suudi yönetiminde ciddi kafa karışıklıklarına, ciddi toplumsal tepkilere neden olacaktır. Asıl çatışma S. Arabistan içinde yaşanacaktır. Ayrıca Riyad yönetiminin bölgeye bir şeyler ihraç etme ya da model olma şansı yoktur.
Hele ki, projenin güvenlik eksenli olduğu, yeni bir cephe hattı oluşturduğu, ABD-İsrail tarafından planladığı daha da ayyuka çıkınca fiyaskoyla sonuçlanacaktır. Bu proje S. Arabistan için bir intihardır, bir imha planıdır, aklını başına almazsa onu parçalayacak bir plandır.
Bunlar İran’ı gösterip Türkiye’yi hedef alıyor
Ilımlı İslam söylemi bizi hiç ilgilendirmiyor. Çünkü işin esasının bu olmadığını biliyoruz. Bölgede Türkiye’yi de karşısına alan bir Amerika/İsrail cephesi inşa edildiğini, bunun da S. Arabistan ve BAE üzerinden yürütüldüğünü görüyoruz.
Bunun; Türkiye’nin hemen güneyinde, Akdeniz’den İran sınırına kadar uzatılmak istenen terör kuşağı ile bağlantılı olduğunu, bu güçlerin tamamının bu kuşağı desteklediğini, Türkiye’nin çevrelenmesine destek verdiğini görüyoruz. Yakın çevre kuşatmasının ikinci halkası daha güneyden yapılmak isteniyor. Bu da BAE-Suudi Arabistan-İsrail-Mısır hattıdır.
ABD’ye yakın duran parçalanır!
Türkiye bunların üstesinden gelecektir. Yakın çevre kuşatmasını yaracak, İdlib’den sonra Afrin ve diğer bölgelere bir şekilde müdahil olacaktır. Suudi-İsrail-BAE hattının İran’ı gösterip Türkiye’yi hedef alması, bunu İsrail’in önceliklerine göre yapması, Arap dünyasıyla Müslüman dünya arasına çok büyük bir fitne sokmaktan başka bir sonucu olmayacaktır.
Ama şu bilinmelidir; Türkiye, ABD-NATO eksenindeyken bile tehditlerden korunamadı. Tek yol kendi öz savunmasını geliştirmek oldu. Türkiye’den Pakistan’a kadar ABD’den uzaklaşan ülkelerin tamamı kendilerini korumak için bunu yapıyor. Bu dönemde ABD’ye, İsrail’e yakın olan ülkeler küçültülüyor, onlar parçalanıyor.
İsrail kalkanı bu: Savaşı İslam’ın kalbine taşımak
BAE ve İsrail’in oyun alanına sürülen Riyad yönetimi, tehdidi İran’dan beklerken bu çevrelerin parçalama tehditlerine karşı çaresiz bir durumda kalabilir. Bu ihtimal ciddidir. Ayrıca yeni Arap Bloku projesi bir İsrail Kalkanı olacaktır. Bu da Arap sokağının büyük öfkesine neden olabilir.
Bir not daha; bu yeni eksenin Arap olmayan Müslüman dünya ile arasına koyacağı mesafe Müslüman dünyada yeni ve çok yıpratıcı tartışmalarbaşlatacak. Mekke-Medine’nin durumu gibi. Gün gelecek bu tartışmalara da tanık olacağız. Çünkü bütün oyunlar bu iki yer merkeze alınarakbiçimlendiriliyor. Çünkü Müslüman dünyayı alt etmenin nihai hedefi Mekke ve Medine’dir.
Ne demişlerdi; Savaş İslam’ın kalbine yerleşecek.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021