İbrahim Karagül
Türkiye üzerine yapılan bütün tezler çökmüştür. İçeriden operasyonlar da, dışarıdan müdahaleler de, entelektüel terör halkaları üzerinden yürütülen kamuoyu algı çalışmaları da, iç çatışma alanlarını genişletme girişimleri de, medya operasyonları da, ekonomik kriz senaryoları da çökmüştür.
Çok daha şiddetli, doğrudan saldırı girişimleri de çökmüştür: Gezi olaylarında sokak terörü üzerinden hükümet değiştirme planı, 17-25 Aralık ekonomik darbe ile iktidar devirme, devleti yeniden dizayn projesi, 15 Temmuz’da açıkça cepheden saldırarak ülkeyi parçalama teşebbüsü, PKK üzerinden Güneydoğu il ve ilçelerini işgal senaryosu, PKK/PYD kullanılarak Suriye üzerinden ülkeyi kuşatmaya dair ABD-İsrail tezleri çöküştür.
Patron aynı, kurye farklı: 2003’ten beri bütün darbe girişimleri çöktü.
2003 yılından bu yana bütün darbe girişimleri başarısız olmuştur. Erdoğan’ı devirmeye dönük hem içeriden, hem bazı bölge ülkeleri üzerinden hem de açıkça ABD ve Avrupa üzerinden yürütülen bütün operasyonlar başarısız olmuş, çökmüştür.
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na suikast girişimleri, Marmaris’e suikast timleri gönderme dâhil, sivil katliamlara yol açan kanlı terör saldırıları dâhil, sözünü ettiğimiz ve etmediğimiz müdahalelerin tamamı ABD istihbaratı, İsrail istihbaratı, Avrupa ülkeleri istihbaratı tarafından bizzat yönetilmiştir.
Kuryeler, tetikçiler aparatlar hep değişmiş, her operasyonda “uygun” çevreler harekete geçirilmiş ama patronlar hep aynı olmuştur. Ama hepsinin sonu hüsranla bitmiş, hepsi fiyaskoyla sonuçlanmıştır.
Sırtlanlar gibi üşüştüler, neden? O sığ cümleler gibi değil mesele..
Bütün bunların hepsi, sadece Türkiye’yi küçültüp denetim altına almak içindir. Coğrafyayı yeniden biçimlendirirken Türkiye için uygun gördükleri formatı oluşturma hesabıdır. Kızıldeniz’den Doğu Akdeniz’e, Basra Körfezi’nden Güney Asya’ya kadar yeni bölgesel haritaya Türkiye’yi uydurma çabasıdır.
Türkiye’nin, Selçuklu’dan bu yana tarih yapan, coğrafya yapan genetiğini, iradesini keşfetmesini engelleme girişimidir. Küçük, Ankara ile sınırlı iktidar hesapları değildir bunlar. Dünyanın bu en değerli vatan parçası üzerine sırtlanlar gibi üşüşmelerinin nedeni Ankara’da muhalefet partilerinin birtakım coğrafya/tarih bilmez, küresel güç haritasının nasıl değiştiğini kavramaz okur/yazarların küçük, sığ cümlelerle anlattıkları değildir.
Daha seçim gelmeden projeleri yine çöktü..
Bitti mi? Elbette bitmedi. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi garnizon devletçiklerini, milyar dolarlık fonlarını seferber ettikleri müdahaleler zinciri devam etmektedir. Seçim sonrasında yeni örneklerini göreceğiz, yeni çokuluslu müdahale senaryolarına tanık olacağız, yeni Türkiye projeleri ile karşı karşıya kalacağız. Ama hepsi çökecek, başarısız olacak, rezil bir şekilde ellerinde patlayacak.
24 Haziran seçimleri öncesi bütün güçleriyle yüklendiler. 7 Haziran seçimlerinde uyguladıkları projenin benzerini devreye soktular. Muhalefet partilerini, terör örgütleriyle aynı cepheye yerleştirdiler. “Muhafazakâr muhalefet” üzerinden adaylar belirlediler. Daha seçim gelmeden bu projeleri yine çöktü. 24 Haziran’a dair bütün tezleri aynı şekilde çökecek, onlar da ellerinde patlayacak.
Erdoğan’ı devirmek sizin planınız değil. Peki siz niye oradasınız?
Üzüntüm, herkesin, her siyasi partinin, koca koca siyasetçilerin “Türkiye ekseni”nde siyaset üretmesi gerekirken, bu ülkenin büyümesi ve güç kazanması yolunda programlar dile getirmesi gerekirken, çokuluslu senaryolarla paralel bir seyir izlemeleri, ülkenin son 15 yılda kazandığını “yabancı el”in ürettiği söylemlerle kurban etmeye girişmeleri oldu. Dikkat ediyorum da, hiçbirinin, bu ülkeyi daha da güçlendirme, büyütme, küresel sert fırtınaya karşı nasıl koruyacaklarına dair tek cümleleri yok. Varsa yoksa “Erdoğan”ı devirelim!
Erdoğan’ı devirmek sizin planınız hedefiniz, hesabınız değil. Erdoğan’ı devirmek bu ülkeye yönelik tarihin en kapsamlı çokuluslu projesidir. Peki, neden bunu yapıyorlar? Bu ülkeyi, bu milleti düşündükleri için mi? Tarihin hangi döneminde bu milletin iyiliğini istemişlerdi? Onlar neye düşman neye dost oldular, birazcık geriye dönüp baksanıza.
Milli Mücadele’de hangi safta yer alırdınız siz?
Onlar o koca imparatorluğu paramparça edip, “Ortadoğu” dedikleri bir coğrafya inşa edip sonu gelmez savaşlar yaşatıp milletleri bölenler, ülkeleri bölenler, şehirleri bölenler değil miydi? Onlar 1991’den bu yana yakın coğrafyamızda milyonlarca insanı kıyıma uğratan, İslâm şehirlerini haritadan silen, mezhep kimliği üzerinden insanları birbirine boğazlatan, entrikanın binbir çeşidi ile hepimizi köşeye sıkıştıran, çaresiz bırakanlar değil miydi?
Onların “kötü” dediği bir şey için “neden kötü” diye bir soru hiç mi aklınıza gelmez? Onlarla neden, nasıl aynı sözleri söyler, aynı yerde durursunuz? Bunu nasıl içinize sindirirsiniz? Bu halinizle Milli Mücadele döneminde olsaydınız hangi cephede yer alırdınız? 2. Abdülhamit döneminde olsaydınız hangi safta yer alırdınız? Bugünkü mücadele Milli Mücadelenin tam da kendisi değil mi?
O sözünden ayrılmadıklarınıza kalsaydı, bakın şunlar olacaktı!
Şunu bilin ve kendinizi hazırlayın: Son 15 yılda bu ülkeyi hedef alan bütün projeler, entrikalar, darbe girişimleri, çokuluslu müdahaleler, içeriden çökertme senaryoları başarırız oldu. Amacına ulaşan bir tane örnek gösterebilir misiniz? Bu gerçek size bir şey anlatmıyor mu? Bundan sonraki bütün senaryoların da çökeceğini hiç mi anlayamıyorsunuz? Türkiye’nin bu kadar çetin mücadeleye rağmen, bırakın çökmeyi güç kazanıyor oluşu aklınızı başınıza getirmiyor mu?
O sözünden ayrılmadıklarınıza kalsaydı bugün Türkiye Suriyeleşmişti. İran’la sonu gelmez bir savaşa sürüklenmişti. Türkiye bir örgüt (FETÖ) devletine dönmüştü. Fetullah Gülen, Humeyni gibi gelmiş bu ülkenin başına geçmişti. İstanbul’da bir “Vatikan” inşa edilmiş, Anadolu sırtlanların önüne atılmıştı. PKK üslendiği rolün karşılığı olarak bir terör devleti kurmuştu, Türkiye, BAE gibi bir garnizon devlete dönüşmüştü. Siz de “mandacılar” olarak aranızda ödül paylaşıyordunuz.
Tarihi ıskalıyorsunuz, Türkiye’yi ıskaladınız!
Neden olmadı, neden başaramadılar? Anlayamadığınız, kavrayamadığınız nokta burası. Tarih döndü ve siz tarihi ıskalıyorsunuz. Siyasi hedefleriniz, söylemleriniz, ittifak ilişkileriniz ıskalıyor. Coğrafya dönüşüyor siz coğrafya üzerindeki güç savaşlarını algılamaktan acizsiniz. Kırk yıl önceki dünyada yaşıyorsunuz. Asıl hesaplaşmanın bizin coğrafyanın dışında olduğunu, dünyanın aslında nereye doğru gittiğini, nasıl bir fırtınanın dünyaya yayıldığını, 2019’da bizi ve herkesi nelerin beklediğini göremiyorsunuz.
Bu ülkenin bunca badireden kurtulması mucizedir. Çünkü siyasi genetik, tarihsel hafıza harekete geçmiş, Batı’nın ne olduğu, coğrafyanın ne olduğu yeniden keşfedilmiş, en önemlisi de kendimizin aslında ne olduğu gün yüzüne çıkmıştır. Bu saatten sonra, bu akıl ve idrak öne çıktıktan sonra, hiçbir çokuluslu proje başarılı olamayacaktır. 24 Haziran’da da, sonrasında da olamayacaktır.
Mucize devam edecek. Onlar gerileyecek, biz yükseleceğiz.
Bize vesayet edenlerin kendini yönetemediği bir dünyaya girdik. Artık eski “efendiler”in bu ülkeye ayar verme dönemi bitti. Onların himayesinde iktidar devşirme dönemi bitti. Onlar duraklama dönemine girerken biz yükseliş döneminin ilk yıllarını yaşıyoruz. Onlar çok yakında birbirleriyle didişmeye başlayacak ve bizim yükseliş hızımız daha da artacak. Artık bu ülkede operasyon kabiliyetleri büyük oranda bitmiştir.
İster ABD’de, ister İsrail’de, ister bazı güney ülkelerinde, ister Avrupa başkentlerinde, isterse terör örgütleri karargâhlarında planlansın, hiçbir yıkım senaryosunun başarış şansı yoktur.
“Erdoğan’ı devir, Türkiye’yi durdur” tezi bu ülkenin milli duruşuna saldırıdır
“Erdoğan’ı devir, Türkiye’yi durdur” projesi çokuluslu bir projedir, bu ülkenin milli aklına ve inancına saldırıdır, bunun dışındaki süslü lafların hiçbir tarihî, insanî, siyasî değeri yoktur.
Bugüne kadar bütün tezleri çöktü. Bu, Türkiye’nin ilk büyük zaferidir. Bundan sonraki tezleri de çökecek. İşte o zaman büyük zaferi bütün dünya görecek. Peki, siz, nerede duracaksanız ya da o gün ne yapacaksınız, tarihin hangi sayfasında nasıl yer edineceksiniz?
Onu da siz düşünün!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021