İbrahim Karagül
Türkiye’nin Fırat’ın Doğu’suna müdahalesi; siyasi tarihimizin, ülkemize ve bölgemize yönelik büyük tehdidin ortadan kaldırılmasına yönelik en etkili jeopolitik müdahalesi olacaktır.
Bu müdahale; Anadolu’nun bekâsı için, coğrafyaya yüz yıl sonra musallat olan yeni istilâ dalgasının savuşturulması için en güçlü bölgesel savunma, direniş ve hesaplaşmadır. Bu yüzden de bir Milli Mücadele, bir İstiklâl Savaşı, bir Çanakkale misyonudur.
Yüz yıl önce Kutu’l-Amâre’de ne oluyorsa bugün Fırat’ın Doğu’sunda o olmaktadır. Düşman aynıdır, savunma aynıdır, tehdidin ve işgalin niteliği aynıdır, cepheler aynıdır.
Bunu yapmazsak Türkiye olamayız
Çünkü Fırat’ın Doğu’suna müdahale; yüz yıl önce coğrafyanın her köşesinde neyi savunuyorsak onun savunmasıdır. Fırat Kalkanı ile başlayan, Afrin müdahalesi ile devam eden bu yol, coğrafyanın özgürleştirilmesine, yeni bir coğrafya inşa etmeye dönük en büyük idealdir.
Bu idealin, bu savunmanın öncülüğünü Türkiye yapmaktadır. Bu ülke, sadece kendisini değil, bütün coğrafyayı tarihsel derin bir akılla savunmaya çalışmaktadır. Bu ülke, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yeniden coğrafya dizayn edenlere karşı bize ait bir coğrafyanın inşa edilmesi için her şeyini ortaya koşmuş bir ülkedir.
Bunu yapmasaydı Türkiye olamazdı, Anadolu’yu kurtaramazdı. Bunu yapmasaydı, Anadolu tehdit altına girseydi coğrafyada hiçbir tuğla yerinde kalamazdı.
Bazı bölge ülkeleri bir ‘örgüt’ gibi Türkiye’nin karşısına sürülüyor
Çünkü artık tehdit bütün yönlerden gelmekte, istilâ Batılı ordular dışında yerel aktörler üzerinden de servis edilmektedir. PKK ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin yanı sıra, bazı bölge ülkeleri de, birer “örgüt” misyonu yüklenerek, bu cepheye sürülmektedir.
Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) Veliaht Muhammed bin Zaid ile Suudi Veliaht Muhammed bin Selman, bu Batılı istilânın en önemli iki bölgesel aktörleridir. Bu İki ‘Veliaht’ın Türkiye’ye karşı üslendiği rol, PKK ve DEAŞ’ın üslendiği rolle aynıdır.
İki “Veliaht”a da müdahale edilecek
Fırat’ın Doğu’suna müdahale, söz konusu İki “Veliaht’ ve temsil ettikleri istilâ projesine de müdahaledir. Bölgede sadece PKK değil, İki ‘Veliaht’ da yenilmiş olacaktır. Çünkü onlar bölgesel bir savaş için, Suriye’nin bölünmesi için, “Türkiye cephesi”nin açılması için sahaya sürülmüş iki tetikçiden başka bir şey değildir.
Fırat’ın Doğu’sundaki yapılanma bölge dışı bir “işgal”dir. Yabancı bir ordunun PKK gibi bölgesel terör örgütleriyle birlikte bir Müslüman ülkenin topraklarını işgâli, Türkiye’nin yüzlerce kilometrelik güney sınırlarını çevreleme planıdır.
“Türkiye aklı”, “Osmanlı aklı”, “Selçuklu aklı” ilk kez harekete geçmiştir
Aslında 2003 Irak işgalinden bu yana Türkiye çevrelenmektedir. İran sınırından Akdeniz’e kadar, ülkemizin güneyine yabancı güçler yerleşmekte, garnizonlar oluşturmakta, Akdeniz’den Hazar’a koridor açma hesabı yapmakta, böylece yeni bir siyasi harita oluşturmakta, o bölgede demografik tasfiyeler yürütmekte, Türkiye ile Arap dünyası arasına kalın duvarlar inşa etmektedir.
Bunlar biliniyordu ama ilk kez bu ülkede bir milli akıl, bir devlet aklı günübirlik ilişkilerin ötesine geçip, tarihi derinlik ve gelecek hesabıyla bu oyuna müdahale etmektedir. İlk kez “Türkiye aklı”, “Osmanlı aklı”, “Selçuklu aklı” harekete geçmiştir. İlk kez bir siyasi lider ve temsil ettiği siyasi akıl, Birinci Dünya Savaşı’nın devam ettiğini görmüş ve bunu sona erdirme cesaretini gösterebilmiştir.
Mücadele bu topraklarda büyüyecek, hep böyle oldu
Bu bölgede hiçbir sorun yerel değildir. Türkiye’nin mücadele ettiği hiçbir mesele yerel mesele değildir. PKK da DEAŞ da yerel ya da terör meselesi değildir. Suriye savaşı da, Irak işgâli de bir dünyalar savaşı, paylaşımıdır. 15 Temmuz da, o İki ‘Veliaht’ın bu kadar öne sürülmesi de küresel ölçekte hesaplaşmanın parçasıdır.
Müslüman dünyayı yüz yıl önce tarih dışına itmeye çalışanların yeniden coğrafyamıza, ülkemize, ülkelerimize akın etmesine, böylesine saldırılara girişmesine yönelik tek mücadele cephesinin Anadolu’da gelişmesi rastlantı değildir. Çünkü bu hep böyle olmuştur. Bu yüzden de başarılı olacaktır.
İran sınırından Akdeniz’e kadar biz varız, biz olacağız
Bu müdahale asla küçümsenemez, ihmal edilemez, ertelenemez. Engellenmesi ihtimal dâhilinde bile olmaması gereken bir gerçekliktir. Çünkü burada yürütülen “çokuluslu” proje ile Türkiye açıktan tehdit edilmekte, coğrafya açıktan tehdit edilmekte, Müslüman dünya tehdit edilmektedir.
İran sınırından Akdeniz’e kadar hiçbir bölge dışı ülke, o ülkelerin sahaya sürdüğü hiçbir bölge ülkesi ya da hiçbir terör örgütü hâkim olamamalıdır. Bu bizim vazgeçilemezimizdir.
“İntihar anlamına gelse bile”
Bedeli ne olursa olsun, “intihar anlamına bile gelse” bu müdahaleler yapılmalıdır. Çünkü bu, geçmişin hesabı, geleceğin güvencesidir. Zor oyunu bozar dönemindeyiz. Gücünüzü gösterdiğiniz kadar varsınız, dönemindeyiz.
Türkiye doğru yoldadır. Bize düşen bütün gücümüzle bu yolda ülkemize destek olmaktır. Çünkü cephemiz “Türkiye Ekseni”dir.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021