İlhami IŞIK
Suriye’de olup bitenler sadece Suriye’nin bir iç meselesi değil.
Öyle görünüyor ki önümüzdeki dönem Suriye’de olacaklar sadece bölgesel anlamda yeni şekillenmelere neden olmayacak, aynı zamanda uluslararası siyasette de önemli bir yer kaplayacağa benziyor…
Yakın zaman diliminde Türkiye ile kuzey Suriye Kürtleri arasında yaşanması olası gerginlikler Türkiye ile Batı dünyası ve Türkiye iç siyasetini ciddi anlamda zorlayacak gibi.
Katar dışında Arap ve Körfez ülkelerinin Hey’etu Tahrîri’ş Şâm’a (HTŞ) yönelik olumsuz tavırları ve her ne kadar güçten düşmüş olsalar da Rusya ve İran’ın tavırları da eklendiğinde Türkiye’nin bu süreci kolay kolay götüremeyeceği bir tablo çıkıyor ortaya.
8 Aralık öncesi içeride bütün hikâyelerini tüketmiş ve ikinci parti durumuna düşmüş olan iktidar partisi 8 Aralık ile beraber devasa bir hikâyeye kavuşmuş oldu.
Böylesine bir avantajı hem kendi lehine hem Türkiye’nin çıkarlarına hem de Suriye’de yaşayan bütün inanç ve kimliklerin huzuru için kullanma fırsatı yakalamış oldu.
Böylesine fırsatlar bazen yüz yılda bile oluşmaz.
Eğer iktidar bunu sadece iktidarda kalma hevesi için bir fırsat olarak görürse kendine de bu ülkeye de ve Suriye’ye de yazık eder. Aslında son 15 yılda İslam coğrafyasında yaşanan büyük olaylar bize inanılmaz deneyimler sundu.
Arap Baharı ile beraber oluşan büyük sevinç çığlıklarının ve zafer naralarının kısa bir zaman diliminde nasıl büyük bedellere dönüştüğünü beraber yaşadık.
Arap Baharı tam bir cehennem ateşi oldu.
IŞİD gibi zebani örgütler bölgeyi katliamlara boğdu. Şiiler, Ezidiler ve Kürtler acılar arasında kaldılar. Bölgede sayısı yüzlerce olan örgütler mantar gibi türediler ve hâlâ onlarca silahlı örgüt varlığını sürdürüyor.
Arap Baharı’nın kırılması ile beraber, kendi sınırlarının ötesinde Türkiye ilk defa Kıbrıs dışında toprak yönetiyor. Kürtler güney Kürdistan’dan sonra Suriye’nin kuzeyinde yönetim elde ettiler.
8 Aralık’tan önce Suriye örgütler arasında paylaşılan bir ülke konumuna gelmişti. 7 Ekim Hamas saldırısı ile beraber tıpkı Arap Baharı sonrası gibi bölge tekrar bir ateş çemberi içine girdi.
7 Ekim’i büyük bir zafer coşkusu ile kutlayan Müslüman dünya İsrail’in vahşi saldırıları
sonrası acı hikâyelerin adresi oldu. Gazze yok edildi.
Hamas kadroları öldürüldü. Örgüt olarak felç durumuna getirildi. Bunun yankıları Hizbullah’ın Lübnan’da lider kadrosunun öldürülmesi ile devam etti ve İran bölgesel olarak izole edildi.
Bu durum 8 Aralık Şam rejiminin düşüşü ile yeni bir evreye doğru gidiyor. Kartlar yeniden dağılıyor. Masalar yeniden kuruluyor ve en önemlisi de 20 Ocak’tan sonra görevi devralacak olan Trump gibi ne yapacağı veya nerede duracağı bilinmeyen bir liderin insafına kalmış olan yeni siyaset bekleyişi.
Bu bekleyişte Türkiye Batı dünyası ile yol almak durumunda. Çünkü Rusya ile ipler kopmuş vaziyette. Hal böyleyken
Batı dünyası açısından bir diktatörün yıkılması elbette kıymetli görüldü. Ama işte ‘ama’sı var. Suriye’de iktidar olan HTŞ’ye yönelik güvensizlik ve endişe ancak Türkiye’nin Suriye’de yaşayan tüm kimliklere sahip çıkması ile aşılabilir.
Türkiye’nin Kürtlere yönelik duruşu bu sürecin anahtarı olacaktır. Birkaç gündür yaşadığımız olaylar bizlere umut vermiyorsa da bunu bir umuda dönüştürmek Türkiye’nin elinde. Coğrafya birilerinin kazandığı ve birilerinin kaybettiği süreçlerden çok acı çekti. Bu sefer herkesin kazanacağı bir tabloyu ortaya çıkarmak için yeterince tecrübe birikti. Yeter ki istensin…
Bunun en acil yollarından biri de PKK’nin kayıtsız şartsız Türkiye ‘ye karşı silahtan vazgeçmesidir. Türkiye ‘ düşmanlık politikası bittiğinde Kürtler üzerindeki terörizm kabusu da son bulacaktır. Böyle bir adımı çok geç kalmadan hemen şimdi atmalıdır
Bu Türk ve Kürt barışına verilebilecek en kıymetli hediye olur.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025