İlhami IŞIK
Bazen kendimi kör bir kuyunun en dip ve en derin yerinde, dizlerinin üstüne çökmüş çaresiz biri gibi hissederim. Damarlarımda akan kan katılaşır, duygularım kör bir sürüngen misali pusulasız dolanır durur ve öfke patlamaları yaşayarak taş kesilirler. Ne düşüneceğimi, ne yapacağımı bilmez bir halde kendi kendimi hırpalar, yorgunluktan bitap düşünceye kadar o çaresiz tükenmişlik hissi ile boğuşur dururum. Bir çare olmalı fikri, bir elma kurdu gibi beynimde matkabını daha derinlere salar, beynimde kocaman bir boş delik açılır sanki.
Halep ölüyor!
Bu satırların öncelikli amacı bir Suriye analizi yapmak değildir. Devasa bir insanlık trajedisinin yaşandığı bir yere ilişkin siyasi analiz yapmak, siyasi değerlendirmelerde bulunmak, artık ne gereklidir ne de ahlaki. Çünkü toptan insanlık ölüyor, tarih ölüyor, gelecek ölüyor herşey kör bir kötülüğün en canlı hedefi haline gelmiş. Söz hükümsüz, analizler ölüdür artık.
Halep ölüyor!
Halep’te çocuklar ölüyor ve biz burada kuru siyasi analizlerle durumun vahametine ters bir orantısızlıkla meseleden söz ediyoruz. Söyler misiniz kim kalbim var diyebilir? Bir kalp kanarken, kim, hangi kuru laflarla kalp yarasını teskin edebilir?
Halep’te ağaçlar ayakta ölüyor!
Halep’te ayakta ölen çürüyen ya da bir bomba ile parampça olan ağaçlardan söz etmek istiyorum. Yok olan canlı hayat gözlerimin önünde. Hiçbir canlıya hayat hakkı tanımayan bu büyük zulme ağaçlar adına isyan etmek istiyorum.
Siyasi değerlendirmelerin şimdilik canı cehenneme. Sırası değil kimin ne yapmak istediğini bilmenin. Kime ne yararı olacak bu bilginin? Az sonra bir saldırıda onlarcası ölecek insanların ne işine yarayacak doğru ve nesnel bilgiler? Ölmüş insanın bilgiye ihtiyacı yok.
Halep’te çocuklar ölüyor!
Çocuklar ölüyorsa, paramparça oluyorsa narin bedenleri ve dört bir yana saçılıyorsa yağmurdan bile küçük olan elleri; evet batsın bu dünya! Çocuklarını öldüren bir dünya asla helal bir dünya değildir. Asla ulvi, kutsal ve değerli bir dünya değildir.
Ben bu yazıyı yazarken bile ya da siz bu yazıyı okurken yüzlerce çocuk ve kadın hem de savaştan kaçmak isterken öldürülüyorlar . Ölümden de kaçamıyorlar!
Ölüm makinaları, tek suçları Suriye’de doğmak olan 300 bin insana 30 km lik bir alanda kaçmalarına bile fırsat vermeden hepsini topyekün imha etmek istiyor.
Açık alanda, bu soğukta…Su yok… Ekmek yok… Ve ölüyorlar! Gözlerimizin önünde. Bir ıslık mesafesi uzağımızda bu insanlar. Çoğu çocuk. Kadın ve yaşlı insanlar. Gençler kalmamış, çoğu öldürülmüş ya da savaşta.Uçaklar vuruyor diye korkudan ateş bile yakamıyorlar .
Duygularımı daha iyi ifade eder diye 27.07.2012’de karaladığım bir şiirimle sizi başbaşa bırakıyorum.
HALEP’E KIYMAYIN
Halep’e kıymayın, yakmayın Halep’i
Halep, Selahattin Eyyubi’nin gözleridir...
Halep Amed’dir,
Halep Ömer’in adaleti,
Ali’nin yüreğidir...
Halep Dicle ve Fırat’ın selamladığı çocuktur
Halep aşkın türküsüdür
Halep Leyla’nın aradığı Mecnun’dur.
Halep Veysel Karani’nin anne kucağıdır
Halep tüm inançların nergisidir.
Halep BENİM, SENSİN!
Kıymayın Halep’e
Görkem’i yanıltmasın sizi,
O daha küçücük bir çocuk...
Süleymaniye Ağlıyor,
Ayasofya açmış kubbesini Halep için,
Musa toprağa indirmeden asasını,
Hazırlar bir tas suyu Halep...
Gülümser çarmıhtaki İsa gibi Halep,
Siz planlar yaparken ölüyor Halep’imiz HAVAR..
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025