İlhami IŞIK
Prensip olarak her siyasi parti her seçimde, seçmen kitlesinin tüm oylarına taliptir ve seçim kampanyası boyunca bütün seçmen kitlesinin oyunu kendi lehine kazanmaya çalışır. Siyasi partilerin varlık nedeni ve seçimlerin doğası bu amaca uygundur. Her ülkenin kendine has sosyolojisinin şekillendirdiği çeşitli çıkar gurupları, son tahlilde kendilerini temsil edecek siyasi partilerde örgütlenirler. Onları iktidara taşıyacak vasıta siyasi partileridir ve her siyasi parti seçim yolu ile halkın karşısında bir tür görücüye çıkar..
Her seçim toplumsal sosyoloji açısından siyasi/ideolojik olan ile toplumsal çıkarlar arasındaki ilişkiyi tasnif eder ve her ikisi arasında varolan en mantıksal bağlantıya meşru siyasi temsil atfeder. Her toplum, kendi sosyo-ekonomik koşullarından kaynaklanan hangi çıkarlara sahipse, o sahip olduğu çeşitli çıkarlar oranında kendini seçimlerde siyasi ve ideolojik olarak yeniden inşa eder.
Bütün seçimlerin tek amacı; topluma, toplumsal çıkarı uğruna kendini yeniden inşa etmesi imkanı vermesidir. Bu bakımdan yeniden inşa etmenin en büyük meşruiyet kaynağı seçimlerdir. Burada önemli olan bizzat seçimin kendisidir. Seçme özgürlüğü ve eşit rekabet koşullarıdır.
Her seçimin olası ve ihtimal dahilinde bir siyasi sonuç doğurduğu doğrudur. Çünkü seçimleri anlamlı kılan bu siyasi sonuçlardır. Toplumsal dayanaklar ve toplumsal meşruiyetin kaynağından elde edilen bu sonuçlara aklı başında hiç kimse itiraz edemez. Çünkü temsili demokrasilerde, temsil meselesinin bundan başka çözümü yoktur. Seçim sonuçları halkın açık rızasını temsil eder.
Demokrasilerde halkın rızasına itiraz edilmez. Halkın rızasına dayalı siyasi temsiller her durumda meşru olarak kabul edilir. Sonuç ne olursa olsun, seçim sonuçları demokratik kültür ve terbiye içinde içselleştirilir ve ortaya çıkan yeni duruma saygı gösterilir.
Bu sonuç halkın büyük çoğunluğunun teveccühü olsa bile. Halkın büyük çoğunluğunun desteğini alan bir siyasi sonucu diktatörlükle suçlamak eğer kötü niyet değilse bir kaba küstahlıktır. Esasen halk çoğunluğunu diktatörlükle eşdeğer tutmak, halkın dinamiklerine inanmamaktır. Halkı ve tercihini küçümseyerek içine düşülen acizlik hiçbir bakımdan hoşgörü ile karşılanamaz.
Sözgelimi, bir seçimde halkın ezici çoğunluğunun bir siyasi partiye oy vererek rıza göstermesi, halkı o partinin ayrıntılı bir siyasi stratejisinin bir parçası haline getirmez; halk bu demokratik davranıştan ötürü mevcut kimliğini kaybetmez. Halk yine aynı halktır. Ama halkın sağduyusuna güvenmeyen, halkın tercihlerinde aklı bir yan bulamayanlar en kolay yolu seçerler ve halkı suçlarlar.
16 Nisan’da Türkiye halkı sandık başına gidecek ve eğilimlerini sandığa yansıtacak. Şimdiden söylemek lazım gelir ki, 16 Nisan’da sandıktan çıkacak her sonuç meşrudur. Önce bu durumu içimize sindirmeliyiz. 16 Nisan’a kadar her siyasi parti, durumu kendi lehine dönüştürmek için halkı ikna etme fırsatına sahiptir. Günümüzün iletişim imkanları baz alındığında bu fırsatın ne kadar değerli olduğu tartışma götürmez.
O halde mesele nedir? Referandumu şimdiden kaybetmiş gibi, mızıkçılık yapmanın anlamı yok. Bir referandum süreci yaşanıyorken sanki referandum bitmiş ve kaybedilmiş gibi hileli yollara sapmanın hiç kimseye faydası olmaz. 16 Nisan referandumu da bir temsil üretecek ve bu temsilin diktatörlükle tek adamlıkla hiçbir alakası olmayacak.
Anayasa değişiklikleri birer siyasi ihtiyaçtır ve 16 Nisan’da bu ihtiyacın gerekleri yerine getirilecektir.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025