İlhami IŞIK
Soğukta, karda kışta okula gidip gelen bir çocuğun serçe parmağında hissettiği üşüme acısını annesi kalbinde hisseder. Çocuğun serçe parmağı üşür annesinin kalbi üşür. Çocuğun serçe parmağı üşümeye devam ettikçe annesinin ruhu yavaş yavaş üşür. Bir annenin ruhu üşüyorsa o ülkede vicdanlar artık kuraktır. Üşüyen bir annenin ruhu adeta kara bulutlar gibi herkesin üstüne çöker ve o ülkede duygular, duyarlılıklar giderek hissizleşir. Vicdanı kuraklaşan, duyguları hissizleşen bir toplum artık ahlaki manada yozlaşmanın eşiğinde duruyor demektir.
Üşüyen bir çocuğun serçe parmağında hissettiği acı aslında bir toplumun yardımlaşma, bir birinin imdadına koşma ve zor zamanlarda birbirine gönüllü olarak katkılar sunma alışkanlıklarının aynası olduğunu söylemek hiç de abartı sayılmaz. Her toplum esas itibarı ile sosyal olgunluğunu yardımlaşma duygusunun pratiğinde ölçer. Ne kadar sosyal bir toplum olduğumuzun kriteri bir başkasına yaptığımız yardımlar ile belirlenir. Belki ne kadar medeni olduğumuzun da kriteri budur, hatta toplum olarak ne kadar insanlaştığımızın ölçüsü de budur.
Bir zamanlar adını şu anda anımsayamadığım bir filozof şöyle demişti ‘’Bir başkasına yaptığınız katkı aslında özü itibarı ile kendinize yaptığınız katkıdır’’. Ne kadar güzel bir laf bu. Gücümüz, imkanlarımız, yeteneğimiz ve zihinsel potansiyelimizden süzüp bir başkasına, bir derde deva olmak üzere sunduğumuz o katkımız, her şeyden önce bize, yani kendimize yaptığımız büyük bir insani yatırımdır.
Ayakları üşüyen bir çocuğa bir çift ayakkabı satın alıp hediye ettiğimizde, onun duyduğu sevinç ve minnettarlık duygusu yüreğimizde çiçeklerin açmasına neden olur. Kendimizi çok iyi hissederiz. Erdemli biri olmanın keyfini sessizce kendi kalbimizde yaşarız.Yaptığımız bu erdemli davranış, pozitif bir duygu olarak insani ve ahlaki kapasitemize bir tuğla daha ekler, kendimizi daha varsıl ve zengin hissederiz. Bu duygulara paha biçilmez. İçimizde oluşan pozitif enerjiyi belki de çok daha büyük çabalar sarf ederek elde edemezdik.
Bizden önce yaşayanlar ne güzel söylemiş, bir tek kalp gözümüz var o da vicdanımızdır. Kalbimizin gözü, duygularımızın prensi elbette vicdanımızdır.Vicdan, dışımızdaki dünya ile kurduğumuz ilişkide en saf, en rafine, en temiz, en dolaysız ve en çıkarsız algı duyumuzdur. Biz vicdanımızla dışımızdaki bütün şeyleri önce olduğu gibi kabul ederiz. Gözümüze çarpan herhangi bir şey zihnimizden önce duyularımızı harekete geçirir ve adına ilk intiba dediğimiz o ilk anlam oluşur. Zihnimize taşıdığımız her şeyin ilk duygusal anlamının adıdır vicdan.
Bildiğiniz gibi, geçen yıl hep beraber vicdanlarımızı harekete geçirdik ve yaklaşık olarak yüz bin üşüyen evladımızı soğuktan, kara kışın dehşet verici acılarından korumayı başardık. Bu hepimizin ortak başarısıydı. Arkamızda çok güçlü bir organizasyon olmadığı halde yürek yüreğe el ele vererek bu devasa işin altından alnımızın akıyla çıktık.Yeri gelmişken geçen seneki o büyük özveriler için herkese içtenlikle teşekkür etmeyi bir borç bildiğimi bilmenizi isterim. Katkısı olan herkese minnettarım.
Bu yıl da kaldığımız yerden, aynı inanç ve aynı coşkuyla çalışma ve çabalarımızı sürdürme kararındayız. Katkının büyüğü veya küçüğü ayrımını yapmaksızın aynı enerjiyle aynı minnettarlıkla ve aynı sevgiyle çabalarımızı yoğunlaştırıp geleceğimiz olan çocuklarımızın yüreğinde sevinç karanfillerini tomurcuklandırmaya devam edeceğiz. Ayakları üşüyen bir çocuğun bir çift ayakkabı karşısında duyduğu o inanılmaz sevinç, o paha biçilmez coşku vicdanlarımızın kuraklığına son verecektir. Sosyal ve duygusal olarak olgunlaşmamıza katkı sağlayacaktır.
Eylül ayının ilk haftasında başlatmayı düşündüğümüz çocuklar üşümesin kampanyası hepinizin desteğine muhtaçtır. Eğer bir çocuğumuza bile mutlu bir rüya gördürebileceksek, eğer bir çocuğumuzun huzur içinde okula gitmesini sağlayabileceksek ne mutlu bize.
Erdemli, iyi ahlaklı ve vicdan sahibi bireyler olarak kendimizle gurur duyabiliriz artık.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025