İlhami IŞIK
Suriye iç savaşının bugünkü sürecinde Rusya, hem İdlib’i hem de Afrin’i istiyor. Bunun nedeni çok açık, çünkü Rusya müstakbel yeni Suriye’de Esad iktidarının mümkün olan en geniş ölçekte alan hakimiyetine sahip olmasını arzuluyor. Belki arzuluyor demek izlenilen stratejik siyaseti yeterince açıklamaz. Rusya, düpedüz, bütün gücüyle en geniş inisiyatifin Esad rejimine geçmesi için eldeki her imkanı kullanıyor. Bunu yapmaya çalışırken de ABD’nin emel ve amaçlarını kendisi için meşru gerekçe haline getirmeyi hiç ihmal etmiyor.
Eğer ABD, Irak sınırından Fırat’ın batısına kadar olan bölgeyi kendi kontrolünde şekillendirecekse, o zaman Rusya’nın Esad rejimini sağlam temeller üstünde tahkim etmek için, İdlip ve Afrin’e göz dikmesinden daha doğal bir talep olamaz. ABD’nin Suriye’de kalıcı bir strateji izlediğini bilen Rusya, son bir hamle ile Türkiye’ye bir Suriye davetiyesi çıkartarak, ABD’ye karşı konumunu biraz daha güçlendirmek istiyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ‘’ABD’nin eylemlerine baktığımızda, Suriye’de uzun süre, belki de sonsuza kadar kalmayı planladığını düşünmek mümkün’’ diyerek şunları söyledi: "ABD’li partnerlerimizden Suriye’de ne kadar kalacakları konusunda farklı açıklamalar duyuyoruz. Suriye’de yalnızca askeri görevleri sona erene kadar değil, ülkede herkes için kabul edilebilir bir güç değişikliği ile noktalanacak istikrarlı bir siyasi süreç sağlanana kadar kalmaları gerektiğini söylüyorlar. Bu da ABD açısından rejim değişikliği demek. Genel anlamda Washington’ın Suriye’de uzun süre, hatta sonsuza kadar kalmak istediğinden şüpheliyiz."..
Belçika Dışişleri Bakanı Didier Reynders ile görüşmesinin ardından basın toplantısında konuşan Lavrov, “Rusya hâlâ, Kürtlerin Suriye barış sürecine katılımından yanadır” dedi.
ABD’ye sert eleştiriler de yönelten Lavrov, Washington’un Demokratik Suriye Güçleri'ni (DSG) destekleyerek Suriye’yi bölmeye çalıştığını söyledi. ABD’nin Suriye’de tek taraflı, tehlikeli adımlar atarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü riske attığını ifade eden Lavrov “ABD’nin adımları daha çok Suriye topraklarının büyük bölümünde, Fırat Nehri’nin doğu yakasından Irak sınırına kadar bir bölümde devlet benzeri bir yapı oluşturma doğrultusunda görülüyor” diye konuştu.
Lavrov’un bu anlatımından anlaşılması gereken en önemli olgu, yeni Suriye’nin şekillenmesinde ABD ve Rusya’nın birbirlerini dengeleme siyasetine büyük önem verdikleridir. Tam da bu noktada dikkate alınan şey Türkiye’nin çıkarları değil, sözüm ona hassasiyetleridir. Aslına bakılırsa ne tür bir hassasiyetten söz edildiğini bile anlamak çok güçtür.
Nitekim hem ABD hem de Rusya sıkı sıkıya Kürt kartını ellerinde tuttuklarına göre; hem Rusya hem de ABD siyasi sürece Kürtleri dahil etme konusunda bunca gayret sarf ettiklerine göre; bu ikilinin “Türkiye’nin hassasiyetini anlıyoruz” demeleri nasıl izah edilir, doğrusu bilemiyorum.
Şimdi sorulması gereken soru şu... Bütün bu açık işaretlere rağmen Rusya Türkiye’yi neden Suriye topraklarına davet etti? Bu soruya bir çırpıda yanıt verilemez: çünkü Suriye sahasında Rusya’nın dengelemek ve kollamak zorunda olduğu tek güç ABD değil. Rusya hem İsrail’i dengelemek hem de İsrail’in çıkarlarını gözetmek zorundadır. İsrail hava sahası içinde Rus savunma sistemiyle vuran İsrail uçağı, kadim İran-İsrail çatışmasını yeniden gündeme taşıdı. Bu bakımdan Rusya kendini aynı zamanda İran’ı da dengelemek zorunda hissediyor.
Bu kıskaç içinde ayrıca İdlip’te pahalı bir cephe açıp, yalnız başına "cihatçı" güçlerle savaşmak pek mantıklı gelmiyor. Rusya İdlip’i mümkünse bir büyük çatışma yaşamadan elde etmek istiyor. İdlip-Afrin denklemi o nedenle Rusya’nın iştahını kabartıyor. Türkiye’nin katkıları ile eğer "cihatçı" güçler etkisiz hale getirilirse, Afrin’i Esad rejimine dahil etmek hiç zor olmayacak.
Bana kalırsa, Rusya’nın bu konudaki planı şudur; Türkiye’nin Afrin kapısına kadar ilerlemesine izin vermek ve eğer İdlip teslim alınırsa, Afrin’i Esad rejimine devir ederek, Türkiye’ye dirsek göstermektir. Bu durumda Türkiye’nin söyleyeceği hiçbir şey yoktur. Afrin PYD/YPG güçlerinden alınıp Esad rejimine devir edildiği için, Türkiye’nin de amacına ulaştığı varsayılacaktır.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025