İlhami IŞIK
Fransa’nın Suriye sahasına, ABD yerine yeni bir misyon yüklenmesi ile ilgili bilgilere doğrusu önceleri kuşku ile yaklaştım. Ne de olsa Fransa’nın Suriye’ye terk ediş tarihi 1958 yılıydı. Aradan tam 60 yıl geçmiş. Son atmış yılda Suriye’ daha çok önce SSCB ile sonra da SSCB’nin mirası üstünde kurulan Rusya ile ilişki içinde oldu. Fransa’nın tarihsel bağlarına güvenerek, Suriye’de sahne alması bana pek gerçekçi görünmedi. Biraz bekleyip, ortaya çıkacak olan verileri doğru dürüst yorumladıktan sonra bu mesele ile temas kurmak niyetindeydim.
Ama dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda, aşağıda alıntıladığım şeyleri söyleyince, açıkçası artık bu konuda kalem oynatmak fark oldu.
‘’Son dönemde Fransa'nın yanlış bulduğumuz tavrından fevkalade üzüntü duyduğumuzu belirtmek istiyorum. Geçen hafta görüştüm. Baktım garip garip şeyler söylüyor. Kendisine biraz frekansı yüksek oldu ama söylemek zorunda kaldım. Bizim silahlı kuvvetlerimizi asla kabullenemeyeceğimiz bir yere oturtmak kimsenin haddine değil. Terör örgütleri mensupları dün bir kez daha en üst düzeyde ağırlayanlar bunun Türkiye'ye karşı husumet hamlesinden başka bir anlamı olmadığını bilmelidir. Aynı terörist grubu bu sabah güvenlik güçlerimize saldırmışlardır. 6 güvenlik korucumuz şehit olmuş, 4 askerimiz, 3 güvenlik korucumuz yaralanmıştır.
Eğer Fransa'nın arabuluculuk teklifi doğruysa: Haddini ve boyunu aşan bir beyandır bu, bunu söyleyen kişinin. Sana böyle bir görev kim verdi? Bizim arabulucu ihtiyacımız yok. Türkiye'nin ne zamandan beri terör örgütleriyle masaya oturmak gibi bir sorunu var.’’
Cumhurbaşkanı ikili görüşmede ‘’ Baktım garip şeyler söylüyor. Kendisine biraz frekansı yüksek oldu ama söylemek zorunda kaldım’’ dediği şeyi kamusal alanda dillendirmesi esasında meselenin çok ciddi olduğunun da bir kanıtı sayılmalı. Türkiye’nin sert tepkisine neden olan olaylar zinciri önceki gece ardı ardına yaşandı. Önce ABD Başkanı Trump Ohio’da katıldığı programda yaptığı konuşmada Suriye’den kesin olarak çekileceklerini duyurdu. Bu açıklamanın etkisi dinmeden Ankara’da alarm zillerini çaldıran ikinci gelişme ise Paris’te yaşandı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Elysee Sarayı’ndan 7 YPG-PYD temsilcisini kabul ettiği duyuruldu. Bu toplantının ardından Saray sözcülüğünden yapılan ‘Cumhurbaşkanı Macron Türkiye ile SDG arasında arabuluculuk yapabileceğine inanıyor’ açıklaması ise bardağı taşıran son damla oldu.
Öte yandan Trump’ Ohio’ da yaptığı açıklamayı Trump dışında şimdiye kadar ABD resmi çevrelerinde sahiplenen de olmadı. Trump, Ohio eyaletinde düzenlenen mitingde, "Suriye'den çok yakında çıkacağız. (Bölgedeki) Diğer insanlar artık onunla ilgilensinler. 'Halifelik' diye adlandırdıkları şeyi yüzde 100 bitireceğiz. (DEAŞ'ın elinden) Hepsini geri alacağız." ifadelerini kullanmıştı.
Tartışmalara neden olan bu açıklama üzerine ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, "ABD'nin Suriye'den çekileceğine dair bir plandan haberlerinin olmadığını" söylemişti.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ise konuyla ilgili soruları Beyaz Saray'a yönlendirmiş ve Başkan Trump'ın sözlerinden tam olarak neyi kastettiğini bilmediklerini ifade etmişti.
Uluslararası siyasetin derin labirentlerinde bir şeylerin döndüğü kesin. Kesin olmayan ve dünya kamuoyu paylaşılmayan şey ise bu işbirliklerinin hangi kirli pazarlıklar sonucunda şekillendiğidir.
Biz Global güçlerin dünyayı bir rekabet alanına çevirdiğini kendi günlük hayatımızın bize yansıyan pratiğinden de çok iyi biliyoruz Birinci ve ikinci dünya savaşlarının aslında birer Pazar paylaşımı savaşları olduklarını da biliyoruz. Paylaşım savaşları öncesinde, savaşmaya niyeti olan güçlerin kendi aralarında ittifaklar yaptığını paktlar kurduğunu da biliyoruz. Bura da garip olan tutum Fransa’nın kendi yeni misyonunu arabuluculuk gibi naif bir söylem ile izah etmesidir.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025