İlhami IŞIK
Adamın biri iç çamaşırı satan bir Yahudi’nin mağazasına girer ve vitrinde duran siyah sütyeni işaret ederek “kaç para?” diye sorar. Dükkanın sahibi Yahudi, kılık kiyafetini yadırgadığı adamı sırf bir an önce başından savmak için “60 lira” der. Adam “tamam, bana 60 adetini paket yapıver” diyerek parasını öder ve çıkıp gider. Bir hafta sonra aynı adam, aynı dükkana gelir ve vitrindeki siyah sütyenin kaç para olduğunu sorar: Yahudi bu kez “80 lira” der. Adam “tamam bana 80 adetini paket yapıver” diyerek parasını öder ve çıkıp gider. Hikaye bu ya, bir hafta sonra aynı adam, aynı dükkana gelir ve yine siyah sütyenin fiyatını sorar; Yahudi “100 lira” der. Adam “tamam bana 100 adetini paket yapıver” diyerek parasını ödemeye çalışır. Yahudi şaşkın ve biraz da küçümseyen bir edayla “Hemşerim” diyerek söze başlar. “Ben her seferinde bu sütyenlerin fiyatını artırdım sen hiç itiraz etmedin. Oysa ben sana 20 TL’lik sütyeni önce 60’a, sonra 80’e, şimdi de 100’e satıyorum. Allah aşkına söylesene sen bu sütyenlerle ne yapıyorsun?”
“Basit” demiş adam “Ben bu sütyeni makasla ikiye ayırıyorum ve her bir tanesini Yahudilere siyah takke olarak 100 lira’dan satıyorum.”
Unutmayın; Walter Benjamin’in de söylediği gibi “İnsanları devrim yapmaya iten özgürleşecek torunlarının hayalleri değil, köleleştirilmiş atalarının hatıralarıdır.”
Güvenlik ve yargı bürokrasisinin oluşturduğu “vesayetçi ve gaspçı iktidar bloğu” özellikle 1960 yılından sonra gelişmemiz için, demokratik bir toplumsal hayat için ne yapmıştır? Bu soru çok önemlidir. Bu soruya hakkaniyetli bir cevap verilecekse, o da her 10 yılda bir toplumun zor, baskı ve darbeler yolu ile gasp edilen iktidarıdır.
Vesayetçi, gaspçı iktidar bloğu genç cumhuriyete sadece “37 yıl tahammül etti” ve ilk darbesini 1960 yılında yaparak seçimle işbaşına gelmiş başbakanı darağacında öldürdü. Bugünkü Türkiye aslında bu insanlık dışı uygulamaların mirasıyla hesaplaşıyor.
1923 yılından bu yana demokrasinin küçük kırıntılarını Türkiye halkına çok pahalıya satmaya çalışan vesayetçi elitistler, şimdi bugünlerde siyah sütyen satan yahudi tüccar gibi şaşkın ve öfkeli bir profil çiziyorlar. Vesayetçi elitistlerin, her yaptıklarını itiraz etmeden sineye çeken, darbelerini, muhtıralarını, sessizce karşılayan, kamusal alandan dışlanmışlığı bile içine sindiren sessiz çoğunluk, şimdi, vesayetçi elitistlerin 94 yıllık oyun kurallarını değiştirmeye çalışıyor ve görünen o ki, bu kez onların elinde bu süreci durduracak hiçbir şeyleri de yok.
Oysa ne güzel paslaşıyorlardı kendi aralarında. Biz buna ‘dar alanda kısa paslaşmalar’ da diyebilliriz. Yargı ve güvenlik bürokrasisinin vesayetçi şemsiyesi altında istediklerini devirip idam ettiriyor (27 Mayıs 1960 Menderes’in idamı), istediklerinde seçilmiş siyasetçilerin şapkalarını alıp tıpış tıpış gitmelerini sağlıyorlardı. Çok öfkelendiklerinde, sözgelimi 12 Eylül 1980 yılında darbe yapıp bir gecede Anayasa’yı yürürlükten kaldırıyor, parlamentoyu kapatıyor ve bütün siyasi partileri feshederek, siyasetçileri Zincirbozan’da demir parmaklıklar arasına atabiliyorlardı.
Hem yeni anayasayı hem de devlet başkanını aynı seçimde oyluyor, bin yıl sürecek kendi saltanatlarının temellerini gözükara bir tavırla, hiçbir değere saygı duymadan atmak için her pervasızlığı mübah sayıyorlardı. Nereden geldiğimizi bilmeden nereye gideceğimizi de bilemeyiz. Önemli olan yönümüzdür, gideceğimiz yere nasıl gidiyor oluşumuz değildir. Saatte beşyüz kilometre hızla yanlış yöne giden trenin içinde, ters tarafa doğru koşmanın size faydası olmaz… Devam edeceğim.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025