İlhami IŞIK
Sokakta, caddede, işyerinde ya da şehrin meydanında tanıdık, aşina biriyle karşılaştığımızda, bütün samimiyetimizle, ona gülümser, hal hatır sorar ve sahiden iyi olmasını umarız. Bu bireysel karşılaşmada bütün insani ve ahlaki kapasitemiz öteki için iyilikler dilemekle meşguldür. O an çok masum, çok şeffaf ve çok duyarlı bir insanlık hali sergileriz. Bunu doğal olarak yaparız. Yapmacıksız, dolambaçsız ve samimi, öylesine sıradan ve mutlu. Bir beklenti içinde olmayız. Rekabet etmeyiz. Önyargılarımız çok geri planda ve asla yadırgatıcı hükümlerin saltanatına izin vermeyiz.
Yüzümüzde kocaman saf bir gülümseme, yürek atışlarımız annemizin helal ak sütü gibi damarlarımızda akar ve nabzımız neşe ile adeta bu tempoya ayak uydurur. Kalbi olan kelimeler havada mutlu mesut uçuşur. Kalp kalbi algılar. Ve ünlü deyiş gerçek olur. ‘’Kalp kalbe karşıdır’’
Her şey o ilk selamın ya da o ilk merhabanın merhametine sığınmış, sevgi belki de ilk kez ilgi, bilgi ve sorumlulukla gönüllü bir şekilde kol kola girerek, yüreklerimize akmaya başlamıştır.
İşte bu anlar benim ‘’ Kurban olurum’’ dediğim anlardır. Ne kadar da güzeliz. Ne kadar da zarif bir duyarlılık içinde insani ilişkilerimizi yönetiriz. Kocaman büyük bir şölenin tam ortasında tatminkar duygularla her şeyi izler, kendimizi bütün güzelliklerden sorumlu tutarız. Gecikilmiş bir şölene gider gibi telaşlı olsak da, içimizdeki duygu sanki muhteşem bir karanfil bahçesi.
İşte o zaman bir kahvenin, neden ‘’kırk yıllık hatırı ’’ heybesine koyduğunu anlarım. Heybede biriken sevgi, gül kelimelere dönüşür ve etrafını misler gibi kokutur. Evren mutludur. İnsanlık mutludur; çünkü çok samimi bir insana temasa tanıklık ediyordur. Özümüz bu diyorum sessizce. Biz aslında buyuz cümlesi gümüş bir nehrin zarif dalgaları gibi akar zihnimde.
Ötekinin o nurlu yüzüne dönüktür yüzüm. Esrarlı bir anın gizemli keyfini yaşıyorum. Çünkü karşımdakine bir hak ve ayrıcalıklı bir alan yaratmış oluyorum. Bir hak ve ayrıcalıklı bir alan! Benden talep edileni ziyadesiyle vermiş oluyorum. Zaten ne demişti filozof ‘’ vermek mutluluktur’’ ver ve mutlu ol.
Ama benim ilmim yetmiyor, o nedenle de ‘’nedendir bilinmez’’ diyeceğim, bir şeyler oluyor ve bu harika insani atmosfer bozuluyor. İçtenlikle itiraf etmeliyim ki ben bunun neden böyle olduğunu bilmiyorum. Anlamıyorum. Algılayamıyorum. Kendimi de içinde bulmama rağmen, hangi nedenin , hangi dürtünün ve hangi gücün ben dahil hepimize bunu yaptığını bilmiyorum. Elbette yüzlerce neden sayabiliriz. Ve büyük ihtimalle o nedenler hepimizi ikna da edebilir. Ama az önce yaşadığımız o huşu içindeki ulviliği kaybetmeye değer mi?
Basit bir soru soracağım; hayatımızdan ‘’sevgiyi’’ çıkarırsak yerine ne koyacağız? Hayatımızdan ‘’dostluğu’’ çıkarırsak onun yerine koyacak neyimiz var? Söz gelimi hayatımızda hiç fedakarlık, hiç dayanışma hiç hoşgörü olmasın, kendimizi nasıl hissederiz?
Ben çok berbat bir hayatımızın olacağına inanıyorum.
O nedenle o Mavi rüyayı korumalıyız. O mavi rüyadan arta kalanlar yetmez hiçbirimize. Yetmez.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
28.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
23.08.2025
10.08.2025
23.07.2025
14.07.2025
1.07.2025