İlker DEMİR
Eski HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş dönemeçlerde mesaj veriyor.
Açıklamaları, mevcut politikaların irinlerini deşiyor, çözücülerin gözleri önüne seriyor.
Ne bir eksik ne bir fazla, doğal, kendi halince söylüyor.
Demokrasi yanlıları da öyle, kendi halince yorumluyor.
İyi de neden içerinin de dışarının da işini Selo yapıyor ve hala neden içeride oluşuna hukuka ve kanunlara uyan mantıklı bir cevap bulunamıyor?
Hukuk kanun durdu, işlemiyor, Selo yatıyor.
Anayasa'nın 90. maddesi gereği içeride tutulmaması gereken Selo, sanki tahliye kelimesi infazından çıkarılmış bir hükümlü gibi hapis yatıyor.
Bu icbarın öznesi insan olunca rehinmiş de bunun nesi rehin oluyor?
Bir teorisyen/ filozof, Kürd tarihi ve kültürü uzmanı, mücadele sponsoru değil ama olsa da hukuken bir rehinlik arzetmiyor.
Tabiri caizse ne bir eksik ne bir fazla, orta boy bir Kürd aydını, hep kendi halince yazıyor, söylüyor.
Müddeti belirsiz hapisane icbarında, arada bir ketılla da olsa tivit atıyor, buharıyla barış işareti veriyor, havalandırma tepesinden geçen uçaklarla selam yolluyor.
Her açıklaması, "dışarda yapsa, bu kadar etkisi olmazdı" dedirtiyor, ama esasında içerinin ve içeriğinin mazlum, mağrur ve vakur duruşunun ağırlığını taşıyor.
Dışarısı o kadar sığ o kadar günü birlik, faydacı, o kadar çok devlete sallanan kuyruk var ki, Selo'daki mini bir derinlik, çölde su bekleyenin susuzluğunu gidermesi gibi etki yapıyor.
Oysa her açıklaması ne bir fazla ne bir eksik, tamamen kendi halince söylüyor.
Mesela Selo, "Ben muhalefette hiçbir ayırım yapılmadan, ön şart ve ön yargılara teslim olunmadan herkesin demokrasi ilkelerinde buluşması gerektiğine inanıyorum.
Yoksa bagajı, eleştirel geçmişi olmayan siyasetçi ya da parti var mı ki?” diyor, sanki olayı düzlüyor.
Allaaah, hemen herkes, özellikle de devlet iknacı kesim tam gaz destek veriyor, sözü göklere çıkarıyor, Selo'nun sözü "ulu"lanıyor.
İknacılar etrafına " Bakın Demirtaş da bizim gibi "objektif", Millet İttifakı bileşenlerini dışlamayan derinlikte.." diye galip takımın taraftarı gibi bakıyor.
Oysa Selocanın açılımı kitabi alıntıları değil bir akıl yürütmeyi barındırıyor.
Doğrusu da zaten o, demokrasi cephesi ilkeler üzerine kuruluyor ama orada yer alacak hiçbir parti ve kuruluşa ön şart ve yargılarını savunmayı ve eleştirmeyi yasaklamıyor.
Düz görünen söze mini bir süzgeç yetiyor.
Her kuruluş geçmişindeki suç ve onuru duymaya hazır olmalı ki sahtekarlık ortak ilkeler altında gizlenemesin, aksine açığa çıksın.
Her pratik bir arızayı açığa çıkarıyor.
Mesela Selocan, "Başak'la Meral hanımın kapısını çalar, kahvaltıya geldik, derdim" diyor sadece Meral hanıma değil adeta devlete projeksiyon tutuyor.
Meral hanım tıpkı kendi gibi ama kendi de devletin asıl bir öznesi olduğundan tam devlet cevabı veriyor:
"Güneydoğu’da şöyle bir gelenek var, kan davalınız bile olsa kapınızı çaldığı zaman içeri alırsınız. Evin en yaşlısı karşılar. Gittikten sonra davanız devam eder."
Davanız sözcüğü insana "bırr!" dedirtiyor.
Ama Meral hanım "doğrucu", devletin ve kendisinin Kürd sorununa nasıl baktığını bir kez daha dobra tekrar ediyor:
"Kürdlerle kan davamız var."
(Kürdlerle değil terörle denecektir ama Kürdlerin anadilde eğitimi başta olmak üzere demokratik hakları teslim edilmediği müddetçe o özne Kürdlerdir.)
Ama bu yüzyılda, insanı ürperten bu kan davası nedir?
Kan davası hukuksuz çatışma, bir kin, öç alma çatışmasının adı.
Çatışanlar birbirinin taş üstünde taşı, omuzda başı görmek istemiyor, çiçeği, böceği, fideyi, kümeste civcivi, kundakta bebeği öldürüyor, mezarları dahi rahat bırakmıyor.
50 yıl öncelerde özellikle devlet hakem olup kan davalarını bitirmeye çalışıyordu ama Kürd sorununda kan davası sürüyor.
Soru Demirtaş'ın, seçilmiş Kürdlerin ve demokrasiyi savunanların içeride oluşuna kadar dayanıyor.
Açıklama bir gerçeği tekrarlıyor ama sorun ondan da öte.
Çünkü böyle demokrasi dışı donanımlara sahipler tek adam rejimine karşı demokrasi alternatifi olmaya çalışıyor.
Devlete karşı seçenek yine devlet, maalesef.
İnsanın imdaat diye bağırası geliyor ama sorun öteden de ötede.
Zira memleketin demokratları "aman dikkat edelim kaçmasın" kişiliksizliğinde bu tescillilerin, CHP ve İP, kuyruğuna giriyor.
Halkın aklını başına toplaması gerekiyor.
Tek adam rejimine karşı evet ama demokrasi egemenden hak alma mücadelesidir, devletten ve devletçiden demokrasi çıkmayacağını saklamadan olmalıdır, ki Selocan da kendi halince söylüyor: " tek adam rejimi gidebilir ama gelecek olan demokrasi olmaz."
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.11.2025
31.10.2025
4.10.2025
17.09.2025
28.08.2025
10.08.2025
28.07.2025
17.07.2025
6.07.2025
23.06.2025