İlker DEMİR
Savaş egemenlik siyasetinin gerekli gördüğünde kullandığı bir araç.
Dünya sınıflı topluma geçip egemenlikler üzerine kurulduğundan beri bu araç sık sık kullanılıyor.
Bunda başı ABD çekiyor.
Geçtiğimiz yüzyılda Vietnam'da zulmün zirvesine çıkan ABD her egemenlik pekiştirmesini silahla hallediyor.
ABD ordusu 20 Mart 2003'de müttefikleriyle Irak'a giriyor Orta Doğu'yu işgal ediyor.
Emperyalizmin başı haydutluğunu yapar da diğer çeteler durur mu, Orta Doğu'da gücü gücüne yeten çarpışmalar başlıyor.
Rusya devleti, bölgede güç bende diyor, kontröle girişiyor.
Dengelenmiyor, Karadeniz ve Hazar denizi arasında yer alan, Avrupa ve Asya'nın sınırında, Kafkasya'da, Ermenistan ve Azerbaycan devletleri halkı birbirine boğazlatıyor.
Savaş tamtamları Elbrus Dağı'ndan Burseya Dağı'na, oradan Ağrı'ya yankılanıyor, oluk oluk yoksul çocuklarının kanı akıyor, ama yine de zalim küresel kasalar doymuyor.
Yoksul çocukları ölüyor, emekçiler ve dünyadaki yaşam dostları, yaşanan acı ve yakılan ağıtlar, yıllar içinde kanıksandı mı ne, artık yeterince duyulmuyor.
Savaş, sağ bir politika, silahlı siyaset, ama sesi çıkan sol da barışın teminatı olmakta artık tamamen yetersiz kalıyor.
Neden?
Çünkü solun sesi, yalın değil, yurtseverlik, ulusallık ve yurt savunması gibi konular gündeme gelince egemen kültürün aritmetik batağından yüzyıllardır çıkamıyor.
O yüzden insan, güncel olan Ermeni ve Azeri solun soldan dökülüşü ve de Türk solunun barışçı duruşuna Müslüman inancını karıştıran iki yüzlü kurnazlığını yadırgamıyor.
Oysa daha 1915'de Rosa Luxemburg dönemine göre olağan üstü ama bugüne göre çok doğru ve yalın bir cümle kuruyor:
“'Ulusal çıkarlar' ve 'anayurdun güvenliği' düşüncesi faşizm tarafından proletarya için zincirler ve prangalara dönüştürülmüştür."
Ama sol doğru donanımla yürüyemediğinden daha o yıllarda bunu ana politika haline getiremiyor, üst birliği olan ll. Enternasyonal(1889-1914)' de savaşa yaklaşım yüzünden bölünüyor, çöküyor.
Günümüzde bilinçlerdeki çapağın başlangıcı ortaya çıkıyor.
Dolayısıyla ana politik duruştaki çapakların temizliğine tarihi, siyasi ve kültürel köklerden analizle başlamak gerekiyor.
En yakını l. paylaşım savaşı.
l. emperyalist paylaşım savaşı politikasında solun egemenlik ve egemenliğe bağlı konularda çarpıldığı, şovenizme ve devlet politikalarına teslim olduğu çok net görülüyor.
Hatta o teslimiyette komünist partilerin bir kısmı sosyal demokrat olan isimlerini devlete bulaştı diye değiştiriyor, sosyal demokrat ismini devletleşen "sol"culara bırakıyor.
Devletleşenlerin başını çeken Alman, Fransız ve Belçika sosyal demokratları, sıra kendilerine gelene kadar dış politikada "ulusal savunu" adı altında Hitler'i destekliyor.
Bu noktada akla Türkiye'den çok güncel örnek geliyor.
Sosyal demokrat sanılan bir devlet partisinin her dış icraattaki kayıtsız şartsız desteği trajik ve üzücü, ama daha üzücü yanı bu solcu ve sol politika diye savunuluyor.
Esasında buna içine devlet kaçmış ve ulusalda erittiği kişilik, kimlik ve halkı, bir türlü kendine itiraf edemeyen bir icraattan başka bir şey değil.
Ama bu itirafı kendine sol diyen emekçi kesimlerin siyasal temsilcileri de aynı sebeplerden yapamıyor.
İleri kapitalist ülkelerin solcularının yanlışı, sadece yurt ve savunmada değil, küçük ülkelerin, gücünden çok sömürgeye sahip olmasını da adil bulmuyorlar.
Ve insana, "hay sizin adaletinize!" dedirtiyorlar.
Ve bunun için Alman sermayesinin büyüklüğüne denk nüfuza sahip olana kadar Hitler'i desteklemeyi savunuyorlar.
Terim ve kavramlarla da oynuyorlar, işgalcilere "dış faşizm" deyip ona karşı ülke faşizmini destekliyoruz diyor, mülkün ton farklılıklarında geziniyorlar.
Sermayelerine destek, ulusal kibir, şovenizm ve sömürgeciliği savunmaya kadar varıyor.
Yoksul sömürgeleştirilen ülke ve halkını gerici/cahil görüyor, sömürge ve fethin medeniyetle tanışmaya araç olacağı, bunun çok gerekli bir sistem olduğunu söylüyorlar.
O dönemin ucuz elitistleri, sömürgeden kurtulmayı istemek ne kelime, halk cehaletten kurtulana kadar sömürgeciliği iyileştirerek sürdürmek gerektiğini savunuyor.
Aşina değil misiniz özne ve işlevini bırakıp "Kıro"lar ne anlar medeniyetten; 'imam ne derse onu yapan bir Müslüman kadın profesör olsa ne yazar' diye küçümseyen modern elitizme?
Ve unuttunuz mu oyunu çobanla eşitlemeyen, eşitleyen komünistleri liberal diye küçümseyen egemen kültür yağdanlıklarını?
Hele Fransa'da o dönemin en güçlü partilerinden Fransız Komünist Partisi tam bir emperyal modernist; 1956'da açık açık sömürge politikasını savunuyor, savaşı destekliyor, Cezayir'in bağımsızlığına karşı çıkıyor.
Cezayir kurtuluşunu, karşısındaki dev güçlere rağmen onurla destekleyen Jean Paul Sartre, Albert Camus ve Francis Jeanson kendini sermaye mülküne korumalık yapan Fransız "sol"unun utancını tabi ki yok edemiyor, ama her şartta "onurlu bir duruş mümkündür" diyor.
Onurlu duruş, proleter, emekçi yurtseverliği ya da yurtseverliğe enternasyonalist pekiştirme sıfatlı özle barışık olmayan biçimsel süsleri reddediyor.
Rosa'nın sözleri geçerliliğini koruyor, '“Ulusal çıkarlar” ve “anayurdun güvenliği” halka zincir ve pranga'.
Savaş hala bir egemenlik zulmü olmaya devam ediyor.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.08.2025
10.08.2025
28.07.2025
17.07.2025
6.07.2025
23.06.2025
6.06.2025
16.05.2025
3.05.2025
2.04.2025