İsmet Berkan
Terörsüz Türkiye’ temennisine katılmamak, bu temenninin gerçek olmasını dilememek mümkün değil elbette. Ben 60 yaşındayım ve neredeyse kendimi bildim bileli ülkemizde terör eylemleri var. 70’li yılların terör olayları ve son 40 yılın ‘düşük yoğunluklu savaş’ı, maalesef bu ülkede yaşayan neredeyse herkesin hayat hikayesinin parçası.
‘Terörsüz Türkiye’ de dolayısıyla aslında yediden yetmişyediye herkesin paylaşacağı bir temenni.
Ama tabii aynı yediden yetmişyediye, geçmişte bu vaadi o kadar çok defa duydu ki, bu temenninin arkasından ‘amin’ denecek bir dua olarak bile pek az tesiri var maalesef. Oysa gerçekten de siyaset kurumu başta olmak üzere hepimizin ‘Terörsüz Türkiye’ için çaba sarf etmesi gerek.
Türkiye’de terörün yaşanmasına sebep olan şeyler veya ülkemizi terör yapmak isteyenler açısından münbit bir toprak parçası yapan unsurlar öyle esrarengiz şeyler değil. Teröre zemin hazırlayan toprak, ülkemizin sosyolojisi. Ve bu sosyoloji de, zamanında amatör gözlemciler için bile elle tutulur nitelikte görülmüş şeyler.
Türkiye’deki Sünni-Alevi kavgası, sol ve sağ terör örgütlerinin üzerinde tepindiği bir alan olarak uzun yıllar boyu çok kullanışlı kaldı. Bu kavga bitmiş değil ama terör üretme potansiyeli geçmişe göre daha azalmış durumda.
Türk-Kürt kavgası ise bugün hala devam eden aktif bir ‘düşük yoğunluklu savaş’ın konusu. Siz bu satırları okurken on binlerce Türk askeri Türkiye sınırlarının dışında, Suriye ve Irak’ta bu terörü durdurmak için çatışma ortamında bulunuyor. Türk Hava Kuvvetleri’nin savaş uçakları sık sık Irak ve Suriye’deki hedefleri vuruyor, bu iki ülke semalarında Türk SİHA’ları sürekli dolaşıyor ve zaman zaman buldukları hedeflere füze atıyor.
Anlayacağınız terör, temelde Türkiye’nin kendi iç anlaşmazlıklarından besleniyor. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli sahiden ‘Terörsüz Türkiye’ istiyorlarsa, işe gerçekten de ‘İç cepheyi kuvvetlendirerek’ başlamalılar.
Bunun yolu ise artık küçük çocuklara sorsanız cevabını alacağınız derecede basit: İç düşmanlıkları törpülemek, yapılan ayrımcılıklara son vermek, Türkiye Cumhuriyeti Devletinden rahatsızlık duyanların sayısını azaltmak… Yani iç barışı sağlamak.
Türkiye’de hepimizin sanki Kurtuluş Savaş veriyormuş gibi sıkılı bir yumruk gibi olmasına gerek yok. Zaten 2024 yılında hiçbir toplumdan bu türden bir askeri disiplin beklenemez, hele Türkiye’de hiç beklenemez. O yüzden, yapılması gerek de belli zaten: İç cepheyi kuvvetlendirmek için farklılıklarımıza sahip çıkmak, onları ayrılık bahaneleri değil zenginlik olarak tanımlamak, dediğim gibi düşmanlıkları törpülemek gerekiyor.
Ama maalesef görüyoruz ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, MHP lideri Devlet Bahçeli de ‘İç cepheyi kuvvetlendirmek’ ister ve ‘Terörsüz bir Türkiye’ dilerken iç barışı sağlamada devletin üzerine düşen görevler de olduğunu kabullenmiyorlar veya kabulleniyorlarsa bile bunu açıkça dile getirmiyorlar.
Örneğin Erdoğan da Bahçeli de bir kollektif ‘Kürt sorunu’ olmadığını söylüyorlar. Olsa olsa bazı Kürt kökenli yurttaşların bireysel sorunları olabileceğini söylüyorlar.
Keşke durum öyle olsa, çünkü Türk kökenli çok sayıda yurttaşın da bireysel sorunu var ama 40 yıldır devam eden bir ‘Türk ayrılıkçı terörü’ yok, bu sorunları dile getirdiği için Türklerin yüzde 70’inin oyunu alan bir Türk milliyetçisi parti de yok. En milliyetçi partimiz MHP’nin oyları yüzde 7 ila 15 arasında gezindi son 30 yılda.
Dün HDP’ye, bugün DEM Parti’ye oy veren milyonlarca Kürt vatandaşın hepsinin PKK yanlısı ve ayrılıkçı olduğunu söylemeye imkan yok; hatta bütün araştırmalar çoğunluğun Türkiye’den ayrılmayı düşünmediğini gösteriyor. Ama yine de bu milyonlarca Kürt kollektif bir siyasi temsil için gidiyor bu partiye oy veriyor. Neden?
Şimdi, 1 Ekimde Devlet Bahçeli’nin bir temel nezaket kuralını uygulayıp bu partinin mensuplarının elini sıkmış olması bile bir büyük ümide neden oldu, 9 yıldır devam eden görmezden gelme ve baskı altına alma halinin hafifleyeceği beklentisi yarattı.
Şimdi bu beklentilerin yarattığı görece olumlu ortamı yönetmek iktidarın sorumluluğu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
23.05.2025
22.05.2025
13.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
10.04.2025
6.04.2025