Kadri GÜRSEL
Nakleden Erdoğan: Obama Çin’de kendisine “Gel beraber Rakka’da bir şeyler yapalım” demiş.
Erdoğan da “Sıkıntı olmaz” diye cevap vermiş.
Askerleri bir araya gelecek, görüşecek, gerekli şey neyse yapılacak.
“Rakka şeyi”nin ne olacağını bilmiyoruz. Hatta var mı, yok mu, varsa nedir?
Dün öğle saatlerine kadar bu şey hakkında Amerikan tarafından henüz resmi bir açıklama gelmemiş idi. Sadece Bloomberg, bir “Amerikalı yetkili”nin Erdoğan ve Obama’yı kastederek, “Liderler IŞİD’e odaklanma hususunda mutabık kalsalar da Rakka’yı geri almak için ortak operasyon düzenleme konusunda aralarında spesifik bir tartışma olmadı” dediğini haber vermişti.
Siz bu yazıyı okurken bir Amerikalı sözcüden gereken resmi açıklama da muhtemelen gelmiş olacaktı.
Velev ki yapılacak “şey” Türk ordusunun, eskiden Abbasi şimdi ise IŞİD başkenti olan Rakka’yı fethetmesi olsun.
Ve hemen bir soru:
Ordu, Rakka seferine çıkmaktan rahatsız olur mu, olmaz mı?
Tabii şimdi bazılarının zihnini okuyorum: “Ordunun üzerinden 15 Temmuz silindir gibi geçmiş, rahatsız olsa ne olur olmasa ne olur? Ordu, Erdoğan ne isterse onu yapar, mecbur” diye düşünüyorlar.
Orduyu küçümsemeyin. Hangi belaya duçar olursa olsun, savaşabildiği sürece ordu ordudur.
Erdoğan da Erdoğan’dır.
Gözü Suriye’de kalmıştır.
Hatırlayınız; Rusya’yla kriz günlerinin birinde, 6 Şubat 2016’da, Türkiye Suriye üzerinde uçak uçuramazken “ileri görüşlülükle” ne demişti: “1 Mart tezkeresi geçseydi Türkiye masada olacaktı. Tezkerenin reddedilmesi sonucu Irak’ta düşülen hataya Suriye’de düşmek istemiyoruz.”
Erdoğan’ın irrasyonel taraflarından biridir: Yenilgiyi kabul etmez.
Bu Erdoğan, Suriye’de kaybettiği savaşın masasında kendisine bir yer açmak için, o ana kadar yapamadığı tek şeyi yapıp askerini Suriye’ye sokmak istiyordu.
Asker ise bu savaşın içerdiği büyük risk ve tehlikeleri müdrik olduğundan, rahatsızdı.
Asker bahse konu rahatsızlığını, 10 Şubat tarihli Hürriyet’teki bir haberin satır aralarında, vesayeti tasfiye edildiğinden olmalı ki “üst düzey yetkililer” şalının altına gizlenerek, şöyle dile getirmişti:
“Uluslararası toplumun Suriye’ye asker göndermesi konusunda Genelkurmay’ın iki önemli kararı var:
Bir: ABD, Rusya’nın tavrı nedeniyle BM’den karar çıkarılamayacağının farkında ve dolayısıyla böyle bir hazırlık yapmıyor.
İki: Türk Silahlı Kuvvetleri BM Güvenlik Konseyi’nden bir karar alınmadıkça Suriye topraklarına ayak basmayacak.”
Bugün merak ediyorum; Hürriyet’e sütre gerisinden bu kesin açıklamayı yapan o askeri yetkili şimdi nerede? Darbecilikten tutuklu mu, yoksa hâlâ orduda mı?
Görevine devam ediyorsa, olan bitenler hakkında, mesela bu “Rakka şeyi” konusunda ne düşünüyordur?
Haberi yazan ben olmadığıma göre bu merakımı tatmin etmem de mümkün değil.
Ama şunun altını kalınca çizmeliyiz: Hürriyet’e asker kimliğinin gizlenmesi koşuluyla konuşan o asker, ister sonrasında darbeci olsun ister darbe karşıtı, Genelkurmay’daki kurumsal mutabakatı yansıtıyordu.
Suriye’ye girmek için “Fırat Kalkanı”nın beş ay öncesinde “BM Güvenlik Konseyi kararı” isteyen asker, neler değişti de ÖSO rumuzlu tertip cihatçılara Suriye içlerinde zırh koruması sağlar duruma geldi?
Bir: İktidardaki IŞİD’le savaşmakta ayak direyince ABD, YPG’yi Fırat’ın batısına geçirdi ve Afrin-Mınbiç Kürt koridoru ihtimalini Ankara için acil müdahale gerektiren bir tehdide dönüştürdü.
İki: 15 Temmuz başarısız darbe girişimi iktidardakinin ordudan geri kalana istediğini yaptırabilmesi bakımından da “Allah’ın bir lütfu” oldu.
Üç: Ankara, Rusya ile uçak krizini tatlıya bağladı.
Dört: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı yoktu ama Türkiye’nin ordusunu Suriye’ye bir miktar sokarak kendi sınırını IŞİD’den temizlemesi hususunda BMGK’nin sahada etkin üç daimi üyesi Rusya, ABD ve Fransa arasında ve hatta Britanya’nın da desteğiyle fiili bir siyasi mutabakat oluştu. İran da bu mutabakata dahildi.
Bu “Rakka şeyi” konusunda doğmamış çocuğa don biçecek değiliz. Hele bir Amerikalılar konuşsun... Ondan sonra bakarız.
Amerikalıları beklerken şunu söylemekle yetinelim:
Rakka seferi, Cerablus’taki laylayloma benzemez. Rakka’ya El Bab üzerinden gitsen bir dert, Kobani-Tel Abyad üzerinden PYD’yi ezerek gitsen başka dert. Rusya’dan, İran’dan, Suriye rejiminden ve PYD’den kabul görmesi için Rakka’yı almak karşılığında Türkiye ne verebilir, hayal gücü olanlar bunu düşünsün.
IŞİD’in ortaya çıkışında izleyegeldikleri Suriye politikası nedeniyle Ankara’nın yanı sıra değişik oranlarda sorumlulukları bulunan Suudi Arabistan, Katar, ABD ve Fransa’nın orduları birlikte yürürlerse Rakka üzerine amenna... Yoksa, karada tek başımıza bir şeyler yapalım derken asıl şey Türkiye’ye olur.
Şimdilik budur.
Yazarlar
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2020
5.03.2020
26.02.2020
20.02.2020
17.02.2020
4.02.2020
19.01.2020
9.01.2020
6.01.2020
3.01.2020