Kurtuluş TAYİZ
Yaşam biçimlerimiz tehdit altında mı? Türk Hava Yolları’nın uçuşlarda içki yasağı uygulayacağı söylentileri ve kabin görevlileri için hazırlanan yeni kostümlere gösterilen tepki, siyasal iktidarın yaşam tarzlarına müdahalesini yeniden gündeme getirdi. Bu konu aslında AKP’nin iktidara geldiği günden itibaren süregelen bir tartışma. Kabul edelim toplumun azımsanmayacak bir bölümü, siyasal iktidarın “laik-modern” yaşam tarzını kısıtlayacağından endişe ediyor. İçkili mekânların azalması, camilerin çoğalması, kadın özgürlüğünü kısıtlamaya dönük girişimler (veya imalar) dinin hayatta daha fazla görünür olması, bu kesimlerin şikâyet sıralamasında başı çekiyor.
Kuşkusuz bu kaygı ve endişeler tümüyle haksız sayılmaz...
Ancak burada hissedilir, görünür öfkenin kaynağında bir sapma sözkonusu; bu öfke ve endişe bütünüyle, bu kesimlerin kendi yaşam tarzlarının kısıtlanmasına dönük uygulamalardan doğmuyor, bence daha çok, başka bir yaşam tarzının daha görünür olmasından ve yayılmasından kaynaklanıyor.
Çoğu zaman öfke ve şiddet biçiminde dışavuran bu “endişe” ve “kaygı”lar yaşam biçimlerinin sınırlanmasından değil, bugüne kadar “olmayan”ın, “görünmeyen”in, birden bire hayatın merkezinde baskın figür olarak belirmesinden ileri geliyor.
Siyasal ve sosyal alanda özgürlüklerin son derece dar bir toplumsal çerçeveye göre tanımlandığı eski düzenin sınırları genişliyor. Özgürlük alanı genişledikçe, belli bir toplumsal çevrenin endişe ve kaygıları artıyor.
Ama bu kaygılar daha çok İslami kimlikli siyasal iktidarın görünür kıldığı yaşam tarzının doğrudan laik-modern yaşam tarzını sınırlayacağı, hatta ona özgürlük hakkı tanımayacağı çıkarsaması üzerine kurulu.
Tepkinin odağında siyasi ve toplumsal alanın, eskiden dışlanan geniş kesimlerin paylaşımına açılması var.
Siyasal ve toplumsal hayatın merkezinden dışlanan çoğunluğu oluşturan gruplar, bugün iktidarın kendilerine açtığı yeni alanları dolduruyor. Kalabalık ve dinamikler. Yıllarca dışlanmış olmanın verdiği açgözlülükle sınıf atlamaya çalışıyorlar. Bazıları eski muktedirlere özeniyor, inkâr etmemek lazım, becerikliler.
Siyasal iktidara duyulan kuşku ve tepkinin kaynağında işte merkezdeki bu değişim hareketi yatıyor. Bu gelişim gücü karşısında en iyi düşünme biçimleri bile yetersiz kaldığından olsa gerek, bugün, siyasal iktidara fikirle değil “endişe” ve “öfke” ile itiraz ediliyor.
Başta da söyledim, bu kaygıları, endişeleri tümden temelsiz görmüyor ve haksız bulmuyorum; ne var ki geçiş dönemi Türkiye’sinin bireysel ve siyasal huzursuzluğu olarak değerlendiriyorum. Siyasal, sosyal ve ekonomik hayatın sınırları yaygın kanaatin aksine genişliyor; fakat bu genişlemenin eşit, özgür ve adil olup olmadığına bakmak gerekiyor.
Yeni toplumsal güçlerin önceki muktedirlerden farklı bir motivasyona sahip olmadığı bir gerçek. Onlar kadar “egemen”, onlar kadar “bencil”, onlar kadar hayatın her alanını kuşatma hırsıyla dolular.
Yine de bu kez eski sistemden farklı olarak siyasal ve sosyal alan tek bir ideolojik-politik kimlikle sınırlanmış değil, Cumhuriyet’in resmî ideolojisini, yaşam tarzını benimseyenler bu alanın artık tek sahibi değiller; toplumdaki diğer kimliklerin ve yaşam tarzlarının da eşit olarak katılabileceği yeni bir siyasal bir sistem inşa ediliyor, bunu gözardı edemeyiz.
Önemli olan özgürlükleri daha fazla genişleterek evrensel hukukun güvencesine kavuşturabilmektir. Bunun için özgürlük alanının genişlemesini toplumun her kesimi için talep etmeliyiz. Yaşam tarzlarımızı başka türlü savunamayız.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 'Ajans' kime bağlı?
15.05.2019 - Erdoğan'ı devirip, Sevr masası mı kuracaksınız?
10.05.2019 - Gidişat nereye?
1.05.2019 - Demirin soğumasını istemiyorlar
22.04.2019 - Seçimleri geride bırakırken...
19.04.2019 - Çözüm seçimin yenilenmesinde
17.04.2019 - Gerçekleri bu kadar kolay çarpıtmak da az hüner değil
15.04.2019 - ABD, İstanbul seçimleri ve Fırat'ın doğusu
12.04.2019 - Yeniden sayım yerine yeniden seçim
11.04.2019 - Dört koldan kıskaç ve anlamı
8.02.2019
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
Cengiz Candar yine dogru soylemis. izleme heyetinde baska ulkelerden katilim olmadigi surece hukumet Kurtleri oyalar durur. Dunya insan Haklari Kurumu uyelerinin bu "cozum sureci" denilen ama bir turlu gerceklesmeyen fenomeni yakindan takip etmesinde buyuk yarar var. Hukumetin isine gelmez tabi. Oyalama taktigi oldugunu butun dunya duyacak...Laf aramizda, sen Cengiz Candarin sikletinde degilsin Markar efendi. O agir siklet, sen sinek siklet. Dalasma bu adamlara. Puf derse bir kilometre uzaga savrulursun.