Kurtuluş TAYİZ
Ermeniler, bu toprakların kadim halklarından biriydi. 20. yüzyılın başlarında uğratıldıkları korkunç katliam tarihe büyük bir trajedi olarak geçti. İster soykırım, ister tehcir diyelim fark etmez; asırlarca birlikte yaşadığımız bir halkı zulüm ve katliamla bu topraklardan sürdük.
Hangisi daha kötü bilmiyorum ama bu gerçeği 99 yıldır inkâr ederek yok saymaya, gizlemeye çalıştık. Bu da yetmedi; bu korkunç katliamın suçunu Ermeni toplumuna yükledik. Onları suçladık. Kendi acılarımızı devasa bir soykırımın önüne geçirdik.
Bu yaklaşım, devlet tutumu olarak kemikleşti ve Cumhuriyet’in en büyük tabusu olarak hayatın her alanına hâkim oldu. Ermeni düşmanlığı kuşaktan kuşağa aktarılarak büyüdü.
Cumhuriyet hükümetleri arasında hiçbir parti, yönetici veya lider bu meseleye el atamadı. Gerçeklerle yüzleşme cesareti gösteremedi. Ermeni sorunuyla ilgili gerçeklerin hasıraltı edilmesi, siyasal sistemi hastalıklı hale getirdi, adeta sakatladı. Demokrasinin gelişmesinin önünü tıkadı, uluslararası ilişkilerde büyük bir handikap oldu.
İşin doğrusu devleti dönüştürmeyi göze almadan, devlete egemen olan bu zihniyete başkaldırmadan kendi tarihimizle de yüzleşemezdik. Bundan önceki başbakanlar aslında tarihle yüzleşmeden kaçtı. Ermeni katliamı gerçeğiyle yüzleşebilecek akla sahip yöneticimiz yok değildi; az çok okumuş, yazmış olan her politikacı, 20. yüzyılın başındaki bu korkunç katliamdan haberdardı; ama bu sorunla yüzleşmek için bilmek, haberdar olmak yeterli değil elbet; eski devletle savaşı göze almak da gerekirdi. Erdoğan öncesi liderlerin yapamadığı tam da buydu. Hiçbir lider, Ermeni gerçeğiyle yüzleşme adına kendi devletini karşısına almaya cesaret edemedi. Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra devlete hâkim olan dar, şoven “Türkçü” zihniyete karşı çıkacak cesareti kendinde bulamadı.
Bırakalım politikacıları, akademi dünyası bile Osmanlı toplumunun bir parçası olan Ermenilerin bu topraklardan nasıl olup da buharlaştığını masaya yatıramadı. Üniversiteler, resmi devlet tezinin dışına çıkamadı. Buna cesaret eden Halil Berktay gibi saygın profesörleri ise ya itibarsızlaştırmaya, ya linç etmeye kalktı, hatta bazılarını ülkeden sürdü.
Türkiye’nin en ciddi sorunları bir nebze olsun gündeme gelebiliyordu; ancak Ermeni meselesi hep dokunulmaz bir tabuydu. Kürt sorunu, Dersim katliamı, Rum azınlığın sürülmesi vb. gibi devletin yasaklı alanına bir ucundan az-çok girilebildi ama Ermeni tabusuna asla dokunan çıkmadı.
99 yıl sonra ilk kez bir Başbakan, Ermeni katliamını resmen kabul etme anlamına gelen bir mesaj yayınladı. Ermenilere, onların torunlarına taziyelerini bildirdi. Onların acılarının önünde saygıyla eğilen tarihi bir mesaj kaleme aldı. ‘Ortak acımız’ vurgusu, iddia edildiği gibi Ermenilerin acılarını hafifsemiyor; aksine, tarihimizin en trajik katliamlarından birini “ama savaşta olur böyle şeyler” söylemiyle geçiştiren bir zihniyeti de, acıyı paylaşmaya ve tarihi yeniden anlamaya çağırıyor.
Erdoğan’ın 24 Nisan mesajı, bu alanda devlete hâkim olan İttihatçı zihniyetten büyük bir kopuşu ifade ediyor. Erdoğan, bu mesajla “resmi milliyetçiliğe” büyük bir darbe indirdi. “Yeni Türkiye” iddiası, bence 24 Nisan demeciyle asıl anlamına kavuştu.
Hatırlayalım; Dersim katliamı adına Kürtlerden özür dileyen ve devletin katliam belgelerini kamuoyuna açıklayan yine Erdoğan’dı. Kürt meselesi, azınlıklar gibi Cumhuriyet’in başından beri süregelen en temel sorunlara bu hükümet döneminde neşter vuruldu. Dünya için küçük adımlar olabilir bu adımlar ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti için çok büyük adımlardır. Türkiye’nin dönüşümü yolunda atılmış belki de en ciddi adımdır.
Erdoğan, Cumhuriyet’in en büyük tabusunu yerle bir etmeyi başardı. Muhalefet, bu cesur adımlara kara çalmayla vakit kaybedeceğine, felaket senaryoları üreteceğine, daha büyük dönüşüm adımları için iktidarın yolunu açmalı ve onları daha fazla cesaretlendirmeli.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019