Kurtuluş TAYİZ
Bu aralar çok daha sık duymaya başladık: "Erdoğan, Türkiye'yi iç savaşa sürüklemeye çalışıyor."
Bu iddiayı dillendirenlere göre Erdoğan gerginlikten besleniyor ve iç savaşı körükleyerek diktatörlük kurmaya çalışıyor. Tabii Erdoğan'ın hazırda iç savaşın anası sayılabilecek bir Kürt savaşı varken, onu neden bitirdiğini soran veya akla getiren yok. Gerginlikle beslenen bir iktidar, iç savaşa dönüşme potansiyeli çok zayıf bir alanı (Sünni-Alevi, Beyaz Türk-muhafazakâr savaşı) niye zorlasın ki? Zaten bir zamanlar halihazırda sürmekte olan iç savaşı değerlendirmez miydi? Oysa Kürt savaşı sadece Türkiye çapında değil, Ortadoğu çapında bile gerginlik çıkarmaya yeter. Elinin altındaki iç savaşı bırakıp bir yenisi için niye uğraşsın?
Asıl mesele Erdoğan'ın Türkiye'yi iç savaşa sürüklemesi değil; 40 binden fazla insanın hayatına mal olan, ülkemiz için büyük bir gerginlik kaynağı olan iç savaşı bitirmesi. Erdoğan'ın Kürt savaşını bitirmesini engelleyemeyince yeni bir iç savaşla tehdit etmeye başladılar. "Kürt meselesi olmazsa, Alevi-Sünni çatışması çıkarırız" diyorlar.
Son bir yıldır sokaklarda görülmeye başlayan olayların ve şiddetin kaynağı toplumsal meseleler, anlaşmazlıklar veya sorunlar değil, devlet içindeki anlaşmazlıklardır, iktidar savaşıdır. Sokaklardaki kaos ve kargaşa devlet içine yansımıyor, devlet içindeki çatışma ve gerilim sokağa yansıyor.
Devlet el değiştiriyor; iktidar, çoğunluğu temsilen muhafazakârlara geçiyor. Türkiye'nin uluslararası camiadaki etki ve gücü artıyor, yeri ve konumu değişiyor. İçte ve dışta bu değişime karşı büyük bir direnç gösteriliyor. Bu direncin AK Parti iktidarının önceki evrelerinde değil de, bugün yaşanmasının nedeni merak edilebilir elbet. Bunun yanıtı Kürt meselesinde saklı; iç ve dış statüko, AK Parti'nin iktidara gelmesiyle değil, Erdoğan'ın Kürt savaşını bitirmesiyle bozuldu. Erdoğan'a karşı sokak olayları ve darbe girişimlerinin AK Parti iktidarının bu evresinde yaşanmasının asıl nedeni budur; Erdoğan'ı hedef haline getiren, Türkiye'yi iç savaşa sürüklemesi değil, iç savaştan çıkarmasıdır.
İç savaşlar kolay yaşanmaz ve kolay da bitmez. "O halde havada uçuşan bu iç savaş tehditleri nedir?" diye sorulabilir. Bunun cevabı o kadar karışık değil; sürekli gerginlik üreterek ve bu gerginliğin kaynağı olarak da Başbakan Erdoğan'ı işaret ederek, toplumu ondan vazgeçirmeye çabalıyorlar. Ne iç savaş teorileri ne bu dönemde üretilen başka sözcükler, asıl anlamı için üretiliyor; asıl amaç tansiyonu yükseltmek, toplumu ve AK Parti kadrolarını üretilen gerilimi taşıyamayacak noktaya kadar getirmek. Sürekli gerginlik üreterek Erdoğan'ın toplamsal desteğini aşağı çekmeye çabalıyorlar.
Son zamanlarda "mütedeyyinler gerilimden hoşlanmaz; dindar orta sınıf huzurunun bozulmasını istemez" gibisinden sözleri fazla duyar olduk. Bu bir yere kadar aslında doğru bir tespit; mütedeyyinler, 27 Mayıs ve 28 Şubat'ta böyle bir psikolojik tutuma sahiptiler. Rahmetli Erbakan neden istifa etmişti? Neden "Hayır kardeşim, ben seçildim, sürem bitene kadar da halkın emanetini bırakmayacağım" diyemedi? Erbakan, medya ve sokak aracılığıyla oluşturulan suni gerilimin altında ezildi, bu baskıyı kaldıramadı ve geri çekilmek zorunda kaldı.
Geçmişte başarılı olan bu taktiği bir süredir Erdoğan üzerinde deniyorlar. Erbakan üzerinde kurulan baskının yüz katını Erdoğan üzerinde kurdular. Mütedeyyinleri, orta sınıf dindarları, AK Parti kadrolarını, hatta Erdoğan'ın yakın çevresini psikolojik olarak baskı altında tutup, yıldırmaya, Erdoğan'ı terk etmeye zorluyorlar. Peki Erbakan'ın yaramadığı kuşatmayı Erdoğan nasıl yardı; Erbakan'ın kaldıramadığı baskıyı Erdoğan nasıl kaldırdı?
Halka giderek tabii. Halka cesaret vererek, halktan cesaret alarak. Kendisi teslim olmayınca mütedeyyinler ve orta sınıf dindarlar da teslim olmadı. Halkın yetkisini bırakmadı, seçmenleri de onu... Erbakan'ın yapamadığı buydu; Erbakan'ı seçenler sessizce köşelerine çekilmedi, boyun eğmedi; baskıyı kaldıramayarak köşesine çekilen Erbakan'dı...
Kısacası Türkiye bir iç savaşa sürüklenmiyor, yeni yeni Kürt savaşının yaralarını sarıyor. Buna karşın bugüne kadar Kürt meselesini gerilim kaynağı olarak kullanan, devleti ve iktidarı kontrol etmenin aracına dönüştüren çevreler ise yeni gerilim kaynakları peşinde koşuyor. Kürt meselesi ellerinden çıkınca Alevi fay hattını tetiklemeye başladılar. Ancak tarih tekerrürden ibaret değildir; bu ülke bir daha aynı yoldan geçmez ve aynı hatalara düşmez.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019