Kurtuluş TAYİZ
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayların kendilerinden çok, kişisel hikâyelerinin yarışacağını düşünüyorum. Cumhurbaşkanlığı makamı, özelliği itibarıyla kişileri diğer seçimlere göre daha fazla ön plana çıkarma imkânı sunuyor. Diğer seçimlerde sokaklarda parti amblemleri, flamaları, siyasi partileri yansıtan semboller göze çarpardı ama bu seçimlerde partiler yerine adayların logoları, sloganları, sembolleri daha çok göze çarpacak.
Adayların kendilerini tanıtmalarının en iyi yolu da hayat hikâyelerini doğru aktarmaktan geçiyor. Adaylar arasındaki eşitsizlik sanıldığı gibi çok bütçeli kampanyalar düzenleyip düzenleyememekten kaynaklanmıyor, halkı etkileyecek sağlam hikâyeye sahip olanlar yarışa daha avantajlı başlayacak.
Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki en büyük kozu, Başbakan olması dolayısıyla birtakım imkân ve avantajlara sahip olması değil, tam aksine dezavantajlı bir kişisel hikâyeye sahip olmasıdır. Muhalefet adaylarının da zayıf yanı kapsamlı bir seçim bütçesine sahip olup-olmamaları değil; sağlam ve gerçekçi bir hikâyeden yoksun olmalarıdır.
CHP-MHP-Cemaat ortaklığının sonucunda ortaya aday olarak çıkan Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kişisel bir hikâyesinin olduğu elbette doğrudur. Babası müderris İhsan Efendi, Atatürk devrimlerine muhalefet ettiği için gördüğü baskılara dayanamayarak Mısır'a gitmek zorunda kalıyor. Ekmeleddin Bey, Mısır'da dünyaya geliyor. Zor hayat şartlarına karşın, iyi bir akademik eğitim alıyor. Eğitimini tamamladıktan sonra ise İslam Konferansı Teşkilatı'nda değişik düzeylerde görevler alıyor. Ve son olarak, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın genel sekreterliğine kadar yükseliyor. İhsanoğlu'nun kamuoyuna takdim edilmesinin ardından şimdiye dek akılda kalan hikâye bu kadar. Her insanın yaşam öyküsünün biricik ve çok kıymetli olduğu notunu düşelim burada. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun hayatının çok zorlu, kederli ve sıkıntılar içinde geçtiği, buna rağmen İhsanoğlu'nun zayıflık göstermeyerek hayata sarıldığını söyleyebiliriz. Ancak siyaset çok farklı bir alandır; halkı etkilemek, halkın desteğini kazanmak kolay değil. Atatürk devrimlerine muhalefet ettiği için baskıyla karşılaşan ve ülkeyi terk etmek zorunda kalan bir aile birikimine sahip olan İhsanoğlu'nun, bu kez ailesini ülkeden gönderen o zihniyetin devamı bir partinin adayı olarak siyasete atılması, halk açısından etkilenilecek değil, ayıplanacak bir hikâyeye benziyor. Ayrıca buraya kadar olan kısımda dinlediğimiz öykü İhsanoğlu'nun değil, babasının öyküsüdür. İhsanoğlu, babasının hikâyesiyle seçimlere katılıyor da denilebilir. Bunun halk nazarında pek karşılık bulacağını sanmıyorum. Ulusalcı koalisyonun oylarını elbette alır İhsanoğlu, biraz da MHP oyları gelir ama bu Tayyip Erdoğan'a karşı seçimlerde varlık göstermek için yeterli değil. Toplumun diğer kesimlerinin oylarını alması için İhsanoğlu'ndan fazlası olması gerekiyor ki, o da maalesef bunu karşılayabilecek yaşam serüvenine sahip değil.
Bu boşluğu parayla doldurmak, yapay imajlarla gidermek mümkün müdür? Başka zamanda, yerde, koşullarda elbette mümkün olabilir; ancak gerçek hikâyelerin yarıştığı bir seçimde asla etkili olamaz. Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday gösteren cephe de bunun farkında; bu boşluğu doldurmak için de mesailerini İhsanoğlu'na ayırma yerine, enerjilerini rakip Erdoğan'ın hikâyesini çarpıtmaya ve imajını bozmaya harcıyorlar. Akıllıca ama nafile bir çaba; zira gerçek bir öyküyü sahte bir algı operasyonuyla çarpıtmak kolay değil. Erdoğan'ın öyküsü nice büyük operasyona, darbeye göğüs gerdi; son iki yılda dayanıklılık testinden geçti. Her operasyon Erdoğan'ı güçlendirdi, hikâyesine zenginlik kattı. Erdoğan'ın hikâyesi, halkın kendi hikâyesidir. 1 Temmuz'da Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığını da halk "Kasımpaşa'dan Köşk'e Uzun Adam’ın Hikâyesi" olarak coşkuyla karşıladı. Bence "muhtar bile olamaz" denilen, cezaevine kapatılan Erdoğan'ın hikâyesinden daha güçlü hikâyesi olanlar ancak ona rakip çıkabilir; fakat devleti temsil eden partilerden Erdoğan gibi zengin ve güçlü bir hikâyeye sahip isimlerin çıkması da imkânsızdır. Bu gerçeği muhalefet seçim sonuçları açıklandığında daha iyi anlayacaktır.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019