Kurtuluş TAYİZ
Türkiye Suriye'ye askeri müdahalede mi bulunacak? TSK'nın teyakkuz haline geçmesinin, sınıra tank ve zırhlı birlikler sevk etmesinin sebebi ne? Tampon bölge kurma hazırlığı mı yapılıyor? Türkiye'nin IŞİD ve PYD'ye olan bakışı ne? Hedef PYD mi, yoksa IŞİD mi?
Bu soruları üst düzey bir yetkiliye sorma fırsatı buldum. Suriye'ye yönelik bir askeri müdahale gündemde değil. Ancak askeri müdahaleyi çağrıştıracak birtakım açıklamaların gündeme gelmesinin sebebi, son günlerde Suriye'de Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden bir hareketliliğin yaşanıyor olması. Burada ilk olarak akla, söz konusu tehdidin Tel Abyad'ı ele geçiren PYD'den kaynaklanıp kaymaklanmadığı sorusu geliyor. Edindiğim izlenim tehdit algılamasında PYD'nin ikinci planda kaldığı yönünde ama hareketleri şimdilik izleme altında. PYD ile görüşme kanalları açık ve mesajlar gidip geliyor. Fakat Türkiye, PYD'nin IŞİD ile mücadelenin verdiği meşruiyetle homojen bir alan yaratma gayreti içine girdiğini gözlemliyor. Örgütün, Tel Abyad'a geri dönüşleri engellemesi, Arap ve Türkmen nüfusu kabul etmemesi Türkiye'yi ciddi ciddi endişelendiriyor. Bunun nedeni etnik zorlamaların, olası Kürt Arap savaşının, kaos üreten çözümlerin Türkiye'ye olası faturası.
Türkiye'yi asıl endişelendiren hareketlilik IŞİD'den kaynaklanıyor. Tel Abyad'ı kaybetmesinin ardından IŞİD'in Cerablus ve Mare hattındaki 90 kilometrelik hattı aşarak Cilvegözü ve Öncü Pınar sınır kapılarının bulunduğu alanı ele geçirmek için saldırı başlatması, Ankara'yı alarm durumuna geçirdi. Bahsi geçen alandaki nüfus yoğunluğu 4-5 milyon civarında. ÖSO'na askeri destek verilmediği durumda daha donanımlı olan IŞİD'in bu bölgelerin denetimini ele alması kaçınılmaz. Ve bu durum Türkiye'yi, kaldırmakta zorlanacağından daha fazla bir mülteci akınıyla karşı karşıya bırakır.
Bu tehlikenin farkında olan ABD'nin de Hercele-Mare hattını zorlayan IŞİD'e karşı beş ayrı hava operasyonu düzenlediği belirtiliyor. Türkiye, hava operasyonlarıyla durdurulan IŞİD hareketliliğini şimdilik yakından izliyor.
Ankara IŞİD'in rejimle işbirliği yaptığından emin. Açık kaynaklara da yansıyan bilgilere göre rejim ile IŞİD, mayıs ayının sonundaki bir toplantıda İdlip'i ele geçirerek güçlenen muhaliflere karşı ortak hareket etme kararı aldı. Rejimin havadan vurduğu muhaliflere IŞİD ise karadan saldıracak. IŞİD'in Halep'in kuzeyinde başlattığı saldırılar rejimle ortak gerçekleştirildi.
Hükümetin askere direktif verip vermediği konusu da kamuoyunda merak edilen konuların başında geliyor. Evet, Ankara, askere IŞİD'le mücadele eden dost unsurların desteklenmesi konusunda direktif vermiş. Askerden "Gerekli tüm tedbirlerin alınması" istenmiş. "Gerekli tedbirler"in çerçevesini angajman kuralları belirliyor. Ki IŞİD, yenilenen angajman kuralları içinde zaten rejim unsurlarıyla birlikte ulusal güvenliğe tehdit olarak yer alıyor.
Türkiye için IŞİD ile PYD arasındaki fark ise şöyle: PYD, IŞİD'e göre rasyonel bir aktör. Ancak, PYD hâlâ Türkiye'nin işbirliği yapacağı "rasyonel" yaklaşımları göstermiş değil. Ayrıca PYD fütuhat mantığıyla hareket ediyor. IŞİD ile mücadelenin getirdiği meşruiyeti kullanarak bölgenin demografisiyle oynuyor. PYD'nin hakim olduğu pek çok yerde rejim güçleri de bulunuyor.
IŞİD ile mücadele konusunda Ankara dünyayla işbirliğine hazır. Güvenli bölge seçeneği hâlâ masada. ABD ile mevcut "Eğit-Donat" kapsamındaki işbirliğini daha üst seviyeye taşıyabilir. Ankara, ABD ile ortak planlama şartıyla IŞİD'i vurmak için İncirlik üssünü kullanıma açabilir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019