Kurtuluş TAYİZ
15 Temmuz Darbe teşebbüsüne ilişkin “senaryo” iddiaları, daha doğrusu “tatbikat” yakıştırması bir ikrarı, bir itirafı içinde barındırıyor. 36 uçağın, 276 zırhlı aracın, 3 geminin ve 8 binden fazla askerin katıldığı darbe girişimi son derece sahiciydi oysa, hayatını kaybeden 240 insan da öyle, yaralanan 2 binden fazla insanın bedeninden dökülen kanlar da son derece gerçekti.
Yıllardır bu ülke insanına oyunu, kurguyu, yalanı, senaryoyu gerçek diye gösterenler, gerçekleri de bir oyun, senaryo, kurgu, yalan olarak göstermeyi maalesef başardılar.
En başta da devlet bu oyuna geldi. Kurgulanan dev prodüksiyonu gerçek sanıp aldandı. Böylece hem kendisine, hem ülkesine, hem millete zarar verdi.
Herhalde bir oyun ne kadar büyük kadroyu barındırırsa o kadar çok sahici oluyor. Bütün bir ülkeyi dev bir film platosu gibi değerlendirmeyi planlarsanız o ülkede senaryolar gerçeğe, gerçekler de yalana dönüşür.
FETÖ, bu ülkenin en büyük yalanlarından biriydi. Adına “Gülen Cemaati” dendi, “Hizmet hareketi” dendi; sivil toplum kuruluşu yakıştırması yapıldı, sosyal bir dayanışma grubu olarak gösterildi.
FETÖ’yü anlatanların, tarif edenlerin, övenler veya sövenlerin hepsinin aynı film ekibinin parçası olduğu yerde gerçekler silinir ve aldanış kaçınılmaz olur.
Bu ülkenin diğer bir yalanı PKK’dır. Bu örgütün, "Kürt sorununun sonucu” doğduğu yalanı üzerinden, Türkiye’ye 40 yıldır müdahale ediliyor. PKK terörünün etrafında gelişen bütün toplumsal ve siyasal olaylar bu yalanın etkisi altında kalmaktan kurtulamamıştır.
Bu ülkede 40 yıldır bilimi, akademiyi, sanatı (edebiyatı ve edebiyatçıları) gazeteciliği, siyaset bilimini bir yalanı büyütmek için kullandılar. FETÖ ve PKK, kadrosu en kalabalık, konuk oyuncuları en fazla, yardımcı aktörleri en çok olan dev bütçeli bir senaryonun sonucudur. PKK’yı en çok edebiyatçıların arkalıyor olması, Gülen’e en çok romancıların sahip çıkması manidar ve aslında gayet anlaşılır.
17-25 Aralık Yargı darbesi girişiminde perde düştü; hayat sahnesinde vuku bulan olayların, aslında dışarıda tasarlanmış senaryoların tatbiki olduğu ortaya çıktı. Gerçek sanıların aslında birer senaryodan ibaret olduğu anlaşıldı.
“Biz kör müyüz, neden göremiyoruz” diyenler olabilir? “Gerçek ile kurguyu neden ayırt edemeyecekmişiz” diyenler de çıkar.
Ancak çoğumuzun zaten senaryonun içinde doğduğumuzu, daha biz hayata gelmeden o senaryonun tatbik edilmeye başlandığını düşünürsek, gerçek ile senaryoyu ayırt edemeyişimizi de rahatlıkla anlayabiliriz. Ayrıca yeni doğanların da bir filmin içinde dünyaya geldiğini göz önünde bulundurursak, muhtemelen onlar da -15 temmuz darbe girişimi başarılı olsa- belki de yıllara yayılacak bir filmin pasif oyuncuları olmaktan öteye gidemeyecekti.
FETÖ ve PKK 45 yıldan daha fazla bir zaman önce sahneye çıkan aktörler. “Hizmet hareketi” de yalan, “Kürt hareketi” de.
Bu iki örgüt hakkında bugüne kadar yazılıp çizilen, bilinen bütün bir hikaye, aslında gerçekten bir hikaye olmaktan ileri geçemedi. Çünkü hikayenin anlatıcıları da yine o aklın kendilerindendi.
Gerçek sandığımız ama aslında birer senaryonun tatbikinden ibaret olan bu hikayenin deşifre olması ve açığa çıkması, hayatın bu kadar iddialı bir “muhteşem tasarım”ı kabul etmemesiyle, sindirememesiyle; böylesi bir kibri evrene uygun görmemesiyle ilgili olmalı.
Anlaşılan şu ki yakın tarihe dair, gerçek diye bilinenlerin büyük çoğunluğu maalesef senaryo. Tarihi yazanlar, tarihi diledikleri istikamete çevirebilecekleri gibi bir iddia taşıyorlar.
Milli Mücadele'yi verip tarih yazanlara, tarih yazıcıları geçit vermediler. Kurulan devlet tarih yazanların değil, tarih yazıcılarının belirleyiciliğinde oldu.
İşte bundan ötürü dönüp geçmişe yeniden bakmak, bir daha bakmak, dikkatlice bakmak zorundayız.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019